Geçenlerde sosyal medyanın meşhur güzel annelerinden birinin, sevimli mi sevimli minik oğlunun tüm geceyi ateşli ve uykusuz geçirdiğini belirttiği fotoğrafın altına annelerin adıyla sanıyla yazdığı ilaç önerilerini okuyunca bu yazıyı yazmak ve mümkün olduğunca çok anneye ulaştırmak farz oldu.
Fotoğraf altına bırakılan yorumlarda pek çok anne kendince ilaç önerilerinde bulunuyor, genç anneye ilacı hangi doz ve sürede kullanacağını açıkça anlatıyordu.
Çocuklarımızın ilaç ve gıda sektörü tarafından acımasızca kuşatıldığı günümüzde internette her konuda olduğu gibi bu konuda da engin bir bilgi kirliliği var: Aşıdan önce ilaç, diş çıkarırken ilaç, hapşuruğa-öksürüğe ilaç, her ateşe ilaç, ilaç ilaç, ilaç…
Klinik veya laboratuvar bulgularına dayanmaksızın yerli yersiz yazılan/kullanılan antibiyotikler; koruyuculuğu sınırlı olan veya henüz kanıtlanmamış aşı uygulamaları, 2 hapşırık bir öksürüğe yazılan/kullanılan poşet poşet ilaçlar sardı dört bir yanımızı.
Çocuklarımız ne zaman gıda ve ilaç sektörünün bu kadar kuşatması altında kaldı? Biz doktorlar neden her gelen hastaya 3-5 kalem ilaç reçetelemeden göndermez/gönderemez olduk? Anneler ne zamandan beri birbirlerine kek- börek tarifi önerir gibi ilaç önerir oldu? Bu soruların cevaplarını sosyolog, psikolog, tıbbi etik ve deontoloji uzmanlarına bırakıyor ve bu konudaki önerilerime geçiyorum.
Antibiyotikler her enfeksiyonu iyileştirmez! Acaba Sir Alexander Fleming, cam bir kabın içindeki stafilokok bakterilerinin küf olan yerlerde üreyememesinden ilham alarak keşfettiği penisilinin bu kadar önemli , önemli olduğu kadar da kullanımı istismar edilen bir ilaç olabileceğini tahmin etmiş miydi? Antibiyotiklerin atası olan penisilinin keşfinin üzerinden 86 yıl geçti. Penisilinleri, sülfonamidler, onu da tetrasiklinler ve daha nicesi takip etti. Keşfedilen her yeni antibiyotikle birlikte biz doktorların reçetelerine de yeni ilaçlar eklenmiş oldu.
Antibiyotikler sadece bakteriler üzerinde etkili ilaçlardır, virüsler tarafından oluşturulmuş hastalıklara etkisizdirler. Nezle, grip, 5. hastalık vb. çocukluk çağı hastalıkları virüsler tarafından oluşturulur. Çocuklarda görülen üst solunu yolu enfeksiyonlarının ve gastroenteritlerin (ishal) çoğunluğu virüsler tarafından oluşturulur. Yani: antibiyotik gerektirmez.
Gereksiz yere antibiyotik kullanırsak neler olabilir?
İnsanoğlu yeni yeni antibiyotikler keşfettikçe bakteriler de boş durmadılar ve geliştirilen ve kullanımı yaygınlaşan her yeni antibiyotikle başetmek için yeni savunma yolları keşfettiler. Bunun sonucunda ortaya antibiyotiklerden etkilenmeyen, ilaca dirençli bakteriler ortaya çıktı. Bu yeni bakteriler ise eskisinden çok daha güçlü bir şekilde insanoğluna saldırmaya başladılar. Yersiz ve gereksiz ilaç kullanımı dirençli bakteri oluşumuna yol açacaktır. Çocuğunuz bir gün gerçekten antibiyotiğe ihtiyaç duyduğunda direnç kazanmış mikroorganizmalar yüzünden belki de kullandığınız antibiyotikler işe yaramayacaktır.
CDC’nin 2013 yılının ekim ayında yayınladığı rapora göre Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl, en az 2 milyon kişi antibiyotiklere dirençli bakteriler ile enfekte olmakta ve en az 23.000 kişi bu enfeksiyonların doğrudan bir sonucu olarak her yıl ölmektedir. Gereksiz yere kullanılan antibiyotikler vücudumuzdaki sağlıklı bakterileri de öldürecektir.
Her ilacın olduğu gibi antibiyotiklerin de yan etkileri vardır. İshal, karaciğer ve böbreğe toksik etki, alerjik reaksiyonlar… gibi. Çocuklarımız oluşabilecek bu yan etkilere boşuboşuna maruz kalacaktır.
İşin bir de mali boyutu var tabii. Kullanılan her gereksiz ve yersiz antibyotik ülke ve aile bütçesine yük getirmekte.
Doktorunuz antibiyotik reçetelediğinde;
- Hangi klinik ve laboratuar bulgusuna dayanarak bu antibiyotiği yazdığını sorgulayın.
- Alerji veya istenmeyen etki geliştiğinde derhal ilacı kullanmayı durdurup doktorunuzu arayın.
- Antibiyotiği doktorunuzun önerdiği doz ve sürede kullanın.
- Çocuğunuz antibiyotik başlayınca iyi görünse bile antibiyotiği doktorunuzun önerdiği süre boyunca kullanın. Bu süre bazı özel ilaç ve durumlar haricinde genelde en az 7 gündür. Ateşli idrar yolu enfeksiyonu ve menejit gibi hastalıklarda tedavi süresi 14 günü bulabilir. Tedavi süresi dolmadan antibiyotiği kesmek çocuğunuzun vücudundaki mikropların direnç kazanmasına neden olacaktır.
- Reçetelenen antibiyotiği uygun sürede kullanmak kadar önemli olan başka bir şey de uygun miktarda kullanmaktır. Kullanırken dozu kendi kafanıza göre arttırıp azaltmayın. Az kullanmak, tedavinin gerçekleşmemesine ve bakterilerin direnç kazanmasına, fazla kullanmak zehirlenmelere yol açabilir.
- Antibiyotik kullanmaya başlayalı 48 saati geçmiş ve çocuğunuzun durumunda bir değişiklik olmamışsa doktorunuza başvurun. Kullandığınız antibiyotiğe dirençli bir bakteri ile karşı karşıya olabilirsiniz. Çocuğunuzun hastalığına yeni bir ek hastalık eklenmiş olabileceği gibi doktorunuzun teşhisi gözden geçirmesi de gerekebilir.
Nezle, grip ve soğuk algınlığının tıbben ispatlanmış kesin bir tedavisi yoktur. O yüzden lütfen çocuğunuz nezle, grip olduğunda doktorunuza size ilaç yazması için baskı yapmayın. Gribin özgün bir tedavisi yoktur. Hastaların çoğu, 7-10 günde kendiliğinden ve komplikasyonsuz iyileşir. Gene belirtme ihtiyacı hissediyorum: nezle ve grip tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur!
Amerikan Pediatri Akademisi, grip ve soğuk algınlığı ilaçlarının 6 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamasını öneriyor. Çocuklarınızın bolca dinlenmesine, yeterli sıvı almasına, el hijyenine dikkat etmeniz tedavide en önemli unsurlardır.
Öksürük şurupları kullanmalı mıyım?
Öksürük, bir hastalık değil, hastalık belirtisidir ve vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Öksürerek balgamı, mikropları, alerjenleri ve mikropların oluşturduğu salgıları akciğerlerden, büyük ve küçük hava yollarından atarız. Çocuklarda öksürük şurupları, öksürüğü baskılayarak balgam atılmasına engel olur. Balgam da mikroplar için son derece lezzetli ve besleyici bir ortam hazırlar. İstediğimiz şey öksürüğün kesilmesi değil, aksine öksürerek, balgamın, mikropların, alerjenlerin atılmasıdır. Çocuklarda öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları ile ilgili yeterli etkinlik ve güvenilirlik çalışması yoktur. Hatta Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi’nin (FDA) 6 yaş altı çocuklarda öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının yasaklanması gerektiği yönünde alınmış bir tavsiye kararı var.
Her ateş düşürülmeli mi?
Ateşin yaralı bir yanıt olduğunu bilmelerine rağmen, birçok hekim ve aile, ateşin düşmesiyle hastanın durumunun iyileşeceği ve hastalığın daha kısa süreceğine inandıkları için, ateş düşürücüleri ve bazı yanlış fiziksel soğutma yöntemlerini yaygın olarak kullanmaktadırlar. Oysa ki ateşli çocukların çok az bir kısmında yaşamı tehdit eden veya sonraki dönemlerde yaşam kalitesini etkileyebilecek olan ciddi enfeksiyonlar söz konusudur.
Ateş bir hastalık değil, vücudun hastalıklara karşı verdiği normal bir reaksiyondur. Ateş düşürme hastalığın seyrini değiştirmez. Ateşin vücudumuz için pek çok faydası bulunmaktadır. Ateş varlığında mikropları öldürmekle görevli beyaz kan hücrelerinin mikropların bulunduğu ortama göçünün hızlandığını, beyaz kan hücrelerinin mikropları öldürücü madde salgılama yeteneklerinin arttığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Ateş yanıtıyla bakterilerin ölmesi hızlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı çocuklarda ateş düşürücüleri rutin olarak kullanılmamasını; vücut ısısının 39 °C veya üzerinde olduğu durumlarda ateş düşürücü kullanılmasını önermektedir. Ancak, ateş çocuğu rahatsız edip, tedavi uyumunu zorlaştırabilir. Ateşli çocuklarda sıvı kaybı, huzursuzluk ve havaleye görülebilir. Ayrıca metobolizma hızını ve doku oksijen ihtiyacını buna bağlı olarak da kalbin iş yükünü arttırır. Bu bilgiler ışığı altında ateşi düşürmek her hasta için ayrı ayrı düşünülmelidir.
Kardiyolojik, metabolik, nörolojik hastalığı olan çocuklarda,
Ateşli havale geçirme riski bulunan çocuklarda,
41 derece ve üstü ateşlerde,
Ateşe eşlik eden düşkünlük, huzursuzluk, aşırı ağlama gibi durumların varlığında,
ateşe müdahale edilebilir.
Evet minik bebeğiniz ateşler içinde yandığında, burnu hor hor çeşmesi gibi aktığında veya öksürdüğünde antibiyotiklere, öksürük ilaçlarına, ateş düşürücülere uzanmak gözünüze tek çare gibi görünebilir. Ama o ilaç şişesini açmadan önce bir düşünün; bebeğinizin o ilaca gerçekten ihtiyacı var mı? Evet ilaçlar çok faydalı buluşlardır, iyi ki varlar ama onları kullanırken potansiyel zararlarını aklımızdan çıkarmamamızda da fayda var.
Doktorunuzun reçetelemediği hiç bir ilacı almayın. Komşunun çocuğuna iyi gelen ilaç sizin çocuğunuz için felaket olabilir. Doktorunuza sizin istediğiniz ilaçları yazması için baskı yapmayın, aynı şekilde doktorunuzun yazdığı her ilacı neden yazdığını sorgulayın.
Sağlıklı, ateşsiz, öksürüksüz, günler ve geceler dileğiyle…
Uyarı! Bu yazıdaki bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir bireysel durum için özel bir tanı veya tedavi planı olarak kabul edilmemelidir. Çocuğunuzun sağlığı ile ilgili olabilecek herhangi bir sorunda onu muayene edip, ayrıntılı bir öykü alma imkanına sahip olan doktorunuza başvurmanız en doğru davranış olacaktır.
Dr. Elif Pınar Bayındır
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017
Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Hemen paylaşmaliyimki bir çok kişi faydalansın. Dün blogunuzdan bebegim için muhallebi tarifleri, yemek tarifleri alıp not etmiştim. Sizinle burda da karsilasmak güzel.
teşekkürler… paylaşacağım bende profilimde.
Merhaba Eren, bir suredir blogunu takip ediyorum ve bu guzel cabalarin icin cok tesekkurler. Dr. Elif Hanim'in affina siginarak bu yaziyla pek alakasi olmayan bir soru sormak istiyorum. Kisaca sorum hyperemesisle basetmek icin bir insan gelecekteki bir gebelige nasil hazirlanir?
31 yasindayim ve ilk gebeligimi ve de maalesef ilk dusugumu yasadim. Iki hafta once olan, 9. haftama denk gelen ultrasonda maalesef bebegin kalp atisinin olmadigini ogrendik. Evvelki gun de kurtaj oldum. Simdi tekrar hamile kalmaya korkuyorum ama dusuk nedeniyle degil. Cunku hyperemesis ya da hyperemesis sinirinda birseyler gecirdigimi dusunuyorum gebeyken. 7. haftadan kurtaj olana kadar bir ay boyunca gunde 3 ile 6 kere kusuyordum. Ne yersem ne icersem ve daha da fazlasini. Aile hekimim beni Diclectin adinda Kanada'da gebeler icin yaygin olan bir ilaca baslatmisti, ilk iki gun ise yaramis sonra da sanki hic almamisim gibi olmustu. Bana "OB'inle ilk randevuna kadar bekle, belki daha etkili birsey verir" demisti. Tabii ilk randevumda dusuk haberini aldigim icin OB'ye hicbir sey sormak aklima gelmedi. Zaten kurtajla beraber de gecti. Simdi dogum control hapina tekrar basliyorum cunku hamile kalmaktan cok korkuyorum. Ne yapabilirim? D&C olduktan sonra benimle ilgilenen hemsireyle sohbet ediyorduk, bana "bence bir naturopath'le gorus kendini hazirlamak icin. Akupunktur da deneyebilirsin" dedi. Sen ne dusunuyorsun bu konuda? Simdiden cok tesekkurler.
sevgili erencvp verebilirsen sevinirim ilaçlar hakkında yazdıklarının bir kısmını okudum üzüldüm seni kıskandım çocuguna hiç ilaç vermediğin için 🙂 3 bucuk aylık bır oğlum var 1 aydır falan ara ara bi kaç kez öksürüyor bugun doktora götürdük ciğerleri iyi dedi daha öncesindede de daha küçükken röntgende çekilmişti bi şey yok tu öksürük için birşey vermeyecekti aslında sonra orda peşpeşe 3-4 kere falan öksürünce azomax diye bir azalid grubu antibiyotik yazıyor bir ilaç verdi 3 gün kullan dedi sence ne yapmalıyım? bilemedim kafam karısıtı çok bide alt ve ast degerleri 90 ve 116 cıktı yusek onun ıcınde cocuk gastroenteroloji gibi bi yere yönlerndidi hastane arastırıyoruz sızce cok yuksek mı?umarım kısa zamanda cvp verebılırsın ılaca baslamıcam cunku ….çok arada kaldım lutfen cvp verırmısın? 🙁