Geçen hafta tüp bebek muayenemi anlatacağımdan bahsetmiştim.
Aylardan en güzeli Mayıs’dır benim için, doğduğum, evlendiğim ve güneşli, parlak havasına bayıldığım ay… Güneşli, tatlı tatlı rüzgârın estiği bir mayıs günü, tüp bebek doktorumuzla görüşmeye gittik. Elimizde yıllar boyunca yaptırdığımız tüm tetkikler, tahliller, raporlar, folikül takip formlarının bulunduğu, hatta doktor hiç birini gözden kaçır-a-masın diye kategorilere (hormon tahlilleri, sperm incelemeleri, rahim filmi, PKOS’lu olduğum için şeker tarama testleri, yapılan aşılamalar ile ilgili bilgiler) ayrılmış, her bölümü renkli kâğıtlarla belirlenmiş, hatta doktorumuzun deyimiyle “profesyonel hazırlanmış” dosyamız ile tüp bebek merkezinin bekleme salonundaydık.
Her zamanki gibi çok heyecanlıydım. Eşimin sakinliği bu kez bana bulaşmıyordu. Heyecanım bekleme salonunda daha da arttı. Sonunda sıram gelmişti. “Dilek Hanım yukarı çıkabilirsiniz” cümlesini duyunca koşarcasına yukarı çıktık. Bekleme salonundan yukarı çıkınca bu tüp bebek merkezini seçmekle iyi ettiğimi düşünmeye başladım. Kibar çalışanlar, güler yüzlü hemşireler tıp fakültesinde alışageldiklerimden farklıydı. Birkaç dakika sonra doktorun odasındaydık. Doktor gülümseyen yüzüyle evine gelen misafiri karşılar gibi içtendi. Kısa bir tanışma faslından sonra doktor “Evet anlatın bakalım hikâyenizi” deyince eşim sözü bana bıraktı. Ben tüm hikâyeyi baştan sona anlatıp, elimdeki dosyayı doktora uzattım. Doktor hazırladığım dosya karşısında kısa süreli bir şok yaşadıktan ve bununla ilgili birkaç tane espri yaptıktan sonra beni muayene odasına aldı.
Muayene sonrası ben giyinirken doktor diğer odaya geçip eşimle konuşmaya devam etti. Ben geri döndüğümde aslında ciddi bir problemin olmadığını, kendiliğinden de hamile kalma ihtimalimin olduğunu ama aşılamalara ve evliliğimizin üzerinden geçen altı yıla rağmen olmadığı için, tüp bebek denememizin de uygun olacağını söyledi. Bazı vitaminler ve PKOS’lu olduğum için ilaç yazılı bir reçeteyle çıktık doktorun odasından. Merkezden ayrılmadan görüşmemiz gereken bir kişi daha vardı. Raporla ve ödemelerle ilgili bilgi ve yardım almak için, tatlı dilli bir genç hanımla daha görüştükten sonra merkezden çıktık.
Merkezde gördüğümüz alakadan çok memnun kalmıştık kalmasına ama uzun zaman gittiğim tıp fakültesinde yaşadıklarımdan sonra, burada “para” ödediğimiz için güzel muamele görmek gururumuzu incitiyordu. O dönem bu konuya çok takmıştım kafayı, ben az da olsa bazı imkânlara sahip olduğum için burayı seçebilmiştim. Bir anlamda kendimi kurtarabilmiştim. Ama bu kadarcık ödemeyi bile yapamayacak olanlar vardı. Tedavi sürecinin bu en hassas, en kritik döneminde bile onur kırıcı davranışlar sergilemekten kaçınmayan bir anlayışa muhtaç olanlar ne yapacaktı? Sürekli aklımda bu düşünce dolanıyordu. Hatta bir gece rüyamda, bir devlet büyüğünü gördüm. Ona hastanelerin durumundan, hastalara karşı takınılan tavırların fenalığından bahsettim. O da üzülerek beni dinleyip, cüzdanından bir kart çıkarıp bununla işlerin kolaylaşır diyerek bana verdi. Ben şaşkınlıkla kartı aldıktan sonra ama bu kart sadece benim işlerimi kolaylaştırır, ya diğerleri ne olacak diye sordum. O da üzülerek elinden daha fazlasının gelmediğini söyleyince, ben de kartı geri verdim.
Bu endişeler, telaşlar arasında bir sonraki âdetim de gelmişti. Hayatımda âdetim başladığı için bu kadar sevindiğim hiç olmamıştı daha önce. Bu artık tedavinin başlayacağı anlamına geliyordu.
Bu arada raporum da çıkmıştı. Raporu almak için tıp fakültesine gittiğim gün Allah’a “Ne iyi ne de kötü günde buraya tekrar yolum düşmesin” diye dua ettiğimi hatırlıyorum.
Gelecek hafta tüp bebek tedavi sürecini anlatacağım.
Görüşmek üzere…
Dilek
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
"Ben şaşkınlıkla kartı aldıktan sonra ama bu kart sadece benim işlerimi kolaylaştırır, ya diğerleri ne olacak diye sordum. O da üzülerek elinden daha fazlasının gelmediğini söyleyince, ben de kartı geri verdim."
Rüyada bile empati var. yine dualarım seninle…
rüyamda bile torpili kabul etmeyince kendimle gurur duymuştum dilek :))
İlk aşılamamı,2 farklı özel hastanede değişik tedaviler deneyip sonuçsuz kalınca,araştırma hastanesinde yaptırmıştım.Muamele hakkında olumsuz konuşmayacağım ama bazı şeylere dikkat edilmiyordu.Üzerinden iki sene geçti hala aklıma gelince kötü olurum:Aşılama yapılacağı gün bekliyorum polikliniklerin önünde 20-30 kişi vardır,belki daha fazla.Eşim de başka binadan aşılama için yıkanan malzemeyi getiriyor.Geldiğini haber alınca sekreter kız yüksek sesle:
-Aşılama yapılacak olan kimdi,odaya alalım.
Ben şaşırmış halde bakınca,
-Siz miydiniz?Hazırlanın lütfen.
İstisnasız herkes mi bakar,bir de gözünün içine içine…
Allahıma şükürler olsun ki,hamileyim şimdi.2 aşılamadan sonra,son bir kez bitkisel şeyler denerken.
Rabbim sizlerin de yardımcısı olsun,tedavinizin sonucunda evladınız gelsin inşallah.
ben kötü muamele görmedim diyemem ama bunun doktorların insiyatifi olduğunu düşünüyorum. çünkü iyisini de gördüm. ama dediğiniz gibi bazı şeylere dikkat edilmiyor. ben en çok daracık koridorda muayeneden çıkar çıkmaz bekleyenlerin eşiyle yani erkeklerle burun buruna gelmekten rahatsız oluyordum. çünkü herkes içeride neler olduğunu bildiği için biraz utandırıyordu bu durum beni. ama yapacak bir şey yoktu tabii.
ama yaşadığım tüm olumsuzluklara rağmen, özellikle de maddi durumu çok iyi olmayan tanıdıklarıma hep fakülte hastanesini tavsiye ettim. çünkü maddi olarak sömürülmediğini bilmek insanın ihtiyacı olan bir şey.
duanız için teşekkür ederim. 🙂