Merhaba Eren,
Uzun süredir blogunuzu takip ediyorum çok güzel ve faydalı paylaşımlarda bulunuyorsunuz, takipçiniz olarak çok teşekkür ediyorum.
Ben 1.5 yıllık evliyim, düşükle sonuçlanan bir hamilelik geçirdim, bebeğim 10 haftalıktı kahverengi akıntılarım vardı ve ardından kanamaya dönüştü. Bebeğin kalbi durdu ve aldılar 🙁 Bebeğe biyopsi yapıldı, benden geçen hiç bir hastalık yokmuş ama hamileliğim sırasında hamileliğe bağlı tiroid çıkmıştı. Kontrol altında tutmak için de ilaçlar kullanmıştım.
Bebeği 2012 Eylül’ün 14’ünde aldılar ve üzerinden 2 ay geçti. Tekrar bebek sahibi olmak istiyorum doktoruma gittim, kontrollerim yapıldı her şey yolunda ancak küçük bir kistim varmış. Sorun olmaz dedi doktorum folik asit ve coraspirin kullanmaya başladım.
Ancak psikolojim hiç iyi değil, hep içimde bir şüphe var… Bu arada kendimi toparlamak için bütün yöntemleri denedim ama olmuyor, sürekli karşıma hamile ve bebekli insanlar çıkıyor sanki bana inat gibi…
Blogunuzun profiline ”Kendinizi çaresiz, umutsuz hissetmemenizi sağlayabilirsem ne mutlu…” yazmışsınız bundan çok etkilendim ve size yazmak istedim. Belki tecrübelerinize dayanarak bana bir öneride bulunursunuz diye düşündüm çünkü bu durumumu ailemi üzmemek için atlatmış gibi görünmeye çalışıyorum ve onlarla paylaşamıyorum. Ancak hiç iyi değilim…
Yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiler,
Yeliz Işık
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
Sevgili Yeliz,
Ben 38 yaşında 3 yaşında bir kız çocuk sahibi, ve
Allah izin verirse 4 aylık hamileyim. Aynı kaderi bende yaşadım, bundan iki sene önce 3,5 aylık bebegimi dusurdum, buyuk oldugu için kurtajda yapamadılar , bir hafta hastanede yatarak , suni sancı ile bebegimin ölu dogmasını bekledim, kızım bir yaşında hiçbir şeyden habersiz evde bekliyordu beni, Allah böyle bir durumu dusmanımın başına vermesin… İkinci bebeği kızım yalnız kalmasın diye istiyordum, ama bir yandan da korkuyordum… Yattıgım hastaneden , herkes bebeğini alarak çıkarken ben yavrumu bırakarak çıktım…şimdi herşey yolunda ve saglıklı buyuyen bir erkek bebeği bekliyoruz , lutfen içindeki istegin , kalbindeki arzunun ölmesine izin verme… hiçbir hamilelik diğerine, benzemez ve eger gerçekten kalbinden gönlunden diliyorsan herşey yoluna girer arkadaşım… Merak etme beynini eski ile degil yeni umutlarla doldur gerisini Allah'a bırak…
sevgiler….
Nereye yazayım bilemedim…Belki Yeliz'in mektubunun altı doğru yerdir, değilse değiştirirsin Eren'cim. Düşük ile ilgili söylemek istediğim bir iki şey var. Aslında uzunca bir yazı yazacağım Eren'in davetine istinaden. Kısaca diyeyim ki; düşük küçümsenecek bir travma değil. Hani böyle sırtınıza vururlar aman büyütme biz de kaç tane düşürdük diyerek, ( bunun bir de ben kaç tane kürtajla aldırdım versiyonu vardı eskiden boğasım gelirdi ! ) sanki her Allahın günü yaşanırmış, travma değilmiş gibi. Onun travma olup olmaması da onlarca sebebe bağlı. Kocaya, aileye, annenin kendini suçlamasına, isyana, niye ben sorusuna, rahime, vücudun reddine ve daha onlarcasına…Ama sonuç, kalp sızısı hep aynı. Acıyı dindirmeye çalışmak, saman altına süpürmek , mutsuzluğu maskelemek hiçbir işe yaramıyormuş. Onu o an yaşayıp tüketmek lazım. Kimisi 3 ayda tüketir kimisi 3 günde. Tüp bebek deneyenler, yıllarca uğraşanlarda bu süre tahminin de ötesinde uzayabilir. Ağlamak, kabullenmenin ilk koşulu sanırım. Kabulleninceye dek de kendinize zaman tanımak gerekli, bir çırpıda üstesinden gelenlerden olamadım ben misal. Ama yaşadım, kanamam durmayınca hastanelik oldum, düşürdüm, düşürdüğüm bebeğin ikizini doğurmak için aylarca tavana bakılı yattım ve doğurduğum an da dahil olmak üzere travmasını aylarca hatta yıllarca yaşadım. Demem o ki, kolay değil, içim acıyor diyen kadının sesine kulak vermeli. Onu dinlemeli, içini boşaltması için destek olmalı. Konuşan, yazan annelere bu anlamda saygı duyuyuorum ben misal. Ben yazarak atlattım, kimse bana acısın diye değil, el kaldırıran ben de yaşadım diyen birilerini bulurum diye bir ümit. Çok daha fazlasını buldum , desteklerine minnettarım. Ben de size bu sürecin nasıl ilerlediğini, beraberinde neleri getirip, sonunda gerçekten geçtiğini anlatmak isterim elimden gelirse. Geçmişler olsun, bu da son olsun.
Sevgili Yeliz,
Haklısın, çok zormuş. Ben de geçen Mart ayında 6 haftalıkken kaybettim bebeğimizi. Aynı şekilde kasılma ve kanamalarla başladı ve aynı gece bitti. Sonradan öğrendim, ne çok insanın düşük yapmış olduğunu. Doktorum da, olağan sınıfına koydu: erken dönem yolk kesesi kanaması.
ama dünya başıma yıkılmış kadar üzüldüm ben. O kadar sürede bile insan o minicik bebeğe hemen bağlanıyor.
Ben 39 yaşındayım, ilk bebeğime hamileydim. Ben de hipotiroit icin sentetik tiroit hormonu kullanıyorum. Benim de küçük bir kistim var.
Mart'tan sonra iki ay bekledik, ve sonra tekrar başladık çalışmalara! Inan bana, hayatımda yaşadığım en zorlu süreçti.
Adet olmamak için dua ediyordum, en ufak bir mide bulantımda sevincten aglayacak gibi oluyordum…yumurtlama zamanlarını hesaplamaktan aklımı kaçıracak gibiydim…
Ya bir daha hamile kalamazsam diye korkudan delirmek üzereydim.
Çok zorlandım. Zavallı kocamı da zorladım…bu duygunun dışına çıkabilmek oldukça güç, haklısın.
Kendimi yapayalnız hissediyordum. Kimse beni anlamıyordu. Sokakta bebeklere bakamıyordum… doktorum çok sakindi, bekleyin, sabredin, hamile kalacaksınızdan baska sey demiyordu…gel de sen sakin kal!
Kendime, kocama, bedenime zaman vermeyi ben öğrenemedim….
hamile kalmak için yaptıklarımı bu blogda yazdım…hamile kalmak dışında başka şey düşünemiyordum zira.
sen de bol bol yaz hissettiklerini…avaz avaz bağırmanın bir yolu yazmak…sonra bir dönüp okuyorsun, vay be, ben mi yaşamışım bunları diye şaşıyprsun kendine.
Sürecin içindeyken insan endişe, korku ve kaygılarının içinde boğuluyor. Olsun. Öyle olsun. Bunu da kabul.
ama emin ol gececek, bu kış bir daha hamile kalacaksın…ve bu aylarda yaşadıkların tecrube hanesine yazılacak.
sevgilerimle,
Arzu
Merhaba Yeliz
2008 Ocak ayında hamile kalma çalışmalarım başlamıştı. 2009 Ocak'a kadar da her ikimiz de de tıbbi sorun olmamasına rağmen, hamile kalamdım. 2009 Ocak'ya 7 haftalık hamile olduğumu öğrendim. Hem de çift yumurta ikiz bebeklere! Birinin kalpa tışını da duymuştum. ertesi hafta eşim, annem, kayınvalidem, ben gittik yenşden kontrole. Elimzide kamera, kalp atışlarını duyacaktık. Ama hiçbir şey yoktu. Düşüj yappmıştım. Yani yapamamıştım. Kalbi durmuştu. APar topar kürtaj oldum. Gerçekten zor günler geçirdim. Herkes bana "hamile kaldığın için şanslısın, kendine gel" diyordu. O sırada anlmıyordum ama sonradan anladım. Haziran başında, yeni hamileliğimin haberini aldım. Kızım da şu anda 32 aylık. İnan bana geçiyor, bir kez hamile kaldın mı ikincisi daha kolay geliyor. Tek yapman gereken sakin olmak, yalnız olmadığını düşünmek. O kadar çok kadın yaşıyor ki bunu… Benim arkadai grubumdan 10 kişide 6'sı ilk hamileliğinde düşük yaptı. Doktorum bana "hasta bebek düşüyor, düştüğü için üzülme" demişti.
evet travması çok büyük. Dşün bak hamile kaldım, doğurdum ama aklıma geldikçe çok kötü oluyorum. Ama inan, bu kadar yoğun yaşamayacaksın sıkıntını. Şimdi, herkes sana sakin ol diyor ya, sakin olmaya çalış ama içindekileri de bastırma. Ağlamak istiyorsan, otur ağla. Rahatlamak için istediğini yap. Ancak lütfen karalar bağlama.O zaman içinden çıkman daha zor olur. Hep yalnız olmadığını ve bizim gibi örnekleri düşün…
iyi ol, lütfen iyi ol…
Şebnem, manyakanne. (www.manyakanne.com'da yazmıştım düşük yapmamı. İstersen okuyabilirsin)
Merhabalar; Mesajı yazdığımda Eren hanımdan ismimi vermemesini rica etmiştim saolsun öylede yapmış ama şimdi anlıyorumki acılar paylaştıkça azalıyor.. güzel tavsiyeleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim içimi rahatlattınız.. inşallah bu günlerde geçicek ve tekrar hamile kalıcam 🙂
Merhaba,
39 yaşındayım ve bebek sahibi olabilmek için 8 hamilelik yaşamam gerekti üç tanesi düşük 3 tanesi altı aylık sonlandırıldı. bir çeşit genetik hastalık yüzünden yedinci hamileliğimi tam evlatlık almayı düşünürken öğrendim bize deneyerek sağlıklı bebeği bulacaksınız demişlerdi. yedincide bir erkek bebek dünyaya getirdik çok şükür sağlıklı şu an dört yaşında. oğlum 2,5 yaşındayken bir kez daha hamile kaldım herkez aldır yine hasta olabilir diyordu. ama o kadar çok istemiştimki anne olmayı deniycem dedim ve sekizinci hamilelikte bir kız bebeğim oldu şu an bir yaşında. hiç bir zaman yılmadım Çokk şükür şu an iki evladım var
Jerf merhaba,
Yorumunuzu FB sayfamda paylaşıyorum müsaadenizle…
Eren
ok müsaade sizin aslında daha fazlasını yazmak isterdim ama sığmadı. bu süreçte 4 kürtaj üç sezaryen iki normal doğum bir rahim ameliyatı olmuş bulunmaktayım. ilk 2ve 4. bebek düşük 3. sezaryen ile sonlandırıldı. 5.ve 6. bebek eidural anestezi ile normal doğurtarak sonlandı. 7.ve 8. hayatta olan sağlıklıbebekler çok şükür
Merhabalar,
Uzun zaman olmuş bu post aktif olmayalı; umarım güzel gelişmeler yaşanmış ve unutulmuştur tatsız anılar. Bir süredir benzer sayfaları okuyup fikir edinmeye çalışıyorum ben de. 34 yaşındayım; son 2 senedir bebek sahibi olmak gündemde. Belirlenemeyen infertilite nedeniyle tüp bebek tedavisine geçtiğimiz Mayıs ayında başladık. İlk transferde tutunma sonrası 6. haftada kalp atışı tespit edilemedi. Ardından Kasım'da 2. deneme; her 2 embriyo da tutundu, ilki boş kese, 2. sinin ise 8. haftada kalp atışı sona erdi. Her iki seferde de ilaç kullanarak sonlandırıldı gebelik. 2. si sona ereli 1 ay oluyor; haliyle biraz kafalar karışık.. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum içeride; analitik bir incelemeye ihtiyaç olduğu kesin 🙂 Tedavi öncesi hormon testlerinde Anti TG sınırın üzerinde (450) ve TSH 2,55 tespit edildi. Kızkardeşimde de hipotiriot rahatsızlığı olduğu için konuya dikkat etmek gerektiğini düşündüm. Fakat doktorum bu değerlerde hormon kullanımına gerek olmadığını söylediği için ısrarcı davranmadım. 2. denemede benim talebimle 7. haftada hormon kontrolü yapıldığında TSH 3,8 e yükselmişti; derhal endokrinoloğa başvurup Eutirox kullanmaya başladım, fakat 2 gün sonra gebelik sonlandı. Aradan 1 ay geçti ve ilaç kullanımım devam ediyor. İlk kez TSH 2'nin altına indi bu hafta, antikorlar ise hala yüksek ama önemli olan TSH diyor doktorum. Bekleyen son 3 dondurulmuş embriyomuz var; fakat öncesinde detaylı kan testleri yapılacak. Jinekoloğum ise testlerin ardından tekrar eden düşükler nedeniyle bekleyen embriyolara dokunmadan yeni IVF tedavisine başlamayı önerdi. Ama sanırım kendisiyle devam etmek istemiyorum bu haldeyken.. Evet bu bir tür kriz yönetimi meselesi, şu ana kadar karşıma çıkanlar arasında en zorlusu kesinlikle. Ne kadar istesem de bu durumu tam olarak"kontrol edemeyeceğimi" öğreniyorum. Sorumluluğun ne kadarı bende ne kadarı elde olmayan faktörlerle ilerliyor, orası karışık geliyor. Bir süredir yoga yapıyorum, bir de akupunktur doktoru edindim.. Sağlıklı yaşam konusunda epeyce titiz davranmaya çalışırken yüklenen suni hormonlar konusunda tedirginim, 3. denemeye de bu anlamda pek de hazır hissetmiyorum sanırım. Sanki akışa bırakırsak su yolunu bulacak aslında, ama akışa bırakmak dile kolay… İşlerimizin yoğunluğu nedeniyle tedavi öncesi dönemde düzenli denemeler yapamadık; bir yandan da mecburi çalışmalarla ilişkiden soğuduk gibi. Sanırım cinsellik konusunda bir terapiye ihtiyaç olacak; önce şu durumu teknik bir meseleymiş gibi algılamaktan kurtulmamız gerekiyor her ikimizin de.. dengeler şaştı. Bu anlamda tavsiye edebileceğiniz bir merkez var mı? İnsanın orijinal doğasından giderek uzaklaştığı ve her sorunun sektörleşip çıkar ilişkisine döndüğü bu sistemde doğru kaynaklara ulaşmak gerçek bir nimet. Duyarlılığınız için çok teşekkürler… Sevgilerimle