Anasayfa / Yazarlar / Eren Kaya / Hayat Kurtarıcı olarak Mamografi

Hayat Kurtarıcı olarak Mamografi

Kanser söz konusu olduğunda erken tanının pek çok durumda
hayat kurtardığı hepimizin malumu. Son yıllarda hızla artan meme kanseri
vakalarında ölümleri engellemek için belli bir yaştan sonra düzenli olarak
mamografi önerilmesinin nedeni de budur. Gelişen tıp teknolojisinin sağladığı
yararlar yadsınamazken mamografinin (diğer pek çok radyolojik tanı yöntemi
gibi) suistimal edildiği fikrimden dolayı doktorumun bütün ısrarlarına rağmen
çektirmeyi reddettim. Bugün okuduğum bir araştırmayla bu kararımla ne kadar
isabet ettiğimi farkettim.

New England Journal of Medicine’de yayınlanan çalışmanın
başlığı: ¨Effect of Three Decades of Screening Mammography on Breast-Cancer Incidence¨. Dr. Archie Bleyer ve Dr.
H. Gilbert Welch 1976’dan 2008’e kadar 40 yaş ve üzeri kadınlarda erken evre ve
geç evre meme kanseri trendlerini incelemişler. ABD’de mamografinin
kullanılmaya başlanmasıyla beraber erken evre meme kanseri teşhis oranları
senede 100.000’de 112’den 100.000’de 224’e çıkmış. İki kat artış! Aynı zamanda
ileri evre meme kanseri teşhis oranları 100.000’de 102’den 100.000’de 94’e
düşmüş. %8’lik bir düşüş! 122 vakadan sadece 8’inin ¨erken tanı¨sının ileri
evreye dönüşmesi söz konusu.  Araştırmacıların ulaştığı sonuç meme
kanserinin son 30 yılda 1,3 miyon amerikalı kadın için ¨overdiagnosed¨ yani zaruri durumların çok üzerinde
oranlarda teşhis edildiği yönünde.
Mamografide rastlanılan tümörlerin önemli bir oranı klinik semptomlara
dönüşmeyecek olanlar şeklinde açıklıyorlar. 2008’de ise 70.000’den fazla
kadında meme kanserinin ¨overdiagnosed¨ olduğunu
düşünüyorlar. Bu da toplam meme kanseri teşhislerinin %31’ini oluşturuyor.
Çalışmanın sonucunu aynen tercüme ediyorum: Erken evre meme
kanseri vakalarının tespitinde ciddi artışlar olmasına rağmen, mamografi
sayesinde bu vakaların ileri evre meme kanserine dönüşmesi ancak marjinal
oranda azalmıştır. Tam olarak hangi gruptaki kadınların etkilendiği kesin
olmamakla beraber bu dengesizlik önemli oranda ¨overdiagnosis¨ in söz konusu olduğunu gösteriyor. Bu oran yeni
teşhis edilmiş meme kanserlerinin 1/3’üne denk geliyor. Mamografinin (en iyi
ihtimalle) meme kanseri kaynaklı ölümlerin üzerinde küçük bir etkisi vardır.
Elbette bu da benzeri pek çok çalışmada olduğu gibi epey ses getirecek ve tartışmaları sürecek. Hepsini takip edeceğiz. En azından genel geçer bir fikir birliğine varana kadar meme kanseri farkındalığı konusunda konsantrasyonu bütün bir kadın nüfusundan alıp risk gruplarına kaydırmak konusundaki ısrarımı sık sık tekrar edeceğim. Göğsünde bir kitle farkeden bir kadının endişelenmesine gerek olup olmadığını anlayabilmesi için mamografi şarttır. İyi ki de vardır. Ancak meme kanserine genetik yatkınlık yokken, şüphelenmek için bir neden de yokken önlem amaçlı düzenli mamografi ne derece gereklidir onun cevabını da bu çalışma veriyor bize. Gereksiz tedavi gören, kemoterapiye ve ameliyatlara maruz kalmış olan ve kalmaya devam eden önemli bir kadın nüfusu söz konusu. Elbette bu nüfusun gerçek risk grubuna girip girmediğini de bilmek şu aşamada mümkün değil ama bu onları ¨tıbbın teptiği¨ gerçeğini değiştirmiyor.

Diğer Paylaşım

Meditasyon Yapın – Süheyla Pınar Alper

Evet, meditasyon yapın. Günümüz yaşam biçimi, yaş kaç olursa olsun hepimizi sürekli bir koşturma ve …

Leave a Reply