¨Kahramanlık¨hikayeleriyle dolu, gurur duyduğumuz tarihimizin bir de elimizde kalan, bakıp görebildiğimiz, dokunup yaşayabildiğimiz somut tarafları var değil mi? Evler, kiliseler, camiler, hanlar hamamlar…
Türkiye’ye her gidişimde kalp atışlarımın hızlandığını hissederek yaklaşırım bunların her birine. Ne zaman ki yakından görmeye başlarım, heyecanım yerini derin bir üzüntü ve öfkeye bırakır. Gerçekten hiç mi yolu yok bu ¨harabe¨lerin ne değerli yapılar olduğunu öğrenmek/öğretmek? Devletin sahiplenmesini, insanların değer vermelerini, korumalarını sağlamak? Aşağıda paylaştığım görüntüler utanç verici değil mi sizce de?
Bu bilgi Vikipedi‘den: ¨Yekpare ağaçtan çivi kullanılmadan oluşturulmuş şu an hala özelliğini koruyan köşk, Kars- yukarı Sarıkamış bölgesinde bulunmaktadır. Av köşkü ve ana köşk olarak 2 ayrı yapıdan oluşur. Beton kolanlar sayesinde ayakta duran yapının ısıtması bu kolonlar içerisinden sağlanan ısı ile sağlanmaktadır. Bu ısıtma sistemine “peç” adı verilir. Av köşkü değerli misafirlerin ağırlandığı yerdir. Asıl köşk ise çeşitli zamanlarda hastane ve saray olarak kullanılmıştır. Halk arasında Katerina’nın köşkü olarak bilinmektedir. Ancak 2. Çar Nikola döneminde yapılan bu köşk yanlış adlandırılmaktadır. Eşi Katherina için yaptırıldığı zannedilen bu köşk Çar’ın hasta oğlu Aleksi için bir rehabiltasyon Merkezi ve aynı zamanda da ailenin kışın ve yazın kullandığı av köşkü olarak yapılmıştır. Bu Köşk, Çar’ın Av Köşü olarak bilinmektedir. Çarlık dönemine ait Türk filmlerinin çoğu bu köşk ve çevresinde çekilmiştir.¨
Aşağıdaki gördüğünüz fotoğrafları Eylül 2012’de çektim. Tarihe, tarihi esere, mirasa verdiğimiz değer ve özenin fotoğrafları bunlar. Buyrun…
Latest posts by Eren Kaya (see all)
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
Ingiltere'de National Heritage'a birakiliyordu bu tarz yapilar. Bazilari da National Trust'a. Hatta cok zenginler bile satolarina, evlerine bakamayip, masraflarinin altindan kalkamayip oralara bagis yapiyorlardi. Gezerken onlara ayrilan ozel bolumde karsilasabiliyordunuz ya da uzaktan gorebiliyordunuz.
Keske boyle kurumlar olsa. Hani devlet hepsine yetisemiyorsa!
Diger yandan donup Istanbul'a bakiyorum. Tarihi degeri olan evlerin yikilip TOKI konutlarina kurban edilmesine…
Soyleyecek soz bulamiyorum!
Katherina'nin Bulgaristan Russe(Ruscuk)'da bulunan, muze haline getirilen evini gezmistim. Bir ara blogda bu yaziya da link vererek yazayim 🙂
cok üzücü gecekden. bugüne kadar bircok tarihi yer gezdim türkiyede hep ayni manzaralarla karsilastim, hatta bir keresinde sikayetci oldum belediyeye gittim adam napalim basina korumami dikkelim dedi bana, baya bi tartistik ettik ama nafile… 🙁