Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Ayşe’nin Hamilelik Günlüğü – 12. Hafta

Ayşe’nin Hamilelik Günlüğü – 12. Hafta

– Hamileyim bence.
– Sanmıyorum, imkânsız gibi bir şey şimdilik.
– Ben hissediyorum hamileyim, hadi bir test alalım n’olur.
– Bi kaç gün daha geçsin bakarız.

O geçen birkaç günün ardından eşimin de en sonunda ikna olup merak etmesiyle bir akşam test alınır. Eve gidilir ve kapıdan girilir girilmez hayatımda ilk defa yapacağım testin içeriği okunmaya başlanır. Heyecandan acaba doğru mu yaptım, ya pozitif çıkarsa, ya negatif çıkarsa hangisine sevinilip hangisine üzüleceğini bilemezken bir yandan geçmeyen dakikalar bir yandan olmasın daha çok erken hiç hazır değilim olursa çok ani olmuş olacak, bir yandan da ama olsa da ne kadar güzel olurdu demelere döndü. Hafiften bir şey belirmeye başladı sanki. Evet evet çok koyu olmasa da belirdi.
Evin içinde bir oraya bir buraya gidip gelen kocaya elimde test ¨Hamileyim galiba!¨ haberi verilirken, birbirine bakan şaşkın gözler. 

Saatler geçer, sonuç hala kabullenilemez, ¨bir tane daha test yapmadan uyuyamam ben¨ diyen hanımını gece yarısı nöbetçi eczane bulmak için götüren koca sabah ¨Kesin hamileyim daha koyu bir çizgi hemencecik belirdi¨ haberiyle yüzünde silinmeyen kocaman bir gülümsemeyle uyanır.
Ertesi gün doktorun odasının olduğu katta bir sürü hamile bayanın arasından geçerken herkes sana bakar, göbek yok bir şey yok niye geldin gibi bakışların arasında odaya girilir. ¨Doktor Bey hamileyim sanırım, ne yapayım?¨, içimden sabah sabah uyanamadı galiba derken ¨Test yapabilir misiniz?¨ cümlesi kurulur.
Birkaç saat sonra testte asıl istenen gözükünce telefonda kocaya ¨Kesin hamileyim¨ denir ve tekrar başka bir doktorun yolu tutulur. 

Durum anlatılır, keseyi görebilir miyiz acaba derken ultrasonda doktorumuzun deyimiyle dünyadaki en küçük kese görülür. İşte orada, nokta kadar, geçici yuvasının içinde büyüyecek. Bize ait, bizden bir parça. Mucizenin de ötesinde bir şey. Kelimelerle ifade edilemeyen. Biz heyecanla bir birbirimize, bir ona bakarken, sevinçten konuşamadık bile.
Birkaç gün öncesine kadar süren mide bulantılarını ve tuvaletle bütünleşmeleri ne yediğim leblebiler, ne krakerler önleyebildi. Her şey sadece çorba içebiliyorken onu da içemeyip, krakere sonra onu da yiyemeyip aç dolaşmaya varınca hayatımın ilk serumunu yemiş oldum. (Hastane birazcık ayağa kalkmış olabilir bu arada). 

En sevdiğim şeyleri bile canımın çekmemesi, yediğim her şeyin midemdeki saltanatının 5 dk.dan uzun sürmemesi, kolumu kaldıracak halimin olmaması sonucu kendi isteğimle serum vurulmak istediğimi söyleyince durumun vahameti anlaşıldı. Midemi boşluğuna terk ederken ağlamama rağmen gözümden yaşların dökülmesi, midemi de mi çıkaracağım acaba bir gün ve yemek yemeye gidilince hesabı ödeseydik keşke boşuna yemiş oldun esprilerine dönüştü. En son gece yarısı otoparkta elimdekiler atıp, çıkarmaya başlayınca tekrar doktor yolu göründü. En iyisi hastaneye yatırıp daha fazla sıvı vererek ve seni de bir süre rahatlatıp uyutan bir iğne diyen sevgili doktorumun kararı bana bırakmasıyla eşim hastane ortamına dayanamayacağımı bildiğinden eski rutinimize döndük. Ama birkaç gün sonra bana acıyan hormonlarım son günlerde beslenmeme izin vermesiyle, son bir ayın açlığı ile birlikte AÇIM, ÇOK AÇIM! naraları atmaya başladım. (Ofisteki arkadaşlarım yiyecek bulamazsam, onlara saldıracağımı düşünüyor ☺ ) 

Tüm bu bulantı serüvenleri arasında 7. Haftada yeniden buluştuk. Ultrasonda bir baş ve bir gövde belirdi. Kocaman olmuştu (3-4 cm) ve birden o baş döndürücü ses duyuldu. Su altında kanat çırpış gibi, yattığım yatağın altımdan çekilmişcesine dünyayı boşlukta bıraktıran, heyecanlandıran, göz dolduran, sevindiren o güzel ses. Babasının beni güldürmesiyle onun da kalp atışları hızlandı, ben susunca o da yavaşladı. Biz de bu arada 

– Dakikada 160 atıyor değil mi doktor bey?
– Şu an 167 atıyor
– Bu hafta burası böyle, şurası şöyle oluşuyormuş değil mi doktor bey?

derken bir anda doktorumuzun tuhaf bakışları altında kaldık. Çok fazla araştırmayın bakışıydı sanırım onlar ☺
Tekrar görmemize çok az kaldı ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Sanki haftalar hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor. 

Haftaya görüşmek üzere. 

Sevgiler, 
Ayşe

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

2 Yorum

  1. ben de tam 12 deyim inş sağlıkla gelir bebişler. keyifle takip edicem sizi.

  2. hayırlı olsun sorunsuz bir hamilelik geçirmeniz dileğiyle:)

Leave a Reply