İlk oğlumu Mart 2009’da 40+1 de normal doğumla dünyaya getirdim hem de ne getiriş…
Hamileliğimin ilk 7 ayını Mardin’in Dargeçit ilçesinde geçirdim. Kış gelip çattı sobalı evim ısınmamaya başladı, sular dondu, ellerimi buz gibi suya değiremeyince Ocak sonunda Adana’ ya kayınvalidemin ve annemin yanına gitmek zoruna kaldım. Eşim 20 günde 1 geldi beni görmeye, ben de düzenli olarak Çukurova Üniversitesi’ne kontrollerime gittim. Bebek alışverişi için sürekli çarşıya çıkıp gezdim. Bir bebek karyolası için her gün çarşıya çıkılır mı? Ben tüm heyecanımla gittim gezdim dolaştım…
Doğuma 15 gün kala bende şiddetli bir sancı başladı, o gece eşimi aradım hadi gel ben doğuruyorum dedim. Hemen geldi eşim. O gelmeden hastaneye gittim, sancım var dedim, ama açıklığım yok diye yalancı sancı diyip eve gönderdiler. 1 gün sonra ishal oldum, meğer ishal sancısıymış bendeki… Eşim 10 gün bekledi, belki olur diye her gece dua ettim ama bir noktada eşim artık gitmek zorunda kaldı. Doğumum SAT’a göre 12 Mart’dı. Son 15 gün doktor beni her 3 günde bir çağırıyordu.
12 Mart gecesi belimde hafif ağrı vardı, hastaneye yakın olduğu için annemlerde kalıyordum. Sabah kalktım karnım her zamankinden çok aşağıdaydı, doktor ne diyecek diye meraklandım, giyindim ve dolmuşa binerek tek başıma kontrole diye çıktım evden. Hastanede sıra bana geldi, doktor suyuma baktı ¨Her şey yolunda gibi¨ dedi, ben de ¨Geceden beri bel ağrım var ama dayanılmayacak gibi değil¨ dedim. (Keşke demeseymişim). Doktor O zaman açıklık var mı bakalım dedi ve 3 cm. açılma olduğunu söyledi. Bana ¨Sancın hiç mi yok?¨ dedi ben de ¨tık yok¨ dedim. ¨Doğum başlamış, anlaşılan ağrı eşiğin yüksek hemen yatışın yapılsın¨ diyince ben hemen ağlamaya başladım. Korkudan filan değil ağlayışım; eşim yanımda değildi, yalnızdım ve akşama kalmaz doğurursun diyince iyice koptum. Eşim yetişemezdi Mardin’den…
Muayene odasından çıkar çıkmaz eşimi aradım ağlayarak:
– Doğuracakmışım
– Tamam hemen çıkıyorum
– Yetişemezsin, akşama doğuracakmışım ben
Neyse, tek başıma yatış işlemlerini halletti , servise gittiğimde annemi, kayınvalidemi ve kardeşimi aradım ¨Gelin, ben doğuracakmışım¨ dedim.
Sabah saat tam 9’da el üzerine takılan serumla birlikte suni sancım başladı. Sağlık personeli olduğumdan çevremde bulunan cihazları biliyordum az çok . Sancı geldikçe NST cihazında rakamlar yükselip iniyordu, rakam yükselmeye başlayınca ben daha çok tedirgin oluyordum, bu sancının şiddetleneceğini gösteriyordu ve ben daha sancı gelmeden psikolojik olarak acısını hissediyordum. Saat 2’de açıklığım 5 cm. idi. Bu kadar saatte sadece 2 cm… İnanılması güç ama hiç ilerlemiyordu! Doktor ¨Anlaşılan senin kese patlamadan açılacağın yok¨ diyip suyumu boşalttı ve sancılar şiddetlendi. Bu süre zarfında hiç yerimden kaldırmadılar, yalvardım biraz yürüyeyim diye ama beni dinleyen yok! ¨Çocuğun kalp atışlarını duymamız için NST şart!¨ diyip beni hep oyaladılar.
Saat 4 olduğunda artık iyice sancılara dayanamaz oldum ama hiç bağırmadım, bir kere bile… Hemşire hep aferin diyip durdu. Biliyordum gücüm bana lazım olacaktı… Yanıma sadece hastanede çalışan kuzenimin gelmesini istedim. Zaten kimseyi içeriye almıyorlar o da ayrı konu… Kuzeninim ellerinden tutup tutup dualar okudum o da 2 kızını normal yollarla doğurduğu için beni iyi anlıyordu. 4:15’de artık doktor ¨Doğumhaneye…¨ diyince iyice panik oldum. Serumu kapattılar ve bende sancı durdu. Hemşire doktora ¨Serumu açayım mı¨ diye sorunca doktor ¨Aç aç, baksana sinemaya film izlemeye geliyor gibi ses seda yok…¨ dedi ona çok güldüm. Yani hiç ağrım yok! Doğuma gidiyorum ve benim sancım yok!
Masaya yattım, sancı geldikçe ıkın dediler, sancı geldikçe ıkındım. Başımda 5-6 kişi herkes aferin diyor ama ben kendimden geçiyorum, resmen böğürüyorum artık… ¨Çıkmasına az kaldı dayan¨ dedi doktor. Kuzenim ¨İşte saçı göründü¨ diyince ben koptum. Hep kel bekliyordum oğlumu… Demek sacı varmış diye düşünürken ıkınmayı bırakmışım ve doktorun ¨Hadi ama bebeği zorluyorsun¨ diyişiyle kendime geldim. İşte o sırada canım hiç yanmadı ama bir kıt kıt ses duydum. Epizyom açıldı, bebeğim içimden kayıp geldi. Tüm acılar bitti! Tek hissettiğim şey yorgunluk ve sevinç…
Oğlum 3100 gr. ve 49 cm. olarak 16:30’da dünyaya gözlerini açtı. Babamız bize aynı anda yetişti. Oğlum temizlenirken benim dikişlerim yapıldı. Dünya kadar kesim olacak zannederken sadece 3 dikişle atlattım. Süslendim püslendim… Baba ve dışarıda bekleyen kalabalık ailemle birlikte herkes bizi görmeye geldi. İlk eşimle göz göze geldim ve nasıl yetiştin der gibi baktım… Sonra oğlumu kucağıma verdiler, ilk emzirmemiz başarılı geçti.
Çok güzel, bembeyaz bir bebekti… Saçları da o kadar yoğun değildi; yani yine beklediğim gibi kel bir bebekti 🙂 O kadar çok acıkmıştım ki 2 kaşarlı tostu mideye indirdim. Ardınan hastanenin verdiği akşam yemeğini de yedim. Artık yorgun değildim, biraz yürüdüm koridorda ve gece 11:30 da taburcu olup evimize gittik…
Umarım hikayem doğum yapacak herkese güç verir. Yarın ikinci oğlumun normal doğum hikayesini anlatacağım.
Görüşmek üzere…
Muhterem
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
paylaşımın için teşekkürler Eren ,
lütfen elinizden geldiğince normal doğurun, hatta benim gibi yapmayıp '' suni sancı '' almadan doğal doğurun …
Maşallah sana muhterem çok cesaretlisin esin yanında değil, sen 40 haftalıksin ve hastaneye muayene olur donerim diye tek başına gitmissin. Sağlıkla büyüt evlatlarıni
teşekkür ederim Huriye
sende öyle cok cesursun , senden de Buğrahan'ın hikayesini okumak isterim
Paylasim icin cok tesekkurler
rica ederim , inşallah hamile olanlar okur ve cesaret alırlar
maşallah dünyalar güzeli bir bebeğiniz olmuş. bende birgün cesaret edebilrsem oğlumun doğumunu yazacagım ama o gün zordu benim için cesaret edebilirsem..
teşekkürler …
evet normal doğum hikayeleri çok değerli ve önemli çünkü sezeryan bir ameliyat anneyi veya bebeği kurtarma ameliyatı. ancak bizim ülkemizde herşeyin bişeyini çıkardıkları gibi şu nst illeti yüzünden maalesef normal doğumlar zorlaştı açılmayla yatıyorsun ama yattığın için açılman duruyor maalesef benim doğum hikayelerimde hemen hemen aynı o yüzden