Hamile kaldığımı öğrendiğim ilk gün, kararımı vermiştim. Ben doğal doğum yapacaktım. İstediğim şey gayet normal fakat benim buna karar vermem çok da normal değildi… Zira eline bir kıymık batınca dünyayı ayağa kaldıracak derecede canı tatlı olan ben ve az çok nasıl gerçekleştiğini bildiğim doğal doğum!
Hamileliğim boyunca ekstra bir zorluk yaşamadım. Nasıl olduğunu çok da merak etmeme rağmen bahsedilen aşerme (tabiri caizse) veya herhangi bir şeyden tiksinme tarzı bir şey yaşamadım. Hatta olayı sadece kendime indirgeyip hamile bayanların ilgilenmeyen eşlerinin olaya biraz daha ilgisini çekmek için yapılmış ufak cilveler olduğuna karar verdim bu aşerme işinin:) Benim böyle bir şeye ihtiyacım yoktu çünkü eşim her zaman yanımda ve tam destekti.
Hamileliğimin son bir ayına kadar çalıştım, rahat bir hamilelik geçirdiğim için zorlanmadım, bilakis faydalarını gördüm. Yürüyüşün doğuma katkılarını öğrendiğim için iş yerinde bile devamlı yürüdüm. Harici yürüyüşlerimi ihmal etmemeye çalıştım. Hamileliğimin son günlerinin sıcaklara denk gelmesi ve ayaklarımdaki şişlikler belki de hamileliğimin en zorlandığım kısmıydı ama bu kadarı da olsun artık diye düşünüp dert etmiyordum. Tabii ki düzenli olarak kontrollerime gidiyordum.
Bir kızımız olacağını öğrenmiştik. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu. Pembe patikler, tulumlar çok çok tatlılardı:) İlk kontrollerime özel bir hastanede başlamamıza rağmen ben devlet hastanesinde doğum yapma kararı aldım. Hem maddi hem de manevi olarak daha iyi olacağını düşünmüştüm. Özel hastanede çok fazla müdahalede bulunulacağını anlamıştım. Ben kendime güveniyordum. Olayı gerçekleştirecek olanın ben ve kızım olduğunu biliyor neden bir de üstüne bir ton para vereyim ki diye düşünüyordum. Bu kararımdan dolayı daha sonra herhangi bir pişmanlık yaşamadım. Özel hastanede çok da gerekli olmadığı halde kısa sürede beklemeden sezeryana yönlendirildiği duyumlarım da bu kararı vermemde etkili oldu tabii…
Günler geçiyor benim doğum yapacağım zaman yaklaşıyordu. İçimde çok tatlı bir huzur ve biraz da sabırsızlık vardı. İşten çıkmış zamanlarımı son hazırlıklara harcıyordum. Her gün hastaneye giderken yanımızda götüreceğimiz çantayı bir daha bir daha kontrol ediyor, her şeyin hazır olduğunu görünce rahatlıyordum:) Yürüyüşlerime devam ediyor, bana eşlik eden anneciğimle planlar yapıyorduk.
Bana doğum yapacağım tarih olarak 30 Ağustos denmişti ama daha erken olacağı ihtimali de olduğu için ben erken beklentiye girmiştim. Her akşam ¨bu gece kesin doğum yapacağım¨ diyerek yatıyor ve nedense hep gece olacağını düşünüyordum. Sabah yine aynı şekilde kalkıyor ¨Anne ben yine doğuramadım!¨ diyordum. Annem büyük bir sabır ve tecrübeyle bana telkinlerde bulunuyor, vakti geldiğinde istesem de durduramayacığımı anlatıyor, sabırlı olmam gerektiğini söylüyordu… Her gün apartmanda karşılaştığımız, kötü niyeti olmamasına rağmen ¨Sen hala doğurmadın mı!¨ diye soran teyzeyle karşılaşmamak için çaba sarf ediyordum. ¨Zamanı geçti, ben sezeryan yapmak zorunda kalacağım¨ düşüncesini kafamdan atamıyordum.
Kontrollerime doğumu yapmaya karar verdiğim hastanede devam ediyordum. Kontrollerimden birinde beni normal doğumdan vazgeçirmeye çalışan bir doktorla bile karşılaştım. Kendisinin fikrini sormadığımı benim fikrime saygı göstermesi gerektiğini söyleyip konuyu kapattım.
Son kontrole gittiğimde söyledikleri tarihi bayağı bir geçmişti ve doktorlar da apartmandaki cici komşu teyze gibi ¨Sen hala doğurmadın mı?!¨ dediler ve bana el koydular! Hastaneye yatmam gerektiğini söylediler. Normal bir kontrole gittiğimizi sandığımızdan, annemle halimiz görülmeye değerdi. Eşimi aradım, çantaları getirmesi gerektiğini söyledim. Geldiğinde o da çok şaşırmıştı. Annemin ve eşimin yüzünü hiç bu kadar beyaz görmemiştim. Anneme ve eşime beni merak etmemelerini söyleyerek ayrıldım ve odama yerleşip beklemeye başladım.
Ertesi gün doktorlar suni sancı vermeleri gerektiğini söylediler. Müdahalesiz doğum yapmak istediğim için bu karardan hiç hoşlanmamıştım ama kabullenmek zorunda kaldık… Ertesi gün doğum gerçekleşeceği için eşimden şampuan ve havlu istedim. Doğuma girmeden duş almanın iyi olacağını düşündüm. Bütün bunları konulup planlarken o da ne! Sancılarım başlamıştı bile:)) Doktora gidip durumumu anlatığımda ¨Doğuma alıyoruz sizi!¨ demesin mi… Dünyalar benim oldu! Suni sancıya gerek kalmadan kendiliğinden sancılar başlamıştı. Bebeğim beni duymuş ve süreci başlatmıştı sanki… Tekrar eşimi aradım ¨Havluyu filan bırak yetiş! beni doğuma alıyorlar!¨ dedim:) Saat 19:30 da doğumhaneye girdim. İnanılmaz mutlu ve heyecanlıydım. Ne en ufak bir endişe ne de korku… Kendimi tanıyamıyordum; bu cesaretli insan ben olamazdım! Ama bendim ve hazırdım. Sancılarımı aslanlar gibi karşıladım. Sancı çektiğim anlarda edeceğim duaların kabul olacağını söyledikleri için birçok dua ettim. Kardeşime üniversite için, ablama iş için, bekar arkadaşlarıma eş için ve tabii kendime yardım diledim:))
Nihayet bebeğim ve ben üstün bir çabanın sonunda birbirimize kavuştuk. Ben hayatta her şeyin durduğu anları filmlerde olur sanıyordum. Gerçek hayatta da böyle bir sahne yaşanabiliyormuş bunu anladım. O anki duyguları kelimelerle ifade etmek gerçekten mümkün değil. Doğuma girdiğimde 08.09.2009 tarihiydi. Hemşire dişini sık 12’yi geçsin 09.09.09 doğumlu olsun diye espiri yapmıştı. Doğum gerçekten de 01:05’de gerçekleşti. Herkesin sezeryanı o tarihe ayarladığını duyduğumda çok şaşırmıştım… Ben de o tarihte doğurmuştum ama tek farkla: normal ve müdahalesiz bir doğumla…
Kızım şimdi 3 yaşında, adı Nil. Ben normal doğum yapmış biri olarak normal doğumun ne harika, hiç de bazılarının anlattığı gibi zor bir şey olmadığını her fırsatta ifade ediyorum. Herkese benimki gibi muhteşem bir doğum diliyorum. Bu vesileyle hayatımın en özel günlerini kaleme almama sebep olduğunuz için size de çok çok teşekkür ediyorum…
Asuman Duman
Not: Hikaye daha önce Doula Anne’de yayınlandı.
Evren’in ilk doğal doğum hikayesi
Evren’in ikinci doğal doğum hikayesi
Güneş’in doğal doğum hikayesi
Mine’nin doğal doğum hikayesi
Gizem’in doğal doğum hikayesi
Öykü’nün doğal doğum hikayesi
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
Çok derin bir duygu olsa gerek :)))
Banada beklerim http://www.kiriksemsiye.blogspot.com
Sevgiler