Anasayfa / BYBO / Bakım / 0-18 Aylık Bebekler İçin Tuvalet İletişimi — Bölüm 1

0-18 Aylık Bebekler İçin Tuvalet İletişimi — Bölüm 1

Ilık
bir sonbahar günüydü. Kardeşim bizi ziyarete gelmişti, aileye yeni
eklenen yeğeni ile tanışmak, 3,5 yaşındaki diğer yeğeniyle oynamak için
haftasonunu bizimle geçirecekti. Ailemizin en yeni üyesi henüz 1
aylıktı. Hep birlikte biraz hava almak için yakınımızdaki korulukta
yürüyüşe çıktık. İlk kızımızın aksine bu bebeğin ne kadar sakin ve biz
artık ‘çokça’ deneyimli ebeveynler olduğumuz için bakımının ne kadar
rahat olduğundan bahsediyorduk. Dilimizi ısırmamış olmalıyız ki o sakin
bebek gitti, yerine, huysuz, mutsuz ve bakımı son derece rahatsız bir
bebek geldi. Kucağımıza aldık susmadı, yatırdık susmadı, bir türlü
sakinleşemiyordu. Kardeşim muhtemelen bizim kendini bilmez ebeveynler
olduğumuzu düşünüp bebişi elimizden aldı. Dayı kucağı kısa bir süre işe
yaradıysa da, bebiş tekrar huysuzlandı. Hemen
bebek-ağlıyor-acil-durum!!! listesinin üzerinden gittik.
– Uykusu geldi!
Hayır, çünkü yürüyüşe çıkmak için onun uyanmasını beklemiştik.

– Karnı acıktı!
Yok bu da değil. Çünkü çıkmadan önce emzirmiştim.
– Gazı var!
Yoo, emzirdikten sonra gazını da çıkarmıştı.

– Kucak istiyor!
İyi de kimin kucağı, anne
değil, baba değil, dayı değil, bir ablasına vermedik, versek susar mı
acaba diye uç şeyler düşünürken listenin sonunda yer alan, “bezi kirli”
maddesini baba hatırladı ve bu bebeğin altını kirletmekten hiç
hoşlanmadığı tezini ortaya attı.
Ne
cüret! İki kez anne olmuş biri olarak, ona başbakan-mış ve bebek
bakımını bana öğretmeye çalışıyormuş gibi baktım. O henüz bir aylık bir
bebekti, nereden anlayabilirdi altının kirli olduğunu. Üstelik çıkmadan
önce yapılacaklar listesinin başında olan bez-değiştirme işini tabii ki
ihmal etmemiştik. Ve çıkalı henüz 10 dakika bile olmamıştı. Yine de,
ortamı sakinleştirmek için yanlarından ayrılıp kuşkuyla tuvaletin yolunu
tuttum ve altını açmamla birlikte ufak çapta bir patlamaya şahit olmam
bir oldu. Sarı kaka renginin yeni giydirdiğim kıyafetlere pek
yakıştığını söyleyemeyeceğim ama bebiş sonunda huzura ermişti. Baba
kişisi haklıydı! Bebiş kendini kirletmeyi sevmiyordu ama kirlettikten
sonra değil, kirletmeden önce, bezine yapmamak için kendini yırtıyordu.
Bezini açmamızı fırsat bilip anında etrafı suluyordu.
* * *
Eğer
yenidoğan bir bebeğin bezini birkaç kereden fazla değiştirme
teşebbüsünde
bulunduysanız elinize işenmiş olma ihtimali yüzde yetmiş
beştir. Eğer bu bebek erkek bebekse çişinin yüzünüze isabet etmiş olması
ihtimali yüzde yirmi beştir. Fakat, aç değil ama açıkta olan, yani
bezsiz olan bir bebeğin tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra size
gülmesi ihtimali yüzde yüz, yani kesindir.
Eğer,
20. yüzyılın son çeyreğinde dünyaya geldiyseniz, bu duruma şaşırma
ihtimaliniz yüzde doksan dokuzdur; ama kesin olan bir şey var ki
doğadaki tüm memeli hayvanların yavruları gibi insan bebekleri de
kendilerini kirletmek istemezler ve diğer temel ihtiyaçlarını haber
verdikleri gibi tuvalet ihtiyaçlarını da haber verirler —tabii anlayana.
Ben ilk kızımda anlamamıştım. Ki aslında onunla da benzer durumlar
yaşamıştık. Örneğin ikisinde de hastanede hemşireler eldiven takıp
çöplerin içerisinde çişli bez aramışlardı. İkincisinde, sonradan ortaya
çıktı ki ikinci gün yıkanmaya gittiğinde temiz havlular üzerinde bir iz
bırakmak istemiş ve altı açılınca rahatça bu isteğini başarmıştı. Çöpün
içerisinde bez arayan hemşire bu haberi duyduğunda muhtemelen sevinç
çığlıkları atmak istemiş ama bebek uyuduğu için sessizce tebessüm
etmekle yetinmişti. Ya da belki de o gün meslekten ayrılmaya karar
vermiş ve gelecek hayatı için kurduğu tatlı hayaller onu gülümsetmişti.
Kimbilir? Ama bilseydi bebeklerin kendilerini kirletmek istemediklerini
ve dolayısıyla bez takılmasından hiç hoşlanmadıklarını her şey çok daha
farklı olabilirdi.
Evet,
bebekler kendilerini kirletmeme içgüdüsü ile dünyaya geliyorlar. Ama
biz ne yapıyoruz? Doğar doğmaz altlarına bir bez takıyoruz ve sanki
normal olan buymuş gibi bezlerini tuvalet olarak kullanmalarını
istiyoruz. Sonra da iki yaşına geldiklerinde bir anda bezlerini çıkarıp
“hayır, oraya değil buraya yapacaksın” diyerek 2 yıldır
alıştıkları/güvendikleri, gece-gündüz her iki anlamda da ‘bağlı’
oldukları bezlerini ellerinden alıyoruz. Üstelik tam iki yaşında,
inatlaşmaların en yoğun olduğu dönemde bu işi yapıyoruz. Neden?
Bunun
pek çok nedeni var elbette. Bir nedeni bez endüstrisi, modern sistemin
getirdiği kullan-at rahatlığı, başka bir nedeni annelerin-babaların
çalışma zorunluluğu yüzünden bebekleriyle yeterince ilgilenememesi, ama
sanırım en önemli nedeni, Freud’u yanlış okuyanlar ve kasların 18 aydan
önce gelişmediği yanlış bilgisini kulaktan kulağa günümüze getirenler.
Freud gerçeği
Bebişin
tuvalet ihtiyacını haber verdiğini farkettikten sonra annemin sözleri
aklıma geldi: “Biz sizi tuvalete tutardık, siz 1 yaşında halletmiştiniz
tuvalet işini. Sen de bebişin altını açtığında lavaboya tutup “çişş” de
alışsın.” Bir cesaret denemeye başladım ama tedirgindim. Çünkü,
yıllardır bize öğretilen/dayatılan çok mühim bir bilgi vardı: 2 yaşından
önce tuvalet eğitimi verirseniz çocuğunuz ileride psikopat olur! Yo
hayır, ben çocuğum için böyle bir gelecek hayal etmiyordum. Bu konuyu
hemen araştırmalıydım. Tarihin önemli figürlerinden biri olan psikolog
Sigmund Freud’un bu konudaki görüşleri önemliydi.
Araştırdım,
çok araştırdım ve fakat bu konuda en çok referans verilen Freud’un
orijinal makalelerinin hiçbirinde erken tuvalet eğitimi ile ilgili bir
bilgi bulamadım. En yakın olanı, Freud’un 1905 yılında yayınladığı
“Three Contributions to the Theory of Sex” kitabıydı. Bu kitapta yer
alan “The Infantile Sexuality” makalesinde, bebeklerde görülen erken
cinsel dürtülerden bahsediyordu, bebeklerin haz duyduğu üç farklı
erojenik bölgeyi tanımlıyordu (ağız, anal bölge, genital bölge).
Freud’a
göre anal bölgeden haz duymaya başlayan çocuklar, kakalarını tutarak
şiddetli kas kasılmaları yaşıyor ve kakaları anüs bölgesinden geçerken,
oradaki mukozanın tahriş olmasına sebep oluyor, bu da çocuğun, yalnızca
acı değil, haz da duymasına sebep oluyor. Çocuğun daha sonraki yaşamında
acayiplik [eccentricity] ya da sinirliliğin ortaya çıkması, bakıcısı
tarafından kakasını yapması için lazımlığa oturtulduğunda bağırsaklarını
boşaltmayı inatla reddetmesi ve bu hazzı kendisi için saklaması
durumunda oluyor. Yatağını kirletmesi onu ilgilendirmiyor; onu
ilgilendiren tek şey kaka yaparken ona bağlı olarak duyduğu zevki
kaybetmemek. Freud, bu faaliyeti kendilerine saklayan çocukları “kötü
çocuk” olarak nitelendiren eğitimcilerin doğru fikirde olmadıklarını
söylüyor. Bağırsakların içeriğinin sütçocuğu için önemli olduğunu ve
bedenin ek bir parçası olarak davranıldığını, bedenden atılmasının ilk
“bağış”ı simgelediğini ve esnekliği ifade ettiğini, tutulmasınınsa küçük
çocuğun çevresine karşı kin duyabileceğinin göstergesi olabileceğini
söylüyor.
Ancak
bu makalesinde de erken tuvalet eğitimi ile ilgili hiçbir şey
söylemiyor. Çocuk kakasını tutarsa cimri olur gibi bir saptama
kesinlikle yapmıyor; bedenden atılması “bağış”ı ve “esnekliği” simgeler
diyor ama aksi durumda cimri olur gibi bir şey söylemiyor. Ve aslında,
Freud’un asıl itirazı tuvalet eğitiminin ne zaman yapıldığına değil,
nasıl yapıldığına oluyor.

Freud’un yaşadığı dönemde [hatta şaşırtıcı olarak günümüzde bile],
tuvalet eğitimi için genel tavsiye, belli saatlerde çocukların
bağırsaklarını uyarmak için çocuğun rızası olmadan makat bölgesine sabun
çubuğu sokulması, kakasını doğru yere yapmayan çocuklara fiziksel
cezalar verilmesi imiş*. Yani, Freud’a göre kişilik bozukluğuna yol
açabilecek olan, erken tuvalet eğitimi değil, katı tuvalet eğitimi olmuş –ki bu şekilde bir tuvalet eğitimi, ne erken, ne geç, hiçbir zaman, hiçbir şekilde kabul edilemez zaten.
“Tuvalet ile ilgili kaslar 18 aylıkken gelişir” Miti

Freud’u iyice anladıktan sonra, sıra gelmişti tuvalet eğitimi ile ilgili
kaynaklarda sıkça bahsedilen kas gelişimi problemine. Rivayete göre
bebeklerin kasları 18 aydan önce gelişmiyordu. Peki nasıl oluyordu da
hala pek çok ülkede bez kullanılmıyor, bebekler tuvalete tutuluyordu?
Nasıl oluyordu da bizim 1 aylık bebeğimiz, altında bez varken çığlık
çığlığa bağırıyor, bezini açınca rahatça (ç)işini yapabiliyordu? Nasıl
oluyordu da bizim kuşak çocuklarının en çok duyduğu cümle, “biz sizi
bebekken tuvalete tutardık, siz 1 yaşında bezi bırakmıştınız” olmuştur?

Bu
mitin kaynağını araştırdığımda gördüm ki, bu bilgiyi ilk kez ortaya
atan çocuk doktoru T. Berry Brazelton bile çiş yapmayı sağlayan sfinkter
refleksinin kontrolünün 9 aydan itibaren etkin bir biçimde
öğrenilebileceğini söylüyordu. Ancak Brazelton, 1962 yılında yazdığı “A
Child-Oriented Approach to Toilet Training” makalesinde tuvalet eğitimi
verilmesi için 18 ayın beklenmesini öneriyordu ve fakat bunun nedeni
tuvalet ile ilgili kaslarının gelişmemesinden değil, bu süreçte çocuğun
sözlü iletişim kurabilmesinin, istediğinde kendi kendine oturabilmesi ya
da kalkmasının ve kaka ve çiş yapmayı kontrol edebilmeyi istemesinin
önemli olduğunu düşündüğü içindi. Ve çocukların tüm bunları 18-30 ay
arası başarabileceğini söylüyordu.
Yalnız, Brazelton, bu makalesinin girişinde “elverişli modern bezlerin ortaya çıkışının anneleri (nedense bu işten de hep anneler sorumlu tutuluyor!)
nasıl özgürleştirdiğinden ve çocuklarını erken yaşta eğitmekten
kurtardığından” bahsediyordu. Neden bilimsel bir makaleye böyle bir
başlangıç yapıp binlerce yıldır ve hala pek çok ülkede uygulanan erken
tuvalete alıştırma pratiğini eleştirdiği merak konusuydu. Ancak Ingrid
Bauer’in** kitabı için yaptığı ayrıntılı araştırmalardan öğrendim ki,
Brazelton’ın bu araştırmalarının sponsoru, Pampers bezlerini piyasaya
süren P&G şirketi idi.
Hatta
Brazelton, 1998’de Pampers 6 beden bezini çıkardığında, “büyük bir
mutlulukla”
Pampers’ın tanıtım reklamlarında oynamıştı.
Reklamda, “çocuğunuzu tuvalet eğitimi için acele ettirmeyin, bu onun
seçimi olmalı” diyor ve ekliyor, “çok mutluyum artık daha büyük beden
bezler var. Ne büyük yardım ve ne müthiş bir fikir! Çocuğunuzu
zorlamayın, doğru zaman geldiğinde, bu onun başarısı olacak, başka hiç
kimsenin değil.”
Evet,
bir konuda Brazelton’a katılıyorum; çocuk tuvaleti kendi kendine
kullandığında, bu onun başarısı olacak, burası kesin. Ve fakat
Brazelton’ın yüzündeki ifadeden bunun yalnızca çocuğun başarısı
olmadığını görebiliyoruz. Çocuk doktoru Brazelton’ın Pampers bez
reklamında büyük beden bezlerin çıkmasından neden bu kadar mutluluk
duyduğunu söylemesi, aslında hiç de anlaşılmaz değil.
Tabii
bu mutluluğu paylaşan, tuvalet eğitimi yaşının gecikmesinden kazanç
sağlayan yalnızca Brazelton değil. Onun da dahil olduğu, milyon dolarlık
bir bez endüstrisi, ki bu bez endüstrisinin de dahil olduğu koskoca bir
kapitalist sistem var. İnsanlara kolaylık sağladığı iddia edilen
kullan-at’lardan çok büyük kazanç sağlayan bir sistem. Ancak ne yazık
ki, insanlık için ilerleme olduğu iddia edilen bu kullan-at’lar doğaya
verdiği zararla ilerlemeden çok gerilemeye, kullanılan kimyasallarla pek
çok yeni hastalığın ortaya çıkışına katkıda bulunuyorlar.
Konumuza
dönecek olursak, artık, 2014 yılında, 7 beden (17-29 kg) bezler bile
üretiliyor ki bu Disease Control and Prevention Merkezinin yayınladığı
klinik gelişim tablosuna göre, %50’lik persentil için ortalama 9 yaşına
kadar demek oluyor. Daha çok gece altını ıslatan çocuklar için dizayn
edilmiş bu en büyük beden bezler, aslında gece alt ıslatmanın, geç yaşta verilen tuvalet eğitiminin bir yan etkisi olduğunu bilmeyenler için bulunmaz nimet oluyor.
Artık
ortalama tuvalet eğitimi yaşının 2,5 olduğu, bunun normal kabul
edildiği günümüzde bir çocuğun bez masrafı ortalama 6250 lira oluyor.
Bir çocuktan 2,5 yılda 6250 lira kazanan bez endüstrisi mutlu olmasın da
kim mutlu(!) olsun.
Ve
fakat, bu endüstrinin dışında kalan bizler yalnızca para kaybetmiyoruz.
Bir endüstrinin verdiği zarar sadece maaliyet fiyatlarıyla
hesaplanmıyor, bir de dünyaya, dünyada yaşayan diğer canlılara, gelecek
nesillere verilen zarar var ki bunun değeri 2,5 yılda 6250 liradan çok
çok daha büyük. Örneğin, hazır bezlerde kullanılan sodium polyacrylate
maddesi ıslanınca jel şekline dönüşüyor ve yapılan araştırmalara göre,
bu madde toksin üreten bakterilerin üremesi için uygun ortam hazırlıyor
ve bebeğinizde pişik ya da daha farklı alerjik reaksiyonlara sebep
olabiliyor. Ayrıca hazır bezlerde bulunan tributyl-tin (TBT) maddesi,
toksik bir kimyasal olup insanlarda ve hayvanlarda hormon problemlerine
yol açabiliyor. Neresinden baksanız, kokmuş, kokuşmuş bir endüstri bu.
Fotoğraf: http://nurturingmothersnetwork.wordpress.com
Elbette
bu fenomen, yalnızca bir çocuk doktorunun, bir bez firması için
çalışması ile açıklanamaz. Brazelton olmasaydı, başka bir çocuk doktoru
koyardı 18 ay sınırını. Ya da hiçbir çocuk doktoru olmasaydı bile bez
endüstrisi bir şekilde gelişip dünyayının çoğunu ele geçirirdi. Tek
kullanımlık bezlerin, kapitalist sistem içerisinde varolmaya çalışan
ebeveynler için sağladığı rahatlık yadsınamaz. Bu bezler sayesinde,
günlerini çocuklarından uzakta çalışarak geçiren ebeveynler, akşam eve
geldiklerinde, bir de çocuklarını tuvalete götürerek çok ‘kıymetli’
zamanlarını bunun için harcamak istemeyebilirler [ki aslında
bilmezler ki tuvalet iletişimi kurulan bebeklerle tuvalette geçirilen
zaman en az diğer doğal ihtiyaçlarıyla ilgilenirken geçirilen zamanlar
kadar eğlenceli olabiliyor
]. Kullan-at bezler, modern sistem
içerisinde bir ihtiyaca cevap verdiği için bu kadar gelişmiş bir
endüstri haline gelmiştir. Fakat, aynı zamanda kısa vadede zaman
kazandırıyor gibi gözüken bu ürünler, uzun vadede bakıldığında, tuvalet
eğitimi yaşının giderek geciktirilmesiyle daha çok zaman ve daha çok
para tükettirirler. Bir de tuvalet eğitimi için 2 yıl beklenmesinin
çocuğa getirdiği fizyolojik zarar, tuvalet eğitimi verilirken
yanlışlıkla yapılan psikolojik hasar var ki bunlar kaybedilen zaman ve
paradan çok daha ciddi olabilir.
Örneğin,
yapılan araştırmalara göre***, tuvalet eğitimi sürecinde çok rastlanan
bir sorun da kaka eğitimine dirençtir. Bir süre sonra çişlerini rahatça
tuvalete yapmaya alışsalar da, tuvalet eğitimi alan çocukların beşte
biri kakalarını yapmak için bez bağlanmasını talep ederler. Bez
bağlanmadığında da, kakalarını tutup çoğu zaman kabızlık, bazen de tıpta
enkoprezis olarak bilinen ve çocuğun iradesi dışında kaka kaçırmasına
neden olan bir rahatsızlık gelişebilir. Sonuç olarak kaka yapmak onlar
için daha da tramvatik bir hale gelir.
Çiş içinse, “kullan ya da kaybet” ilkesi
geçerlidir. Çiş yapma ile ilgili iki kasımız vardır, biri istemsiz
olarak çalışır (internal urethral sphincter) ve idrarın, idrar
torbasından idrar yoluna akmasını sağlar, diğeri (external urethral
sphincter) istemli olarak çalşır ve çişimizi yapmak istediğimizde isteğe
bağlı olarak gevşetilebilir. Bebekler doğaları gereği, istemli olarak
bu kaslarını gevşetebilirler. Bunun için belli bir ses (çişşş, psss,
vs.) duymaları ya da belli bir pozisyona (çömelme, squat) geçmeleri
yeterli olur. Tuvalet iletişimi erken kurulan bebekler idrar torbaları
tam olarak dolmadan önce istemli olarak kaslarını gevşetebilirler. Ancak
2 yıl boyunca kullanılmadığında bu istemli kas kontrolü kaybolur.
Genelde 2 yaş civarında gerçekleşen tuvalet eğitimi döneminde bu istemli
kaslarını gevşetmek yerine sıkmaya odaklanan çocuklar, çiş yapma
ihtiyacı acil duruma gelmeden bu kaslarını gevşetemezler. Yani 2 sene
boyunca beze bağlı olmak durumunda kalan çocuklar istemli kaslarını
kullanmadıkları için kaybederler. Ve yapılan araştırmalara göre* tuvalet
eğitimi yaşı geciktikçe inkontinans (yani çişini tutamama) riski daha
da yükselir. Gece alt ıslatmanın 2 yaşından sonra tuvalet eğitimi
verilen çocuklarda daha sık rastlanmasının nedeni de bu yüzden
kaynaklanır. Beze bağlı bebekler, sphincter kaslarını kullanmadıkları
için, bir süre sonra farkındalıklarını yitirirler ve idrar torbası
yarıdan daha az olduğunda gelen ilk uyarıyı farkedemezler. İstemli kas
kontrolünü kaybettikleri için son ana kadar tutup tutamadıkları noktada
da kaçırırlar**.
Tuvalet Eğitimi Değil, Tuvalet İletişimi!
Fotoğraf: ahippiewithaminivan.com
Oysa
tuvalet eğitimi bu şekilde olmak zorunda değil. Bebekler, bu doğal ihtiyaçlarını karşılamak için 2 yaşını beklemek zorunda hiç değil. Hatta
tam tersine ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi. Çünkü bebeklerin ilk
3 ay kendilerini kirletmeme içgüdüleri çok kuvvetlidir ve bunlara cevap
verildiğinde geliştirilebilir. Tabii burada bahsettiğim daha çok
iletişim. İlk 3 ay bir bebeğe eğitim veremezsiniz. Yalnızca onun derdini
anlayıp ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olabilirsiniz. Ancak daha
sonra, ona anlatıp, göstermek, neyi nasıl kullanacağını öğretmek (sifon,
tuvalet kağıdı, lazımlık, vs.), örnek olmak, onunla bu konuda iletişime
geçmek çok önemlidir. Eğitim deyince anlaşılan genellikle içerisinde
ödül ve cezayı barındıran eğme-bükme işidir. Bu da hangi yaşta olursa
olsun çocukların psikolojisine zarar verir –bu masum bir “aferin” bile
olsa****. “Eğitim” yerine “iletişim” kelimesinin tercih edilmesi bu
yüzdendir.
Tuvalet iletişimi terimi, ilk kez Ingrid Bauer tarafından 2001 yılında ortaya atılmıştır. Bauer’e göre,
Tuvalet
iletişimi, bir bebeği emzirmek veya kucağınızda taşımak gibi somut ve
pratik bir davranış. Ve bu davranış, ideal olarak, sevgi ve şefkâtle
sürdürülebilir. Tuvalet iletişimi, özünde, bebeğin ihtiyaçlarına cevap
vermektir. Tuvalet iletişimi ile ilgili diğer her şey —bezden kaçınmak,
daha az para harcamak, çevreye olan etkileri, kuru bir yatak, daha az
iş— ikincildir.  
Bir
bebekle tuvalet ihtiyacı üzerine iletişime geçmek tuvalet
bağımsızlığını öğretmeye odaklanmış lineer bir süreç değildir. Nasıl
emzirmenin hedefi, emzirmeyi bırakması değil de beslenmesidir, tuvalet
iletişimi de emzirme gibi, bebeğin ihtiyaçlarına cevap vermenin bir
yoludur. Tuvalet bağımsızlığı elbette kaçınılmaz bir sonuçtur ama
tuvalet iletişiminin asıl hedefi değildir. Emzirmenin de tuvalet
iletişiminin de esas amacı, bebeğinizle sevgi dolu bir şekilde
ilgilenmektir, şimdi, şu anda.

Gelecek yazıda görüşmek üzere…

——————————–
Kaynaklar:
* What the scientific evidence reveals about the timing of toilet training: http://www.parentingscience.com/science-of-toilet-training.html
** Bauer, I. (2006). Diaper free: The gentle wisdom of natural infant hygiene. New York, NY: Plume.

Diğer Paylaşım

EFT mi? O da ne? Süheyla Pınar Alper

Duyguların kişilerarası iletişimdeki yeri, ifadesi ve farkındalık oluşturmadaki önemi konusunda uzun yıllardır ders veriyorum, danışmanlık …

40 Yorum

  1. Benim oğlum da altını kirletmeyi sevmeyen bebeklerden. Özellikle sabahları ikinci emzirmemden sonra mutlaka kakasını yapıyor ve ben tuvalete tutarsam oraya yapıyor. Ama o kadar ağırlaştı ki onu tuvalete tutmak bana zor geldiği için yapmıyorum. Oturmayı öğrenince hemen bir lazımlık alacağım ilk iş. Evet bizler 1 yaşında öğrenmişiz tuvalet olayını, bebeklerimiz neden öğrenemesin?

    • Anne Gazetesi, ne güzel oğlunuzla iletişim kanallarınız açık demek ki. Belki şimdi bir adaptör edinebilirsiniz. Oğlunuzun yaşına uygun tavsiyeler için facebook'ta Bezsiz Bebek grubuna bakabilirsiniz. Bir de tuvalete tutmadığınız zamanlarda da iletişime devam edebilirsiniz. Tuvaletini yaptığında belli sesler çıkararak (çişşş, psss, ıh ıh gibi) ne yaptığını farketmesini ya da farkındalığını kaybetmemesini sağlayabilirsiniz.

    • Evet bunlar güzel fikirler gerçekten. Farkındalığını kaybetmesin. Gelecek bakıcıya da aynı şeyleri öğretmem lazım yalnız 🙂 Çok teşekkürler bu güzel yazı için.

  2. Çok güzel bir yazı. Teşekkürler öncelikle.

    Acaba ben 5 aylık oğlumu klozete tutsam nolur? Yani sonrasında bez bağlamaya devam edilince bir mantığı kalmaz deniyor tuvalet iletişime geçince. Ama denemek istiyorum çok. Zararı olur mu, kafası karışır mı ki oğlumun?

    • Elif merhaba, 5 aylık oğlunuzu klozete ya da lavaboya tutabilirsiniz. Bez bağlamaya devam edince bir sorun olmaz. Hatta bazı bebekler bezliyken daha yoğun sinyal verirler çünkü kendilerini kirletmek istemezler. Belki kumaş beze geçebilirsiniz, hem daha sağlıklı, hem çevre için daha iyi, hem de daha ekonomik. Bir de ilk etapta, kesin olan zamanlarda başlayabilirsiniz, uykularından uyanınca, emzirme sonrası gibi. Daha ayrıntılı bilgi için sizi de facebook Bezsiz Bebek grubumuza bekleriz.

  3. Eline saglik evren.. Cok güzel bir yazi..insallah pek cok annenin iletisim kurmasina ön ayak olunur.. Bu sadece tuvalet ihtiyaci icin degil.. Cocuklarimizin her turlu ihtiyacini anlamak, dogru tepkileri, zamaninda verebilmek adina iletisim gerekli.. Bunu da isten zevk alarak, tedirgin olmadan, isi kimi zaman sakaya vurarak yapmak her iki tararf icin de bir kazanc.. Cocugumuzu dinlemeyi ögrenelim.. Zamani gelince o da bizi dinlemeye deger bulacak.. Bebek iken bu vücut dili oluyor.. Buyuyunce de konusma dili ile.. Her ikisini de dinlemeyi, anlamayi ögrenmek güzel.. Sayende hayatimda yeni ufuklar acildi.. Sagolasin..

  4. Evet ben de Evren sayesinde o ufku açılanlardanım 🙂 Yalnız sana kızgınım biraz, ben oğlanları büyütürken nerelerdeydin kuzum? 🙂 Ellerine yüreğine sağlık, çok güzel ve bilimsel bir yazı olmuş. Umarım "ama uzmanlar iki yaşından önce kesinlikle önermiyorlar tuvalet eğitimini" diye bizi eleştiren anneler de bu yazıyı okurlar. Uygulamasalar da en azından tuvalet iletişimini, tuvalet eğitiminin bir uzantısı sanmaktan kurtulurlar belki.

  5. Harika bir yazı olmuş Evren çok teşekkürler. Ben de ilk oğluma hep kumaş bez kullandım ve 18 aylıkken tuvalet iletişiminden haberdar olup bezi çıkardık. İkinci oğlum da ilk 3 ay kakasını lazımlığa yaptı sonra çok nadir kaka yapmaya başlayınca yakalayamamaya başladım. Şimdilerde (8 buçuk aylık) her uyandıktan sonra çişini lazımlığa yaptırarak tekrar alıştırmaya başladım bakalım. Sevgiler,

  6. Kızım 14 aylık geç keşfettim bbyi. Ama şimdi hemen başladım.

  7. Evrencim, eline sağlık, çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Ben de 7 aylık Nisan'ı son bir haftadır kakası geldiğinde (öncesinde verdiği sinyallerden anlıyorum) tuvalete tutuyorum ve kakasını çok güzel yapıyor tuvalete. Sonrasında yine bezi bağlıyorum. Bu konuda kendime ya da bebeğe gerginlik yaşatmak istemiyorum, sinyalleri anladığımda yaparsa ne ala, ama olmaz da bezine yaparsa da ne ala diye düşünüyorum. Şimdilik iyi gidiyoruz bakalım 🙂 O da biz de bu şekilde daha mutluyuz sanki.

    • Senem'cim çok sağol! Evet çok haklısın, gerginlik yaşamaya hiç gerek yok, biz de 1 yaşına kadar hep bez bağladık. Çoğunlukla kumaş bez kullandık ama arada hazır bez de kullandık. Sinyal verdiği zaman ya da evrensel zamanlarda teklif ettik sadece, yaparsa ne ala, yapmazsa kesinlikle zorlama yok 🙂

  8. Bu harika yazı için çok teşekkürler. Daha hamileyken okumuştum yazdıklarını ve ben yaparım bunu demiştim. Şimdi kızım iki haftalık ama neredeyse üç-dört günlükken başladık bu iletişime. Henüz lavaboya ya da bir kaba yaptırmıyorum ama sinyalleri yakaladığım zaman altını açıyorum ve "çiş, çiş" ya da "ıh ıh" dediğim zaman kızım çişini ya da kakasını yapıyor. İnanılmaz eğlenceli, anne ve bebek arasındaki iletişimi gerçekten de artıyor. Bunu görenler ya da duyanlar "Amaan sen de daha ufacık bebek, ne anlar o…" diyorlar ama bebekler sandığımızdan çok daha güçlü ve akıllı varlıklar 🙂

  9. Esra, ne güzel bir haber bu, çok sevindim ikiniz adına da! Gerçekten de dediğin gibi anne-bebek arasındaki iletişimi artırıyor. Ve katılıyorum, bebekler çok daha güçlü ve akıllılar 🙂 Harikasınız!

  10. Merhaba sevgili Evren. Yaziya bayildim. Ben de "sen bir yasindayken bezi birakmistik." Sozleriyle buyuyenlerdenim 🙂 . Simdi 2 aylik bir oglum var ve dedigin gibi, tuvalet iletisimine baslamak istiyorum ama dediginiz sinyalleri anlayamiyorum. Nelere dikkat etmeliyim?? Gece de devam etmeli miyim??

    • Merhaba sasibaksasir, öncelikle tebrik ederim sizi! Sağlıkla büyüsün oğlunuz! Sinyaller için bir sonraki bölüme bakabilirsiniz, orada farklı sinyallere örnekler var: http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2014/01/0-18-aylk-bebekler-icin-tuvalet_14.html
      2 aylık bir bebek için genellikle çoğu annenin bildirdiği sinyal emzirme esnasında memeyle boğuşmaya başlama, bir iki fırt çekip geri çekilme ve ıııh ıııh sesleri çıkarma ki bizim de aynen böyleydi. Büyüdükçe sinyaller farklılaşıyor. Bunu anlamak için en iyi yöntem biraz bezsiz zaman geçirmek, örneğin kucağınıza alt değiştirme bezi ya da havlu sererek altı açık emzirebilirsiniz ve sinyallerini daha net gözlemleyebilirsiniz. Bezsiz zaman ile ilgili ayrıntılı bilgi şu yazıda: http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2014/01/0-18-aylk-bebekler-icin-tuvalet_30.html

      Gece iletişimi de şart değil, eğer bebeğiniz rahatsız olup uyuyamıyorsa deneyebilirsiniz. Ama bazı anneler tam tersi nedenden dolayı tercih etmiyor, yani çişe tutunca tekrar uyuma sorunu oluyor diye. Bizim tam tersiydi, tutmadan uyuyamıyordu, ilk kalktığında tutarsam uzun süre kesintisiz uyuyordu, o yüzden ben tercih ettim ama bu tuvalet eğitimi değil, gece gündüz aynı anda yapmanız gerekmiyor, sizin koşullarınıza göre, bebeğinizin durumuna göre siz kendiniz karar verebilirsiniz. Gece iletişimi ile ayrıntılı bilgi de şu yazıda: http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2014/02/0-18-aylk-bebekler-icin-tuvalet.html

      Yine aklınıza takılan sorular olursa yazarsınız, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Sevgiler, kolaylıklar…

  11. Bende denemek istiyorum ama bizim kakamiz yeni duzene girdi mesela bazen sabah 10 gibi yaparken dün ikindin 4 gibi yaptı günde bir kez ya da iki kez yapıyor. Sinyalleri yakalamak istiyorum diğer yazınızı hemen okuyacam. Birde kumaş bez dediniz önceleri annelerimizin kullandığımi yoksa şimdilerde bir firma çıkarmış makinede 90 derecede bile yikanabiliyor onlardan mi. Ben bu kullan at bezlerden cik rahatsizim minicik kızım kendi yaşayacağı dünyayi bilmeden kirletiyor.

    • Denemek için kumaş bez almayı beklemenize gerek yok, hemen başlayabilirsiniz. Bu arada kumaş bezlerinizi tedarik edersiniz. Yalnız, maalesef benim Türkiye'deki kumaş bezler hakkında çok fazla bir bilgim yok, bunun için Facebook Bezsiz Bebek grubumuza üye olup oradaki kumaş bezle ilgili paylaşımları okuyabilir, sorularınızı sorabilirsiniz. Kolaylıklar dilerim, sevgiler…

    • Bugün bezsiz gözleme başladık öğle uykusundan uyandı altını açtım altına bir bez serip yatirdim. Sürekli tepindi kucağıma alıp emzirdim bu sırada altına bi havlu tuttum,sonra havluyu sumo usulü sardim emmeden 10dk sonra yaptı ve huzusuzlanmaya başladı altı islak olduğu için. Değiştirdim tekrar havlu bağladım bu havlu biraz kalındı, 20-30dk sonra tekrar yaptı ama huzursuz olmadı sanırım havlu kalın olduğu için. Kız bebek olduğu için aşağıya doğru akiyor bende farkedemiyorum çiş yaptığını. Altını açık bırakayım dedim 30dk geçti yapmadı sonra uykusu geldi bi deneme olsun diye bi tas tuttum cisss dedim güldü. Altını kapattim hamagina yatırdim sonra baktım çiş yapmış. Altı acikken yapmiyor. 5,5 aylık ne yapacam

    • 5,5 aylık beze alışmış olması için çok erken. Henüz karar varmak için de çok erken. Bence siz bu şekilde birkaç gün üstüste gözlem yapıp sinyallerini gözlemleyin. Bir de uykudan uyanınca, kucağınızda sırtı size gelecek şekilde dizlerinin altından tasa ya da lavaboya tutup çişşş diyebilirsiniz. Bu pozisyon çömelme pozisyonuna yakın olduğu için daha rahat yapabilir.

    • Bu konuda pes etmeye niyetim yok eylülde kızımın yaşı dolunca işe baslayacam o yüzden hem bana hem bakana kolaylik olması açısından tuvaleti öğretmem gerek. Tabiki zorlamadan. Bu seneyi kacirirsam seneye yaza kalır diye korkuyorum. Pes etmek yok

    • Harika! Arada duraklamalar oluyor ama doğru bir yaklaşımla, 55 haftalıkken (12,5 ay civarı) çözüyorlar bu işi 🙂

    • Bir de sizi bu süreçte neler beklediğini görmek için Bezsiz Bebek grubuna üye olup orada dosyalar bölümünden günlüklerimize bakabilirsin. Sevgiler…

    • Seni bugün yoruyorum Evren kusura bakma demin fb bezsiz bebek teki yazıları okurken aklıma geldi lavoboya tutuyor ya anneler bebekleri sırtı kendimize yasliyoruz bacakları kaldırıyoruz ben bu yöntemle kizimin poposunu yikiyorum lavaboda acaba onun ters bir etkisi olmuş olabilirmi

    • Zannetmiyorum herhangi bir ters etkisi olacağını, ben de o şekilde yıkıyorum poposunu. Bir de 10 aylık olana kadar alışkanlık kazanmıyorlar, 10 aydan sonra anlamaya başlıyorlar rutinleri, o yüzden kısa sürede uyum sağlayacağını düşünüyorum.

  12. Merhaba,
    Ben de bir önceki kuşaktan duyduğum örneklerden ve internette okuduğum yazılardan ilham alarak 5 aylık olduktan sonra kızımı tuvalete tutmaya başladım. Önceleri kakasını yapacağını anladığım anda tuvalete koşturmaya başladım. İlk birkaç haftadan sonra kızım artık tuvaletin varoluş amacını anlamaya başlayınca (ya da ben öyle olduğuna inanınca:) Herhangi bir işaret vermese de belirli saatlerde ve bezini her açtığımda tuvalete tutmaya başladım. Kızım şimdi sekiz aylık ve genelde sabah kalkıp karnını doyurduktan sonra tutuyorum ve kakasını o saatte yapmaya alıştı. Hiç sorun çıkarmadan hatta kendi dilinde şarkılar söyleyerek yapıyor:) Akşamüstü de ikinci kez yapıyor kakasını tuvalete. Evde olmadığım saatlerde ise genelde çişini bezine yapmaya devam ediyor. Kakayı ise istisnai durumlar hariç sabah ve akşamüstü tuvalete yapıyor. Özetle artık tuvalete tuttuğumda varsa çişini veya kakasını yapıyor ve bunu öğrenmesi sadece birkaç hafta sürdü. Bundan sonraki aşama bezsiz yaşam ama çok da acelemiz yok açıkçası. Hazır bezlerden kurtulmak öncelikli planım…Sevgiler.
    Üzüm kızın annesi Çiğdem

  13. Sevgili Evren,
    Yazına bayıldım, bu kadar çok bilgiyi alıp derlemene, konuyu her açıdan incelemene hayran kaldım.
    "Tuvalet eğitimi" tabirini hep garipsemişimdir, bu konuda ben hiç araştırmadan, okumadan, tamamen içgüdüsel davrandım ve erken demelerine kulak asmadan oğlumu tuvalet ile tanıştırdım. Sonuçta, insan bez kullanmaz ve bu "bez kullanmama normalliğinin" içinde büyümesi fikri ile yola çıktım. Oğlum 14 aylık, 4 aydır söylüyor kakasını, son 1 aydır da çişi söylemeye başladı. tuvalate yaptığında onu alkışlamıyorum, beze yaptığında kızmıyorum, bir şeye zorlamıyorum. Onu tuvalet ile tanıştırmakla iyi bir şey yaptığımı düşünsem de, çevreden gelen "erken", "henüz erken", "biraz bekleseydin", "oo çok erken değil mi" sesleri beni rahatsız ediyordu. Bu yazıyı okuduktan sonra aydınlandım. Teşekkür ederim. Şimdilerde bez bağlamaya devam ediyorum, böyle devam edersem yakında tamamen bırakır herhalde, bırakır mı? daha neler yapabilirim?

  14. sorumu iptal ediyorum. başka yazılarında varmış konu ile ilgili, onları okuyorum:)
    Sevgiler
    Burcu

    • Yine de yanıtlayayım 🙂 Öncelikle, sizin gibi insanlar olduğunu duymak çok sevindirici, ne güzel yapmışsınız, içgüdülerinizi dinleyip doğal olanı tercih etmişsiniz. Soruya gelince, eğer çişini söylemeye başladıysa bence bezini çıkarıp alıştırma kilodu ya da direkt kilot giydirebilirsiniz. Bizimki de 12,5 aylıkken başlamıştı söylemeye, öncesinde de söylüyordu, daha doğrusu sinyal veriyordu, arada bir çişş diyordu ama 12,5 aydan sonra daha bilinçli bir şekilde başladı söylemeye. Ben de 13 aylık olduğunda artık hazır olduğunu düşünüp kumaş bez, havlu, vs. sistemini bırakıp tamamen kiloda geçirdim, ve onun inisiyatif almasını bekledim, belli zamanlarda götürmedim, sadece aradan uzun süre geçtiği zamanlarda hatırlattım ama özellikle ona bıraktım. İlk 1 hafta kazalar oldu, bazen azıcık kaçırır gibi yapıp farketti ve o zaman söyledi, bazen yaptıktan sonra söyledi ama 1 hafta sonunda alıştı ve sonrasında çok nadir kaza oldu. Olanlar da köpek dişleri sırasında ve iki atak döneminde 3'er günlük duraklamalar şeklinde oldu. Sanırım bir cesaret edip 1 hafta kazalar olacağını göze alıp tamamen atabilirsiniz bezleri 🙂 Kolaylıklar ve sevgiler…

  15. Sevgili Evren merhaba,
    benim de 4 aylık bir oğlum var, sünnetiydi kabızlık problemiydi derken yeni başladık tuvalet iletişimine. günlüklerinde bambu adaptor kullandığını yazmıssın Bahar icin memnun muydun ben de ondan mı almalıyım? her bezini açtığımda yüzüme fıskiye gibi işediği halde pes etmemeliyim değil mi:)

    • Serap merhaba, evet hiçbir zaman pes etmemelisin, zaten anladığım kadarıyla epey okumuşsun ve bu işin mantığını anlamışsın, oğlun da anladığım kadarıyla şu anda iletişime çok açık. Bezini açıp direkt tuvalete tutabilirsin kucağında. Adaptör de çok rahat oluyor ama Bumbo'yu erkek çocuk anneleri tavsiye etmiyor. Deliği küçük olduğu için rahatsız oluyorlarmış. Babyborn tarzı bir adaptörden daha çok memnun olduklarını okudum. Grupta farklı modellerin resimleri vardı, belki oraya bakabilirsin ya da iletişim uygulayan annelere adaptör önerisi sorabilirsin. Kolaylıklar dilerim…

  16. Mükemmel bir yazı..Emeğinizd sağlık.Keşke tuvalet iletişimini daha önce öğrenebilmiş olsaydım. "Bez kullandığımız için kaslarını tutmayı kaybedoyorlar"diye okuyunca inanılmaz üzüldüm,zaten bildikleri,yapabilecekleri bişeyi bizim yüzümüzden kaybediyorlar. Oğlum 22 aylık oldu. Egitime başlamayı düşünüp araştırmalar yapmaya başlamamla yazılarınıza rastladım ve çok üzüldüm bez kullandığıma gerçekten. Inşallah 2. Bebegimde kullanmayacagim nasib olursa.

    • Rica ederim Nursen hanım! Ne güzel oğlunuz çok şanslı, sizin gibi okuyan-araştıran bir annesi var 🙂 Geç kalmış sayılmazsınız aslında, 22 aylık olsa da iletişim ile başlayabilirsiniz. En azından anlatmak göstermek, bezsiz zaman geçirerek onun sinyallerini öğrenmeye çalışmak. Belki eğitim aşamasında da yardımcı olur. Kolaylıklar dilerim…

  17. Çok teşekkür ederim Ramazanla birlikte hemen başlıyoruz kismetse. İlk günlerde evde olmak daha dogru olur sanki. Ama bayramda araba yolculuğu ile tatile gideceğiz o konuda neler yaparım henüz bilmiyorum ama ozamana kadar ikimizde alışmış oluruz inşallah.

  18. Merhaba, ben değil ama babaannemiz şu an çok hevesli bezsiz bebek konumuna geçmek için. Yazıların çıktılarını alıp vereceğim ona hadi başarılar bize.

  19. Aah ah. Ben geç kaldım bu güzel yazıyı okumak için :((

  20. Mrb ben tuvalet iletişimi yeni duydum malesef �� Kızım 9 aylık tuvaletini yaparken çok güzel sinyaller veriyor bende heveslendim gittim bir lazımlık aldım ama kızım lazımlığa oturmaktan korkuyor.ona tuvaletimizi bu şekilde yapacağımızı gösterdim gülüyor hoşuna gidiyor çişşş ıh ıh diye sesler çıkardım oyun oynayarak lazımlığa oturtmaya çalıştım çok Mutlu oluyor ama tam oturduğumda kendini geriyor oturmak istemiyor biraz unutana kadar ara mı versem acaba şimdilik bezini aldıktan sonra çişş buraya diye bezini atıyoruz birlikte lazımlığa ama ona oturmak istemiyor ne yapmalıyım acil yardım ����

  21. Merhaba,

    Ben de "Siz bir yaşınıza geldiğinizde bezden kurtulmuştunuz" baskılarına dayanamayarak bir lazımlık aldım kızım 8 aylık olduğunda. Hep duyduğumuz "2 yaşından önce tuvalet eğitimi psikolojisini bozar." miti yüzünden; aldığım halde kullanamadım lazımlığı.
    Sonra normal olanın tuvaletini bezini yapmak olmadığını düşünmemle lazımlığı denemem bir oldu ve sabah uyanır uyanmaz lazımlığa oturttuğum kızım keyifle çişini ve kakasını lazımlığa yapıp mutlu olunca; bunda yanlış bir şey olamaz diye düşündüm.
    Şimdi yaklaşık 1.5 aydır her sabah ve her akşam banyosundan önce lazımlığa oturtuyorum ve eğlenerek vakit geçiriyoruz. %90 çişini ve kakasını da yapmış olarak 5-6 dakika içerisinde kalkıyoruz.
    Yazınızı okumadan önce çişinin geldiğini nasıl anlasam da aralarda da lazımlığa oturtsam diye kızımı hep izliyordum.
    Kızımı zorlamadığımı, bundan onun da keyif aldığını hissetmeme rağmen; bir yandan da "yapma daha çok erken"cilerin içime düşürdüğü şüpheden kurtulamıyor-dum ki bu yazıyı buldum sonunda.

    Ellerinize, kaleminize sağlık.

Leave a Reply