Butun hamileligim boyunca hep normal dogum hayaliyle yatip kalkmistim. O buyuk gunu sahne sahne canlandiriyordum hayalimde ve hergun yeni replikler yeni perdeler ekliyordum metnime; biricik bebegim ultrason tarihini asagi yukari gecirmeden, kafasi asagida, suyumun gelmesiyle, kendiliginden baslayan sancilar esligin de gelecekti ve ben de butun dogalligi ile bu gelisi guzel duygu ve hisleri hastane “heybeme” ekleyerek buyuk bir mutluluk projesinin sonuclanmasi icin sevgili esim ile hastane yolunu tutacaktim. Ustelik sancilarim 5 dakikada bire inmeden de oyle acele etmeme gerek yoktu…
40. haftadaki gunler yavas yavas tukenince hem moralim bozulmustu iyice, hem de ailem ve cevremdeki piskolojik baski ve korku filimlerinin dehset-ul vahset manusunu yazan editorlerin hayal gucune butun olumsuzluklari ekleyip iliklerime kadar korku ve endise sacan telefonlardan iyice depresyona girmistim. Her zaman gorustugum insanlar olsaydi bari beni telefon terorune maruz birakanlar. Senede bir defa karsilastigim insanlarin bile merak konusu olmam iyice germisti beni…
Derken beklenen son kontrolde isinin ehli olan ebemin yaninda yaptigim 40. haftalik kontrolumde herseyin normal oldugunu ogrenmistim. Prosedurlere gore 41+2 gun de hala bir dogum belirtisi olmazsa hastaneden ozel bir kontrol icin randevu almam gerekiyordu, bebegimin genel durumunu kontrol etmek icin. Bu benim hayalini kurdugum dogum hikayem ile hic uyusmadigi icin hic ihtimal bile vermiyordum bu duruma. Gulumseyerek, buna gerek kalmayacagini belirttigimde, sevgili ebem askimi sevkimi kirmayan bakislariyla yine de bunu bir yerlere not etmem gerektigini ve aklimin bir kosesinde kurcalamam icin yer ayirmam gerektigini hissettirmisti tatli tebessumu ve bakislari ile… 🙂
Nasil olduysa cok endiseli annem 41+1 gunluk iken yanima geldi ve dogumum gerceklesene kadar yanimda olmak istedigini soyledi. O gun annemle guzel vakit gecirmistik ve guzel annem mis gibi yemekler hazirlamisti. Piskolojik mi gerginlik mi bilmiyorum ama yemekten sonra yatagima uzanmaya gittigimde ne bir ses ne de hareket vardi bebegimden. Annemi de endiselendirmek istemedim. Odamda yapabildigim, daha dogrusu becerebildigim en gicik atletik hareketleri yapmaya kalkismama ragmen bir tepki alamiyordum kizimdan ve sonunda dayanamayip kucuk bi cocuk gibi bogure bogure aglamaya baslamistim… Annem durumu ogrenince hemen koluma girip arabasiyla “soft-rally” yapip ayni anda bana piskolojik moral vererek hastaneye goturmustu, ustelik bu morale en cok kendi ihtiyaci varken, hic belli etmeden beni teselli etmeye calisiyordu. Canim annem…
Resepsiyondan gecerken aglamam koridorlarda yanki yaptigi icin kimse soru sormadan direk dogumhaneye giden kapilari aciyordu. Benden once gobegim giriyordu zaten kapilardan iceriye, bu yuzden bu aglayisa bu gobek de eklenince kimse soru sormuyordu, sadece butun empati duygularini vurgulayan bakislariyla; “tecrube konusuyor, az sonra basina geleceklerden haberdarim, bu yuzden sana aciyorum ama butun iyi dileklerim seninle”, diye telepati isinlamasi ile yol gosteriyordu:)
Asansorden inince koluma bi ebe girmisti, hem teselli ediyordu hem de kontrol olacagim odaya dogru yuruyorduk. Odada bebegimin kalp ritimlerinin normal oldugunu ogrendikten sonra bir gun sonra asil olan 41+2 gunluk kontrole gelmemi istemislerdi. Annem israrla; “niye kizimi doguma almiyorsunuz? Niye gununu geciktirmesine izin veriyorsunuz?”, diye soylenmeye baslayip bu ise akil erdiremedigini belirtip, kendi etrafinda pervane oluyordu. Zavalli ebeler de strese girip ertesi gunki genel rutin kontrolune kadar birsey soylemek istemediklerini soyluyordu.
Neyse, ertesi gun esimle yine kontrole gittik, bu sefer bashekim ultrason ile genel bir kontrol yapmadan once evraklarimi istedi. Evraklarimdan tansiyonumun, sekerimin ve bebegimin kalp ritimlerinin hamilelik boyunca guzel oldugunu gordukten sonra ve tabii ki kafasi asagida diye el muayenesi ile tespit edilmis bir bilgiyi de evraklardan okuduktan sonra, ultrason cihazini basti gobusume. Esim ile kizimin kafasini gorunce oyle heyecanlanmistik ki… Sonra o heyecani hekimin saskin bakislari “Bu ne kadar hareketli bir bebek?” yorumu bolmustu. 41. haftalik bebegimizin fazlasiyla el hareketlerine biz de sahit olmustuk, resmen beni bu karanlik odadan cikarin iyice daraldim modundaydi yani 🙂
Cihaz hareket ettikce doktorun ikinci saskinligi da yankilandi: “Aaaaa bebek makat pozisyonun da!” *#&*$$**$&$?@!
Esimle o an tam olarak ne dusundugumuzu hatirlamiyorum ama hekim hemen kizimin basini, karnini ve kilosunu olctukten sonra, bir telefonla rontgen bolumunden randevu alip bizi oraya yonlendirdi. Telefondan acil randevu istedigini soyledi, cunku yarin bir gun doğumum baslayabilirdi ve dogumum basladigin da catimin genisliginin yeterli olup olmadigini ogrenmek zorundaymis.
Bashekimin yanina ciktik tekrar. Bashekim konusmasina baslamadan once, ben ona; “Acaba normal dogum yapabilecek miyim?” diye sordum. Tebessum etti. “Eger rontgen den gelen sonuclardan catinin yeterince genis oldugunu gorebilirsem, normal dogum yapabilirsin” diyerek heyecanlandirmisti beni. Annemin tabiriyle cahil cesaretiyle bu cevaba bayagi sevinmistim 🙂 Tam o sirada sonuclarim gönderildi bashekimin bilgisayarina ve normal dogum yapabilecegimi mujdeleyen uzman doktora soru yagmurumuz baslamisti… “Eeeee, sey, acaba normal dogumdan farki nedir tam olarak bir aciklar misiniz?” Uzman doktor oldugu her halinden belliydi , sorularimiza itina ile cevap veriyordu ve herseyi uzun uzun aciklamaya baslamisti ki ben bunları elimden geldiğince kısa kesmeye calisacagim.
Normal dogumdan en büyük farkinin en son bebegin kafasının cikması olduğunu söyledi. Bebegin en buyuk yeri kafasi oldugu icin ozel teknikler kullandiklarini, bebek kalcasina kadar cikana kadar bebege hicbir sekilde aktif mudahale edemeyeceklerini söyledi. Çunku kalca kemigin yerinden cikma tehlikesi varmis bu durumda… Belden sonrasinda parmak yardimlariyla, omuzlardan kollarinin disariya cikisini kolaylastirdiklarini ve en zor ve en son olan kafada yine parmaklarini bebegin agzina koyup cenesini gogus kafesine dogru indirip boynunun hasar gormesini engelleyeceklerini uzun uzun anlatmisti doktorumuz. Ben bir yandan normal dogum yapabilecegime seviniyor, bi yandan da telasli ve heyecanli sorularima devam ediyordum. En sonunda dedim ki, “Tamam ben normal dogum istiyorum ve siz de bunun icin sartlari yerine getirdigim icin ve kritik olculeri gecebildigim icin izin veriyorsunuz ama bu kararim hakkinda ne dusunuyorsunuz??” Doktorun cevabi oldukca ilgimi cekmisti. “Anne normal dogum icin yaratilmistir. Tabii ki istisnali ve riskli durumlarda sezeryan olunur, ama vücudun icin ve senin sagligin icin en guzeli normal dogumdur. İnsanlar sezeryani basit bir ameliyat zannediyorlar, oysa bu kadinin rahimine yapilan cok buyuk bir operasyondur, hem bu senin ilk dogumun, biz seni ve bebegini en ufak bir riske atmayiz. Butun dogumun kontrol altinda olacak ve tabii ki en ufak bir risk durumunda acil sezeryana alinirsin“. dedi. “Ama bu bile senin icin buyuk bir avantaj olur cunku sezeryana gecmeden once ki butun rahim kasilmalarin, acilmalarin bir sonraki dogumunu kolaylastirmak icin onemli faktorlerdir, o sancilari bosa saymayacaksin yine faydasini goreceksindir.” diye ekledi.
Neyse, doktor yine tam gonlume gore konusmustu ve ayri bi gaza gelmistim bu konusmadan sonra… Artik bebegimin durumunu ve dogum surecini detaylica ogrenmistim, beni tek endiselendiren nabzinin suni sanciya tepkisi ve kafasinin icerde fazla kalmasi ihtimaliydi. 42. haftaya kadar tik olmayinca hastaneye gittik ve sabah 10’da kontrollerden sonra serviksde hic açılmam olmadigi icin ebe amniyotik keseye yaklasabildigi kadar yakin tablet yerlestirdi ve 6 saat icinde bir hareketlilik olmazsa tekrar yeni bir tablet koyacaklarini soyleyip cikti. Bu arada bekleme odasinda annem, esim ve kizkardesimle bekliyorduk. Annem yine belli etmeyeyim cabalarindaydi ama endise ve tedirginligi her halinden belli oluyordu. Bu aradada bos durmuyordu, yine beni sezeryana girmem icin ikna cabalari bitmek bilmiyordu 🙂 “Kizim bak rahmin de hic bir olgunlasman yok, sancin da yok, ilk dogumun, ustelik bebegin de makat pozisyonunda, seninkisi de cahil cesareti! Dort cocuk dogurdum kesinlikle boyle birseyi ne gordum, ne duydum ne de cesaret ederim. Bak yavrum, gel sezeryan olmak istiyorum diyelim, ben korkuyorum…” diye soylenmesi kac saat surdu bilmiyorum ama butun hastanede endiseli anne diye adini duyurmasi pek de zor olmadı… Annecigim esimi de ikna etmeye calisiyordu, ama esim bi yandan annemi teselli ediyordu bi yandan da benim kararima saygi duydugunu ve korkmasina ragmen buna saygi duymasi gerektigini belirtiyordu…
Aradan 6 saat gectikten sonra servikse olgunlasma tableti daha verildi ve yine 6 saat dolmak uzereyken, ikinci tabletin bitmesine 15 dakika kala artik ucuncu tabletin yerlestirilmesini dusunmek bile istemiyorken aniden sancilarim basladi ve dugmeye bastik! Ebe monitorden sancilarimin cok aniden baslayip hizlandigini farkedince hemen alarma gecildi ve beni dogumhaneme goturduler. Gerci ben hemen diyorum ama bu arada kesin benim kacirdigim ve hafizama yerlestiremedigim birseyler olmustur… Tek hatırladıgım herseyin bu odadan dogumhane gecisine cok cabuk gelistigi. Makat dogumum olacagi icin ozel bi oda hazirlanmisti, odada yok yoktu. Kocaman bir salondu, icerisinde bir suru cihaz, ultrason vs. hersey vardi… Ilk once bir hayli kalabalik bir ekip vardi, iki tane hekim, iki ebe yardimcisi, ebe, anestezist, pediatrist… Anestezist ve bir tane ebe haric hepsi cikti sonra… Esim kaldi tabii ki… Doguma girmeden once epidural da istemedigimi soylemistim, ama doktorum “O kadar da degil canim bu karari sana birakamayacagim ilk dogumun ve ters cocugun, bunu tavsiye etmiyorum!“ deyince epidurali aldım.
Dogumhaneye girdigimde saat gece 1:00’i geciyordu. Epidural ve suni sanci verildikten sonra 10 cm’e kadar sadece bir ebe takip etti. 10 cm’e ulasinca odama iki hekim ve bir kac yardimci ebe girmisti. Saat gece 03:00 gibiydi. Hersey cok hizli gelismisti. Hekimler bundan sonraki sureci kendi kontrollerinde takip ettiler. Dedigim gibi saat 1:00 gibi baslayan dogumum cok hizli gelismisti ve kizim saat 05.56’da sag salim dogdu cok sukur. Hersey cok guzel ve cok hizli gelisti, Rabbime ne kadar sukretsem azdir…
Bu yaziyi usenmeden okuyanlara da ozetle; “KALBINIZI DINLEYIN” ve gereginden fazla stres yapmayin diyorum, cunku sonuc size butun cektiginiz acilari unutturacaktir.
Sevgilerimle,
Aynur
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
Cesaretinizi ve kararlılığınızı kutlarım. Sağlıklı bir ömür geçirsin bebeğiniz.
Tebrik ederim sizi cok cesur ve kararli davranmisiniz en cokda doktoru tebrik eder alnindan operim hala boyke hekimler olmasi cok guzel…saglikla buyutun bebeginizi 🙂
Tebrik ederim sizi cok cesur ve kararli davranmisiniz en cokda doktoru tebrik eder alnindan operim hala boyke hekimler olmasi cok guzel…saglikla buyutun bebeginizi 🙂
Tebrik ederim sizi cok cesur ve kararli davranmisiniz en cokda doktoru tebrik eder alnindan operim hala boyke hekimler olmasi cok guzel…saglikla buyutun bebeginizi 🙂
Eşim de makat gelişle doğmuş, 1980 yılında ve doktorun muayenehanesinde. Suni sancı yok epizyo yok. Bebeğinizi sağlıkla sıhhatle mutlulukla huzurla büyütün. Tebrik ederim.
Ben doktorunuzu kım onu merak ettim walla. Kaldımı bole doktorlar
Bravo size ve doktorunuza.
Ikinci dogumum olmama ragmen 37. Hafta da saf maksat gelisi anladigimiz kadarıyla ve 2.9 kilo ,
Ancak doktorlar sezaryen diyor
Bende normal doğum istiyorum
Doktorunuzu nasil bulabiliriz
Veya oyle doktoru nasil bulabiliriz
Bende 39 haftalık gebeliğim en başından beri makat duran bebeğimin doğumuna doktorun normal doğum için uygunluğunu kontrol bile etmemesi sonucu tabiki sezeryan olacaksın demesiyle doğuma alındım. Bebeğim iki büklüm şekilde kesi yerinden çıkarılmış ve femur kırığı ile dünyaya gelmişti. Tam 26 gün belden aşağı iki bacağı alçıda acılar çekti yavrum. Bu olay İzmir'de özel bir hastanede başımıza gelmesi doktorun suçlu psikolojisi ile hiç bir açıklama yapmayıp olayı yaşanmamış gibi sayması da cabasıdır. Konu mahkemede şuanda. Dualarınızı eksik etmeyin suçlular adalet önünde hesap versin.