Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Naz Kız’ın Hamilelik Günlüğü — 10. Hafta

Naz Kız’ın Hamilelik Günlüğü — 10. Hafta

Herkese Merhaba!

Evhamlı, panik, telaşlı, googleist kadın gitti, sakin, neşeli, olumlu kadın geri geldi, çok şükür… Son doktor kontrolümden sonra rahatlamışım, rahatladım, bilinçli değil ama iyi hissediyorum. Google’a bakmıyorum. Midem niye bulanmıyor? Niye uykum gelmiyor? Diye dert etmiyor, “Ne şanslıyım, kolay bir hamilelik geçiriyorum” diyorum. Akıllanıyorum ☺. Sadece idare edemediğim bir duygusal tarafım var, herşeye ağlıyorum, zaten ağlardım, artık daha çok ağlıyorum. 

Pazar günü 31.yaşıma girdim. Çocukluğumdan beri hep çok şaşaalı doğumgünlerim olduğundan olsa gerek, beklentilerim çok büyük oluyor. Ama genelde sonu hüsran oluyor ki bu da öyle oldu. Hatta Cumartesi akşamı eşimle sahilde süper bir yürüyüş sonrası, kendimi kasıp gece 00.00’a kadar bekledim ki belki kutlar diye ama hatırlamadı bile ☹. Ben de hayatta ketumluk yapamam, tam yatarayak hatırlattım ve sağlam bir trip attım. Ama ne oldu? Saçmalık… Bin kere özür diledi, ben ağladığımı görmesin diye kafamı yorgana gömdüm, sonra vazgeçti, gitti; ben de ağladığımla kaldım ☺. Vallahi bu kadınlık delilik… Hiç kocamın bana böyle trip attığını görmedim, doğalarında yok. Sizinkiler atıyor mu? Pazar günü de domuz gibi uyandım, şu meşhur öfkem hiç geçmedi, anneme gittik, çay kek börek seremonisi… En güzeli babamın süper çiçekleriydi. Kendi el yazısı ile de beni çok sevdiğini yazan bir not… Şu hayatta beni mutlu etmek bu kadar basit oysa ki…Canım babam karnımı öpüp, öpüp durdu bütün gün… Allah ona uzun ömürler versin, torunlarıyla doyasıya oynasın inşallah… Ablamın eşi de süper bir pasta yapmıştı bana, hayran kaldım ☺.

Gelelim hamileliğe… Geçen hafta doktorum kan tahlilleri istedi, özel sigorta sıkıntımdan dolayı, “Devlette yaptır, masraf olmasın” dedi. Zaten kan aldırmak, serum taktırmak için özel hastaneye gitmekten nefret ederim, damarlarım çok ince ve genelde tecrübeli hemşire gerekiyor. Özel hastanelerde de benim şansıma mı nedir hep acemiler çıkar karşıma ve sonunda ben bayılmış olurum. O yüzden zaten devlet benim için iyi bir seçenektir. Testlerin toplamı 1.500 TL tutuyormuş, maşallah! Devlet hastanesinden randevu aldım ancak kadın doğum doktoru Torch, TSH ve FT4 testlerini artık yapamadıklarını, Sağlık Bakanlığı’nın hastane laboratuarlarından bu cihazları kaldırıp, bunları ihale ile münferit laboratuarlara verdiğini, kanı da aile hekimliğinde aldırabileceğimizi söyledi. Hiçbirşey anlamamıştık. Bir devlet hastanesi bu testleri nasıl yapamazdı? Neyse hemen aile hekimimize gittik, o da dünya tatlısı bir doktor, hemen kanımı aldı ama Torch testi için ellerinde kit olmadığını ve özelde yaptırmam gerektiğini söyledi. “Peki maddi durumu olmayan ne yapıyor?” dedim, cevap veremedi. Ne biçim bir işti anlamadım neydi bu Torch testi gerçekten diye mecburi googleladım ve aşağıdaki bilgiyi gördüm: 

Gebelik oncesi ya da gebeligin ilk aylarinda yapilan TORCH (Kanda enfeksyon testi),

Hamilelik sırasında bebeğe geçip sakatlıklara yol açan mikroplar için kullanılan bir kısaltmadır. 

T
Toksoplazmozisi temsil eder. Ege bölgesinde yaşayan insanların %40’ından fazlası bu mikropla karşılaşmıştır. Bu kadar sık rastlanmasının nedeni çiğ köfte yeme alışkanlığıdır. Bayanların köfte ve dolma yaparken lezzet kontrolü yapma alışkanlığı ve kedi dışkısı ile kirlenmiş yiyecek yenmesi bu mikropla karşılaşma olasılığını arttırır.
 Hamile adayları kedi ile oynamamalı, çiğ et ve sebze elledikten sonra ellerini iyice yıkamalı, çiğ süt içmemeli, bahçe ve toprakla uğraşırken eldiven giymelidir. 


O
Sakatlığa neden olabilecek mikropları temsil eder. Bunlar arasında kabakulak, çocuk felci, su çiçeği, bel soğukluğu ve kızıl hastalığına yol açan mikroplar vardır.
 

R
Kızamıkçık demektir. Bu hastalık hamilelik sırasında büyük tehlike oluşturur. İlk iki ayda bu mikrobun anaya bulaşması %60 oranında sakatlığa veya düşüğe neden olur. Bu mikrop bölgemizde çok yayın olup %95 oranında çocuklukta geçirilir. Önlem olarak hamilelik öncesi kanda bu mikrobun geçirilip geçirilmediğini gösteren teste bakılmalı, geçirilmemişse mutlaka aşısı yaptırılmalıdır.
 

C
Sitomegalovirus denen bir mikrobu temsil eder. Ege bölgesinde yaşayan doğurganlık çağındaki kadınların %50’si bu mikroba karşı bağışıklık kazanmış durumdadır. Hamilelik sırasında bulaşırsa Can %2 oranında önemli risk altındadır.
 

H
Herpes Simpleks tip 2 mikrobunu temsil eder. Ananın doğum kanalında mevcut olduğu takdirde doğum sırasında Can’a bulaşır. Hamilelik sırasında bulaşırsa düşük ya da ölü doğum yapar. Bizim ülkemizde pek yaygın değildir.
 

Size daha önce ablamla aynı dönem hamile olduğumuz yazmıştım; bunun bir kötü yanı varmış, o da sürekli kıyaslama yapmak… Kardeş de olsan yapıyorsun. Neyse ondan böyle bir test istenmemiş, insan ister istemez işkilleniyor ama takmayacağım, söz verdim. Sonuçta benim ilk, onun ikinci bebeği. Bir bildikleri vardır mutlaka. Hala yaptıramadım, daha doktor kontrolüme 2 hafta var, yaptırınca fiyatı konusunda sizi de bilgilendiririm veya belki siz beni bilgilendirirsiniz ☺.

Ufak ufak yürüyüşlere başladım. Yarın hamile halimde ilk yüzme dersime gideceğim. Çok üşeniyorum, çok üşüyorum ama mecburum. Kendimi bu mecburiyete ikna edersem, sanırım atlatırım. Eşime yalvarıyorum yüzmeye gelsin diye ama mümkün değil. Yazın bile yüzmeyi sevmez, kışın ne mümkün! Annem çok istiyor ama okuldan sonra onu organize edip, havuzda buluşmak bana ayrı bir stres kaynağı. Kendimi boşuna germiyim diyorum. Onlar karı-koca elele giderler…
Bu hafta bahsettiğim hastane araştırmalarını yaptık, gerçekten maşallah paralar… Şimdilik olası üç hastane ile görüşüp, teklifleri sindirdik. Sezeryan ile normal doğum arası ortalama 3000-4000 TL oynuyor. Bu bile normal yapmam için süper bir neden… Epidural- genel anestezi farkı bile çok komik… Allahım duy sesimi ve miniğimi şıp diye, doğal doğumla ver bana… AMİİİİİNNN! 

Bu arada hamileliği öğrenen çoğu kişinin ikinci sorusu “nasıl doğuracaksın?” imiş. Oldukça yersiz ve anlamsız bir soru. Nereden bileyim nasıl doğuracağım…Gönlümdekini sorsalar anlarım da… Neyse ben de salak gibi hepsine cevap veriyorum, tutamıyorum şu dilimi, “hayırlısı” diyemiyorum. Detay detay anlatıyorum, pofff… Çünkü normal dememe kalmadan “Aaa deli misin, ne uğraşıyorsundan” başlayıp, “Senin acı eşiğin çok düşük ki, kalırsın masada” ya kadar varan şuursuz, saygısız, anlamsız, kötü kalpli cümleler havalarda uçuşuyor. Şimdi az konuşan, ketum hamileleri anlıyorum; kendi akıl sağlıkları için susuyorlarmış, darısı başıma… 

Haftaya Görüşmek Üzere
Sevgiler,

Nazlı

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

17 Yorum

  1. Allah hayirli dogum versin Nazlı 🙂 Daha iyi olmana cok sevindim artarak devam etsin mutlulugun

  2. Onlar her yerdeler:)) kulaklarinizi tikayin ve gulumseyin kendileri aci cekmis zorlanmis insanlarin bir oyunu bu:) sen neden sorunsuz olasin ki ? :))

  3. Onlar her yerdeler:)) kulaklarinizi tikayin ve gulumseyin kendileri aci cekmis zorlanmis insanlarin bir oyunu bu:) sen neden sorunsuz olasin ki ? :))

  4. Evet boşver onları Nazlı. 9.ayin sonuna kadar soruları ve yargilamalari bitmeyecek maalesef. Gerçi doğumdan sonra da bitmiyor ya… İnsanlar çok garip hele de kadınlar. Bana mesela, daha 7. ayimdayken "göbeğin düşmüş erken doğurursun sen" diyenler olmuştu. Oysa ki göbeğim filan düşmemisti doktorum bebeğin normal olduğunu ve olması gerektiği gibi durduğunu söylemişti. Allah öyle insanların gazabından korusun seni ve tüm hamileleri. Bir de cinsiyetciler vardır daha onlarla karşılaşacaksın. Kiz desen "ayy keşke oğlan olsaymis" derler ya da "ama göbeğin sivri eminmisin kiz olacağına, bence bu kesin erkek" , erkek desen "ayy ama kız çocuk çok başka. Neyse artık ikincisi kız olur inşallah" derler. Hepsini boğmak istersin. Hele isim konusuna hiç girme. Tavsiyem, nacizane, hiç kimseye katar verdiğiniz ismi söyleme. Her kafadan çıkan ayrı yorum ve yargılar canını sıkmasın. Çok sevgiler çok öpüyorum seni ve göbeğini 🙂

  5. Nazlı, posta koydugun resim karnında büyüyen bebis ile beni o kadar heyecanlandırdı ki 🙂 Her şey çok güzel olacak sadace buna inan.Detaylari düşünme..

  6. Çık hoşsun Nazlım, gülümseyerek okudum. Her şey istediğin gibi olsun işallah. Öpüyorum.

  7. Güzel şeyler söylemeyi, olumlu düşünmeyi unutan o kadar çok insan var ki çevremizde, buluyorlar mutlaka olumsuz bir taraf ya da anlatacak kötü bir hikaye.. Aynısı kaynımda da var espirisi geliyor aklıma Cem Yılmaz'ın:) Gülüp geçiyorum;) Sen de öyle yap sadece kalbini ve bebeğini dinle tadını çıkar ne mutlu sana;) Her şey gönlünce olsun Nazlıcım 😉

  8. Özel gün sendromum var benim de,doğumgünü yılbaşı vs o gün illa bir arıza çıkıyor.Ne çok sevilmek istiyoruz belli degil:)
    Hala içimizde buyumeyen kız cocukları! Olsun onlari da seviyoruz biz degil mi Nazli? Eşlerimiz de biraz sevse iyi olur. Ameliyatla algıları açılamıyor mu bu erkeklerin?
    Pastan çok güzelmiş, yazının havası da oyle,çok sevdim Maşallah size annesi.

  9. Felaket tellallarından bıkmış biri olarak doğum iznine çıktığım 37. haftadan itibaren telefonlarımı kapattım ve çok az kişiyle görüştüm. çünkü normal doğum istiyordum ama diğer yandan deli gibi korkuyordum. sırf cesaretimi toplamak için ve kendimi motive etmek için bunu yapmak zorundaydım. Tavsiye ederim 🙂 geçen hafta çok ama çok korkarak gittiğim hastanede normal doğum yaparak çıktım, tabiki hayırlısı nasılsa öyle olsun ama ben hem sezaryandan hem normalden korkan biriydim ve öyle böyle geçti gitti işte 🙂 darısı başınıza olsun inş..

    • ohh ne güzel, maşallah… benim de canım çok tatlıdır ama normal doğum için çok dua ediyorum. telefon kapatma olayını işim dolayısıyla yapamam ama kulaklarımı kapatıp, belki cevap vermemeyi öğrenirim 🙂

Leave a Reply