Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik Öncesi / Bebek Yapım Günlükleri / Dilek’in Bebek Yapım Günlüğü — Bölüm 2

Dilek’in Bebek Yapım Günlüğü — Bölüm 2

Merhaba,

Geçen haftaki müjdeli haberin ardından şiddetli ve ağrılı bir kanamayla bebeğime veda etmiştim etmesine ama iş bu kadarla kalmayacaktı tabii… Doktorun tembih ettiği gibi kanamam başladığında onu arayıp bilgi verdim. “Adet oldum” dediğimde aldığım cevap şuydu : “Adet olmadın canım, düşük yaptın. Birkaç gün sonra gel, değerlerin düşmüş mü, diye bakalım.” 

Dediği gibi birkaç gün sonra gittim. Gebelik testi için kan verdim. Doktor, değerin sıfırlandığını görünce sevindi. Olanları tam anlamıyordum tabii. Doktor “Eğer değerin sıfırlanmazsa kürtaj yapmamız gerekir ve ilk gebeliklerde kürtaj yapmak istemeyiz, rahimde yapışıklık yapabilir” diyerek durumu kısaca anlatınca (zaten her şeyi kısaca anlatıyordu, ilk kadın doktoru tecrübemdi ve benim için tam bir fiyaskoydu) ben de derin bir “oh” çektim. 

Bundan sonra ne olacak merak ediyordum. Olayın üzüntüsüyle bunu doktora da sorunca doktor “Üzülme, hamile kalabildiğini görmüş olduk” deyince ne demek istediğini sormak o tecrübesiz halimle hiç aklıma gelmedi. Sonra da soramadım çünkü bu, o doktoru son görüşümdü. 

Beni folik asit yazılmış bir reçete ve “Bir iki ay korun, toparlanırsın” öğüdüyle eve gönderdi. Ben de yavaş yavaş duruma alıştım. İçimde ‘patlama’ şeklinde oluşan ve birden bire her yanımı kaplayan anne olma isteği ile baş başa kaldım.

Bu arada migren belasıyla tanışalı da uzun bir süre geçmemişti. Ve ben henüz başında olduğum tedaviyi bir daha hiç başlamamak üzere yarım bıraktım. Çünkü ilaçlar yeniden hamile kalmam halinde bebeğime zarar verebilirdi… Yeniden hamile kalmak için yıllarca uğraşmam gerekeceğini ve bu ilaç kullanma–kullanmama paradoksundan da kurtulamayacağımı nereden bilebilirdim.

O günlerde anlayışlı (!) ev sahibimizin bizden bağımsız yaptığı plan çerçevesinde evimizde tadilat vardı. Biraz da bunun telaşından zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Zaten çok üzgün de değildik. Nasılsa ikimiz de genceciktik… Daha yeni evliydik. Daha birçok kez hamile kalacaktım. Çocuklarımız olacaktı. Herkes böyle diyordu. Biz de inanıyorduk.
Ama Allah’ın sınaması başlamıştı işte. Benim dört gözüm, eşimin de çaktırmadan bakmaya çalıştığı tek gözü aynı yere bakıyordu. Adet günüm yaklaşmıştı ve içeride neler olduğunu çok merak ediyorduk. Geri sayıma devam ederken bir de baktık ki adet günüm gelmiş ama hala bir gelişme yok. Eşim bu konularda benden de bilgisiz, bir tek annem var bir şeyler bilen o da sürekli test yapma konusunda ısrarcı. Ben de merak ediyordum aslında ama evlendikten sonra da bekârken yaşadığım mahallede yaşadığım için eczaneden gebelik testi almaktan biraz utanıyordum. Merakım çekingenliğime galip gelince gidip bir test aldım. Hemen yaptım. Evde yapılan gebelik testlerinin sonucunun belli olduğu o kısacık zamanda heyecandan elim ayağım titriyor, soğuk terler döküyordum. Sonuç belirmeye başlamıştı. Geçen ay aldığım müjdeli haberi bu ay alamayacaktım anlaşılan. Bu aldığım sayısız negatif sonucun ilkiydi. 

Hamile değildim ve âdet de olmamıştım. O zaman sorun neydi? Daha önce hiç adet gecikmesi de yaşamamıştım. Günleri hatta saatleri bile düzenliydi âdetimin. Hemen doktoru aradım. Kendimi hatırlattıktan sonra âdetimi ne zaman beklemem gerektiğini sordum. Öyle ya, belki benim hesabım yanlış, belki düşükten sonra durum farklı oluyordur diye düşünüyordum bir yandan da. Doktor bu günlerde adet görmen gerekir deyince ben yine beklemeye devam ettim. 

Bir gün, iki gün, bir hafta, on gün… Hâlâ âdet olmamıştım. Doktora gitmeliydim. Ama bana karşı hassas davranmayan ve fazla açıklayıcı olmayan o doktora gitmek istemiyordum. Bu sebeple doktor arayışına girdim. Hem bayan olsun hem de ücreti fazla olmasın diye ararken, dünya tatlısı doktorumu buldum.
Nurhan Hanım, çok büyük olmayan bir tıp merkezinin kadın doğum doktoruydu. Ve işini iyi yapan, hastasına saygı ve sevgi gösteren harika bir insandı. Onunla ilk görüşmemizde âdetim gecikmiş ve moralim de bir hayli bozulmuş bir haldeydim. Üstelik yine kadın doktoruna gitmem gerektiği için de oldukça mutsuzdum. Muayene için beni odaya aldığında, tavırlarımdan hassas olduğunu fark etmiş olacak ki beni rahatsız edecek bir hareket yapmadığı gibi utanmamam için de elinden geleni yapıyordu. Biraz rahatlamıştım. Muayene ve kanda gebelik testi sonucu hamile olmadığım kesinleşince Nurhan Hanım durumu anlattı: “Yumurta seçimi olmadığı için adet görmedin, bu ayın böyle geçecek.” dedi. Doğum kontrol hapı kullanmamı, o bitince adet göreceğimi söyledi. 

İyi bir doktor bulmuş olmanın ferahlığı ve vücudumda bazı şeylerin ters gitmeye başladığını fark etmenin tedirginliğiyle eve döndüm.
Doğum kontrol hapının türlü yan etkileriyle ve iyice açtığı iştahımla geçen günlerin arkasından âdetim geldi. Böylelikle benim için yeni bir ay başlamış oldu.
Bunlarla mücadele ederken bir yandan da maddi sıkıntılarımızın artması canımızı sıkıyordu. Daha yeni evliydik ama türlü dertlerle kuşatılmış gibi hissediyorduk kendimizi.
Tüm bu kuşatılmışlığın arasında yolunu bulmakta zorlanan, deneyimsiz ama âşık, genç bir çift olarak önümüzde iki yol vardı. Ya sevgimiz daha da perçinlenecekti, ya da azalarak bitecekti. Korkularıma bir de bu eklenmişti şimdi…
Gelen günlerin neler getirdiğini gelecek haftalarda göreceğiz inşallah. 

Haftaya görüşmek üzere

Sevgilerimle… 

Dilek

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

5 Yorum

  1. Heyecanla yazının devamını bekliyorum

  2. Dilek, doktorun “Yumurta seçimi olmadığı için adet görmedin¨derken yumurtlamadığını söylemek istemiş zannederim. Öyle mi? Eğer öyleyse bu doğum kontrol hapıyla filan düzeltilcebilecek bir şey değil.

    Hormon testlerin yapıldı mı? FSH, LH, TSH, E2, Prolaktin? Eğer yapıldıysa onların sonucu nedir?

    Ateşini ölçüyor musun?

    Eren

  3. Eren evet yumurtlamadığımı söylemek istedi. neden doğum kontrol hapı verdi bilemiyorum. doğum kontrol hapı kullanımı konusunda çok istekli değildi. ama zaman zaman yumurtlamayı tamamen baskılayarak durumu net görmek için veriyordu. ben yanlış hatırlıyor da olabilirim. çok uzun bir zaman geçti üzerinden. o sıra hem d. k. hapı hem de adet söktürücü çok sık kullandım. karıştırıyor olabilirim.

    hormon testlerim bu yazıda anlattığım ayın sonunda ilk kez yaptırdım. ve sonrasında onlarca kere yaptırdım.koca bir dosya dolusu hormon testi koleksiyonum var. 🙂 sonuçlarını daha sonra yazarım.

    ateşimi ölçtüğüm aylar oldu ama her ay ölçmüyorum doğrusu. çünkü sürekli bunu gündemde tutmak beni ruhsal olarak çok yoruyor.

    Dilek

  4. Yazinizi yanlis anlamadiysam "false postive" almissiniz. Doktorunuzun kurtaj ihtimalini bile aklindan gecirmesine hayret ettim. "false positive" dusuk degildir, kurtaj da gerektirmez. Bu bayanlarin bilmeden hep yasadigi ancak teknolojinin gelismesiyle testlerin daha erken sonuc vermesiyle bayanlarin farkina vardigi bir durum. Zaten bosu bosuna hayal kirikligina ugramamak icin jinekologlar bayanlarin regl gercekten geciktiginde gebelik testi yapmasini onerir.

  5. Evet Foo Dee bu düşük olayından daha sonra gittiğim doktoruma da anlattığımda, o da normal bir düşük saymadı. "kimyasal gebelik" olduğunu söyledi.sizin dediğiniz gibi eğer erken test yaptırmasam fark etmeyeceğim bir durum olacakmış muhtemelen. düşük sayılamaz demişti. Ama daha sonraki dönemlerde tıp fakültesinin infertilite bölümünde tedavi görürken dosyama "sekonder infertilite" yazmışlardı. Yani diğer doktora göre düşük sayılmayan şeyi düşük olarak sayıyorlardı. "düşük sonrası gebelik elde edememiş" olarak tanı koymuşlardı.

Leave a Reply