Anasayfa / Yazarlar / Eren Kaya / Bir Krup Hikayesi

Bir Krup Hikayesi

Geçen hafta hayatımın en korkutucu olaylarından birini yaşadım. Sabah her zamanki gibi hazırlanıp evden çıktık, Leyla’yı okuluna bıraktım ve kütüphaneye gittim. Öğlen 1:00 gibi telefonum ¨acı acı¨ titredi. Okuldan nadiren ararlar. Olağanüstü bir durum olduğu belliydi, telaşla açtım telefonu. Okulun müdürü Maureen’le aramızda şu konuşma geçti:

– Eren merhaba, panik yapma lütfen ama Leyla hasta galiba, ambulans çağırdık, yoldalar. Sen de gelsen iyi olur.

– NEEEEEEE! NE AMBULANSI!! NE OLDU LEYLA’YA! KONUŞSANA!

– Önemli bir şey yok, tedbir olsun diye çağrdık. Öğlen uyurken nefes alamamaya başlamış, sınıf öğretmeni hırıltılar duymuş, rengi kaçmış. Hemen kaldırdık, şu an burada odamda. Bilinci yerinde, her şey normal görünüyor ama ambulans gelecek.

– NE AMBULANSI YAHU… GELİYORUM YOLDAYIM!

Kütüphaneden nasıl fırladığımı hatırlamıyorum. Ne masamı topladım, ne ceketimi giydim, ne içinde herşeyimin bulunduğu çantamı aldım. Sadece arabanın anahtarını kaptım ve kapıdan çıkana kadar en az 10 adama çarparak çığlık çığlığa dışarı fırladım. Kütüphaneden okula mesafe 15 dakika. Hayatımda kullanmadığım kadar hızlı kullandım. Polise yakalanmamış olmam mucize!

Okula vardığımda kapıda 3 adet ambulans 1 adet de polis arabası vardı. O manzarayı görünce kaybedilmeyi bekleyen bilincim harekete geçti. Gözlerim karardı, tansiyonum düştü, bayılmama ramak kaldı. Leyla’nın yanına gitmem gerektiği düşüncesi canlı olmasa kendimi bırakır bayılırdım.

İçeri girdiğimde Leyla’nım Maureen’in kucağında kitap okuyordu. Etrafında biri doktor biri hemşire biri de ne olduğunu anlamadığım 3 sağlık görevlisi ve 3 öğretmen var. Gayet normal görünüyordu herşey. Leyla beni görünce: ¨Anne kakam var galiba¨ dedi. Ben de tüm dünyanın Leyla’nın tuvalet ihtiyacı için seferber olmuş olmasını olgunlukla karşıladım bunu duyunca…

Herşeyin gayet normal olduğunu farkedip ¨ÇILDIRDINIZ MI SİZ NEDEN KIYAMETİ KOPARDINIZ! HERŞEY NORMAL GÖRÜNÜYOR!“ bakışını etrafa fırlattığımı farkeden doktor açıklamaya başladı:

Leyla krup olmuş. Nefes almakta zorlandığı için okulun bizi aramış olması normal. Krup ciddi bir hastalık değil ama önlem alınmazsa hayati olabilir. İzin verirseniz antibiyotik yazdım kendisine. Derhal kullanmaya başlayın.

– (İçimden ben: Gonuşma len! Işiniz gücünüz yok atraksiyon olsun diye alemin bütün ambulanslarını toplayıp öksüren bi çocuğa bakmaya gelmişsiniz. Bu polis ne bu polis?? Bu saatte bu şehirde trafikte en fazla 3 araba olur onlar da kaybolmuşlardır… Manyak mısınız la? Hem Allama bin şükür krupun ne olduğunu biliyorum. Antibiyotiklik bi durum yok.)

– Yüksek sesle ben: Çok teşekkürler! Derhal gelebilmeniz içimi rahatlattı. Krup çok ciddi evet. İzin verirseniz önce kendi doktorumuzla konuşup sonra antibiyotik tedavisine başlayalım.

– Doktor: Siz bilirsiniz, ama sorumluluğu devraldığınıza ve bizim görevimizi yaptığımıza dair bu kağıtları imzalamanız gerekiyor.

Sanırım 500 sayfalık bir dosya imzaladım. Leyla’nın kaka sorununu da hallettikten sonra olay mahalinden hızla doktoruna doğru uzaklaştık. Yolda her zamanki gibi şarkılar söylendi, sohbetler edildi. Leyla sabah da öksürüyordu ama her zamanki öksürüşlerinden farklı değildi. O yüzden şüphelenmedim kruptan ne de başka bir şeyden… Doktora varmadan kütüphaneye uğrayıp pılımı pırtımı topladım. Sanırım soğuktan donmak üzereydim. Allahtan eşyalarımı da hiç ellememişler, oldukları gibi duruyorlardı, aramakla zaman kaybetmedim. Yoldan doktoru aradım, geliyoruz demek için. Telefonu Einstein sekreter açtı. Durumu anlattım, geliyoruz dedim. Sekreter:

– Hmmmm… krupsa önce nemli ortama sokmalısınız.

– Ha şimdi yoldan dönelim, eve gidelim çocuğu buhara sokalım öyle mi?

– Krupta ilk müdahale böyle olmalı

– (İçimden ben: Bre #∞!^+&^+%”!/&( kadın!! Yoldayım geliyorum diyorum ne banyosu ne buharı ne saunası yahu! Zaten gezegen yerinden oynamış, telaş yapmışız panik yapmışız. Bir de dönüp buharla mı uğraşayım şimdi? Yoldayız geliyoruz!)

– Yüksek sesle ben: Evet aslında zamanımız olsaydı çok iyi olurdu ama doktorun bir an önce Leyla’yı görmesi gerek. Eve döndüğümüzde önerilerinizi yerine getireceğim, çok teşekkürler


Çok şükür buhar engelini atlatarak doktora vardık. Söylemesini beklediğim herşeyi söyledi. Bir de homeopatik ilaç yazdı. Her ne kadar homeopatiye (etkinliğinin kanıtlanmamış olması dolayısıyla) sonsuz bir güven duymasam da gene de kullanıyorum 🙂 Placebo etkiyle hiçbir sorunum yok benim. Etki olsun da… Kendisi bir de klasik doktor ilacı yazdı, gelenek bozulmasın diye. ¨Hee hee¨ dedim onu da aldım.

Eve geldiğimizde Chestal’a başladık ve derhal çokbilmiş sekreterin gurur duyacağı şekilde buhar odası haline getirdiğim banyoya soktrum Leyla’yı. Keyfi filan yerinde olduğu için her zamanki kuduruk hareketleri sergiledi. 20 dakika kadar kaldı içerde. Çıktıktan sonra şu karışımla yaptığım çayı hazırladım, içine de bol bol manuka balı koydum.

Kekik
Tarçın
Karanfil
Hatmi çiçeği
Zencefil
Nane
Çörek otu

Dr. Barbaros Ilıkkan şurada krupu çok güzel açıklamış. Kendisi çoğu önerisini desteklediğim ve takdir ettiğim bir doktor.

¨Krup tedavisinde ilk adım solunum yollarına soğuk buhar uygulamasıdır. Hava açlığı ve huzursuzluk belirginse soğuk buhar ile beraber ödemi azaltıcı ilaç verilebilir. Ancak doğru olan yakınmalar beliginleşmeden bebeğin bulunduğu ortamda rahat solumasını sağlayacak koşulların oluşturulmasıdır. Krup öksürüğü başladığında evde iseniz ilk yapılması gereken çocuğunuzu üşümeyecek kadar giydirerek açık havaya çıkarmaktır; açık alanda 5-10 dakika içerisinde rahatlamazsa ilaç uygulaması için hastaneye gidilmelidir. Hastalık süresince 16-18 derece oda ısısı ve yüzde 50-60 nem onu rahatlatır ver iyileşme sürecini hızlandırır.¨

Banyodan sonra biraz oyun oynadık, çizgi film izledik, homeopatik ilaçlara devam ettik ve uyku saati gelince yattık. Yine nefessiz kalır eder diye ben de odasında yattım. Sanırım 3 yumruk 5 tekme filan yedim gece boyu. Allah kimseyi attan katırdan farklı uyumayan çocuğuyla yatmak zorunda bırakmasın. Süpaneke Dinimiz Amin. Gece boyu birkaç kez kalktı ama genelde uyudu. Ertesi gün aynı tedaviye devam ettik. Öğlen bodrumdan çıkardığım pusetine yatırdım ve dışarı çıkardım. Soğukta 2 saat kadar uyudu. Ve 3. Gün artık iyileşmişti. Krup illetini ilaç kullanmadan atlatmış olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Tabii insanın kendisine destek olan bir doktorunun olması da güzel bir şey.

Bu da böyle bir acı/tatlı anımız oldu işte…

Diğer Paylaşım

Kandırıkçılık İnancı – Süheyla Pınar Alper

‘Impostor syndrome‘ kavramı dilimize ‘kimlik hırsızlığı’ sendromu olarak çevrilmiş. Kimlik hırsızlığı gerçekten bir hırsızlık eylemi düşündürüyor, …

19 Yorum

  1. Eren çok geçmiş olsun,

    Krup diye bişiyi ilk kez burada okudum dersem belki de gülersin. 3 çocuğum var ama inan daha önce hiç duymamıştım. Sayende bilgim oldu.

    İlk paragrafı okurken inan gözlerim doldu. Tam yaşlar akacaktı ki sonrasında yazdıkların güldürdü 🙂 herşey tamam da kapıda neden 3 ambulans varmış ki ?

    • Yazım sığmadı buraya geçtim 🙂 1 de polis arabası! Evet ilgi güzel de olay var danır insan. Bir anne korkusunu şimdi düşünüyorum da!! Canım önce krup için sonra bu ambulanslar ve polis arabası gördüğün andaki psikolojin için geçmişler olsun.

    • Valla Emine, neden 3 ambulans ben de hiç anlamadım. Canları sıkılmış yazık, hep beraber kalkıp gelmişler düğüne gelir gibi 🙂

      Teşekkürler 🙂

  2. Eren çok geçmiş olsun Leyla ya.. yalnız ben de krup u ilk defa duydum
    bu arada okul ve ambulansları ilk okuduğumda çok endişelendim 😀 insanın yüreğine indirir bu insanlar

  3. çok geçmiş olsun Eren. Özellikle de sana 🙂 Okula koştururkenki halini düşündüm ve ağlamaya başladım. Sana çok geçmiş olsun. Çok iyi biliyorum şu Amerikalılar bazı şeyleri çok abartıyorlar tabii hepsi daha sonra sen onlara dava açma diye. Çoğu maddi oluyor. Ben de 6,5 sene orada yaşadığım dönemde önce "bak adamlar nasıl önem veriyor" derdim sonra anlardım ki davadan çok korkuyorlar. tabii bizden daha hassas oldukları kesin ve insan hayatına çok daha fazla önem veriyorlar.Onu takdir ediyorum 🙂 çok geçmiş olsun güzel prensese ve bir daha hastalanmasın. Kıyamam ben ona.

  4. çok geçmiş olsun. kalbinin ve beyninin ne hale geldiğini tahmin edebiliyorum.

  5. Acil sifalar diliyorum Eren, sayende krup neymis onu da ogrenmis ve tedavi konusunda bilgi sahibi olmus oldum, hazir bebegim daha en guvenli yerdeyken dunyaya geldikten sonra basimiza gelebilecek bu tip rahatsizliklarla ilgili bilgi edinmek iyi oluyor, tesekkurler!

    Leyla'ya ve sana kucak dolusu sevgiler!

  6. Leyla`ya ve sana çok çok geçmiş olsun canım. İç ses ve dış seslerin ne kadar farklı; politik kadınsın vesselam! 🙂

    Şimdi, her ikinizin de iyi olmanıza çok sevindim. Allah ne böylesini, ne de daha kötüsünü yaşatmasın.

    Çok öpüyorum.

  7. Çok geçmiş olsun Leyla'ya; yazınıza bayıldım nefes almadan okudum 🙂

  8. Çok çok geçmiş olsun. Rabbim kimseyi evladı ile sınamasın!

  9. Geçmiş olsun Leylacığıma…

    Babaannemin hep anlattığı bi hikaye vardı;

    Evvvveeelce zamanda bir kadın başağrısıyla perişan olmuş. Ne yapıp ettiyse geçmemiş. Son çareye başvurmaya sıra gelmiş. Oğlunu çağırmış "Oğul oğul, falanca köyde, filanca hoca varmış, çok namını duydum, ona git bana bir muska yazsın da başımın ağrısına ilaç olsun…"

    Oğulun işine gelmemiş taa oralara gidip o hocayı bulmak. Yine de düşmüş yollara mecburen ama yarı yolda aklına hinlik gelmiş. Oturmuş kenara, almış kağıdı kalemi, kendince bi dolu tekerleme yazmış, muska şeklinde katlamış, eve geri dönmüş.

    Anası gözleri yolda oğulcuğunu beklermiş zaten. Hemen koşmuş yanına, muskayı alıp içeri girmiş. Bir saat sonra annesinin yanına gitmiş oğlan, "Anacığım başının ağrısı dindi mi?". Anası sevinçle dört dönerek cevap vermiş: "Te be oooooğğğluuuummmm, ne şifalı hocaymış, bu muska şakkadanak kesti ya acımı!…"

    Ne zaman plasebodan bahsedilse bu hikayeyi hatırlar gülerim, plaseboda muskayı tek geçerim 🙂 Leylama yaz bi muska ne dert kalır ne tasa :)))

  10. Çok geçmiş olsun Eren, neyseki çoktan geçmiş bitmiş…Yine sayende yeni birşey öğrendim, ne yalan söyliyim, başlığı okuduğumda yiyecek birşey olsa gerek diye düşünmüştüm bu krup 🙂

  11. Geçmiş gitmiş olsun, benim sorum bu baldan ben de almak istiyorum amazonda çok çeşit var önerdiğin bir marka ya da kullandığın markayı söyleyebilir misin?Teşekkürler

  12. yaziyi:
    – hahahahahhahahahahaha
    – alla alla :@
    – hahahahhahahsdgkasdgsfhd
    – hakkaten pes alla alla ya :@ " diye diye okudum.
    Cok tatli bir annesi var Leyla'nin, islemler bitip Leyla'yi disari cikarinca ambulanslarin onune gecip "ey tanrim bana 3 tane! 3'te yetmez 5 tane ver ver ver Allah'im ver!' diye ingilizce sarki soyleseydin panikle kendi kendilerine krup tedavisi yapsalardi keske:D
    Coook gecmis olsun ^_^

Leave a Reply