Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 30. Hafta

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 30. Hafta

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 5. Haftası burada, 6 ve 7. Haftası burada8 ve 9. Haftası burada10, 11 ve 12. Haftaları13 ve 14. Haftaları burada15 ve 16. Haftaları burada17 ve 18. Haftaları burada19 ve 20. Haftaları burada21. Haftası burada22. Haftası burada23. Haftası burada24. Haftası burada25. Haftası burada26. Haftası burada27. Haftası burada28. Haftası burada, 29. Haftası burada


Aktif Doğum – Bölüm 1

Bebeğimiz karnımın karanlık sessizliğinde huzurla ve mutlulukla
büyüyor. Onu kucağımıza alacağımız günü dört gözle bekliyoruz ve hazırlıklarım
da artık sona ermek üzere. 
Hamileliğin bedenime getirdiği değişikliklere artık alıştım ve
yoga ile bu zorluklarla başa çıkabiliyorum. Eğer, bu zorlukları rahatlatmayı
öğrenmemiş olsaydım ve 30 haftadır bedenimi çalıştırmıyor olsaydım alt bel
ağrısı ve kasık/bacak ağrısı çok zor gelebilirdi. 
Artık, hazırlıklarım aktif doğum ve nefes çalışmaları üzerine
iyice yoğunlaştı. Doğumun farklı safhalarında hangi pozisyonlarda rahat ederim
ve nefesimi nasıl yönlendirebilirim? Bunlara çalışıyorum. Ayça, zaten yoga derslerinde gösteriyor; ben de evde tekrar
ediyorum. Bedenime güveniyorum, artık bunları içselleştirdiğime inanıyorum ve
doğumda doğal olarak bunları yapıyor olacağımı düşünüyorum. Eğer unutursam,
zaten yanımda doulam Sima olacak.
Peki, neler yapıyorum? Sizinle bir kaç tane aktif doğum
pozisyonunu ve bunlara hazırlık için neler yaptığımı paylaşmak istiyorum bu
hafta.
Aktif doğum için en iyi kaynak Janet Balaskas’ın aynı adlı
kitabı. Baka baka, uygulaya uygulaya artık bedeniniz bu pozisyonları
ezberliyor. Zaten, 40 haftanız var doğuma hazırlanmak için… Son derece yeterli.
Aktif Doğum nedir? (Yani yatağa bağlı olmadan ve ayakta,
hareket ederek doğum) 
Modern tıbbın gelişimiyle (yaklaşık 300 senedir), kadınlar
doğumda bedenlerinin gücünü neredeyse unuttular. Aktif doğum, kadınlara bu gücü hatırlatır. Doğum, normal seyrine
bırakıldığında, kadın kendi içgüdüleri ve bedeninin aklıyla hareket
edebildiğinde aktif doğum gerçekleşir. Yani, bu durumda doğumun olmasını
sağlayan kadının kendisidir… onun yanında bulunan doktor veya diğer sağlık
personeli değildir. Aktif doğuma karar vererek, kadın ve anne olma gücünüzü tekrar
elinize alırsınız. Bebeğiniz de rahimden dünyaya geçişini en sağlıklı ve
güvenli bir halde gerçekleştirir.
Aktif doğum:
  • İçgüdüseldir.
  • Doğal ve kendiliğindendir ama iradeniz ve isteğinizle
    gerçekleşir. Çünkü bedenizi hazırladınız ve ona güveniyorsunuz.
  • Bir görüş biçimidir. Doğumun kendiliğindenliğini kabul etmeyi
    gerektirir. Bedenin doğal foksiyonlarına güvenmeyi gerektirir. Bunların
    rehberliğinde bedeninizi uygun pozisyonlara sokma becerisini ve sorumluluğunu
    almayı gerektirir. 

Bütün bunları yapmaya hazırlıklı olsanız da, bazen sadece modern tıbbın başa çıkabileceği bir zorluk veya komplikasyon oluşabilir. O zaman da doktorunuza güvenmeli ve yapacağı bu müdahalelerin
sizin ve bebeğinizin hayatı/sağlığı için elzem olduğunu kabul etmelisiniz.

Elinizden gelenin en iyisini yapmış olmanın verdiği bilinçle,
belki istememiş olsanızda müdahale ile yapmış olduğunuz doğumu da olumlu bir
deneyime dönüştürebilirsiniz. 
Yani; burada anahtar şunlar:
  • İyi hazırlanın

  • Doğumun sorumluluğunu elinize alın. Kendinizi rutin
    müdahalelere teslim etmeyin.

  • Seçeneklerinizi öğrenin. 

  • Doktorunuzla iyi iletişim kurun, yaptığı rutin müdahalelerin
    neler olduğunu öğrenin. Bunları rutin yapmamasını, eğer sizin ihtiyacınız
    varsa, gerekirse uygulamasını istediğinizi söyleyin. 

  • Elinizden gelenin en iyisini yapın. Bedenizle, bebeğinizle
    işbirliği yapın.

  • Tıbbı gereklilik halinde doktorunuza güvenin. Seçeneklerinizi
    sorgulayın. Oluşan komplikasyonla sadece tıbbi bir müdahale ile başa çıkılabiliyorsa,
    öyle olsun. 

  • Bu bir kahramanlık yarışı değil. Belki istemiyordunuz ama bütün
    hazırlıklara rağmen, oldu. Doktorunuz sizin ve bebeğinizin sağlığı/hayatı için
    gerekli bir müdahalede bulundu, doğum öyle gerçekleşti.

  • Siz, elinizden gelenin en iyisini yaptınız. Bu kadar. 
   
Aktif Doğum neden daha iyidir?
  • Yatağa bağlı
    olmadan ayakta ve hareket ediyor olduğunuz için yerçekiminden faydalanırsınız.

  • Rahim
    kasıldığında öne doğru gelmeyi ister. Eğer, anne de ayaktaysa, o da öne doğru
    gelebilir ve rahminin çalışmasına destek olur.

  • Anne ayakta
    durursa bebeğin başı leğen kemiğine daha kolay yerleşir ve doğum kanalından
    daha çabuk çıkar. 

  • Bebeğin başı
    açılan rahim ağzının tam üstüne gelir. Her bir kasılma ile bebek dikey olarak
    rahim ağzına çöker.  Kasılmalar arasında,
    anne dikey olarak dinlenirse, bebeğin ağırlığı rahmin üstünde basınç yapmaya
    devam eder ve rahim açılmayı sürdürür yani istenen açıklığa daha çabuk
    ulaşılır. 

  • Anne ayakta
    durduğu sürece plasentanın çalışması daha etkilidir. Bütün hamilelik boyunca
    sırt üstü yatmayın denilen hamileler, doğum sırasında yatağa bağlı olmamalıdır. 

  • Sırt üstü
    yatan bir annenin ağırlığı kuyruk sokumunun üstündedir ve hissettiği ağrı artar
    çünkü o bölgedeki sinirler sıkışır. Bırakın kuyruk sokumu serbest hareket
    etsin. 

  • Hamilelik
    sırasında üretilen hormonlar, leğen kemiği ve etrafındaki bağları yumuşatır ki
    kalça eklemleri esnek olsun. Anne ayakta olduğu sürece, bu eklemler istedikleri
    kadar açılır, genişler ve bebeğin başına göre şekil alır. Yani, çatı muayanesi
    veya çatın dar gibi laflar aktif doğumda ilgisizdir  çünkü kalça eklemleriniz zaten açılacak ve ne
    kadar açılacağını doğum öncesinde bilmek imkansızdır. 

  • Anne, yere
    çömeldiğinde kuyruk sokumu istediği gibi hareket edebilir. Ayakta duran bir
    kadının kalçası yatan bir kadına göre %30 daha açıktır çünkü bu eklem
    hamilelikte yumuşar ve arkaya doğru esner ki bebek için en büyük alan açılsın.
    Eğer ki, anne kuyruk sokumu üstünde yatıyorsa, eklemin hareketi kısıtlanır.

 

Aktif doğuma gelecek hafta devam edeceğim. 
Arzu

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

Bir yorum

  1. eğer bu yazıyı 3 ay önce okusaydım bugün sezeryanla doğum yapmış biri olmaya bilirdim.. bebeğim 4 kg üzerinde göründüğü için ve ilk defa itiraf edeyim ki o doğum sandalyesimi ne diyorlarsa işte onda asla doğum yapamayacağımı bildiğim için (o kadar rahatsız bir pozisyonda bu rahatsızlıktan ötürü de fazlaca kasılacağımdan) sezeryana 39+5te evet demiştim.. ama şimdi zihnimdeki birçok sey değişti bu yazıyı okuyunca anladım ki biz doğumun içgüdelliğini endişerimiz ve korkularımızdan ötürü unutmuşuz ve doktorlarda zahmet çekmemek adına bunu hatırlatmıyorlar. bu durumda en önemli şeyi unutunca geriye de bir şey kalmıyor zaten.. niçin yaradılışımıza teslim olmuyoruz anlamıyorum ama eğer ki bir çocuğum daha olacak olursa aynı tecrübesizliklere izin vermeyeceğim..bu çok ama çok faydalı güzel yazın için teşekkürler Arzu sağlıcakla evladını kucağına almanı diliyorum..

Leave a Reply