Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Naz Kız’ın Hamilelik Günlüğü — 18. Hafta

Naz Kız’ın Hamilelik Günlüğü — 18. Hafta

30 Hafta Görünümlü, 18. Haftadan Merhaba,
Evet zaman hızla geçerken, artık büyümeye başlamanın garip
hazzı içindeyim. Sabahları güzel de akşama doğru inanılmaz bir ödem, şişlik,
gaz üçlüsü ile inanılmaz bir hal alıyorum; gören az sonra doğuma gireceğimi
sanabilir. Okuduğum kaynaklara göre hepsi doğal, normal… O yüzden endişe yok.
Hem çok hareketliyim, her akşam, yürümesem de, gün içindeki hareketlerim yeter
gibi geliyor, hem haftada bir de olsa yüzüyorum. Buna rağmen ayak bileklerim,
ayaklarım, el parmaklarım hafiften şişmeye başladı. Işyerimde masamın altında
hep bir yükselti var, ayakları yüksekte tutmaya özen gösteriyorum. Çok şükür su
içmeyi arttırdım; zaten artmadığı noktada hemen başım ağrıyor. Su acayip bir
nimet… 
Beslenme konusunda sadece balıkta sınıfta kalıyorum, haftada 1 kesin de,
devamı gelmiyor, gelemiyor. Sevmiyorum ya, hep bahane… Ama çok şükür iyiyiz, 4’lü testimiz de iyi çıkmış; geriye
sadece detaylı ultrason kaldı; karaciğer enzimlerim biraz yüksekti; doktorum
takip ediyordu, o da normal seyrine dönmüş; şimdilik başka ilaç almadan devam…
geçen hafta sağlık ocağından aradılar, bağlı olduğum aile hekimimi seviyorum; titiz
bir kadın; bir de bir ebe ile tanıştım orada; malum bakanlık kararı ile takipteyiz.
Şahsen beni taciz etmediklerinden rahatsız bir durum hissetmiyorum. Ebe tetanoz
aşı zamanımın geldiğini 5 doz alırsam, bakanlığın ifadesine göre ömür boyu
bağışıklık kazanıyormuşum, 2 doz alırsam 2 yıl bağışıklık kazanırmışım. Hemen
kendi kadın doğum doktorumu arayıp, sordum; “2 doz olabilirsin” dedi, ben de
oldum.  Daha önce hiç olmamıştım galiba
ya da belki ilkokulda. Hiç grip aşısı da olmadım, genelde çok grip de olmam ama
1 ayı bulan bir boğaz kulak kaşıntısı, ağrısı arası bir halim var; kendimi
kivi, portakal ve zencefile adamış durumdayım. Sanki o sayede paçayı yırtıyor
gibiyim.
Duygusal anlamda ise daha dengeli olduğumu düşünüyorum;
genelde enerjimi yüksek tutuyorum ama duygusallığım had safhada; herşeye ama
herşeye ağlıyorum ve öfkem pek azalmadı; bu acaba gerçek benliğim mi yoksa
geçecek mi? Çünkü sevmiyorum böyle olmayı, bebeğim artık herşeyi hissediyorsa
bunları da hissediyordur; o zaman da başlıyorum “kötü anne” olacağım
söylemlerine… Bir de biz de öyle ekstra bi ilgi, sevgi hali de olmadı. Yani
eşim gayet normal; eskiden nasılsa hala öyle… Açıkcası bu hal toplumsal baskıya
bakınca biraz üzüyor; herkesin eşi meleğe bağlıyormuş; bizim ki aynı modunda.
Ama kendi içime dönüp, baktığımda bu “gerçeklikten” memnunum; öbür türlüsü
geçici bir duygu ve davranış biçimi olabilir ve beni ondan mahrum bıraktığı an
ilgi delisi olabilirim. Hep olduğu gibi olmak sağlıklı gibi geliyor; ben de pek
ona muhtaçmış gibi yapmadığımdan, totoma motor takılmış gibi, herşeyi kendi
yapma gayretindeyim; neyi ispat edeceksem! Ama karnımdaki bebişi pek sevmiyor;
o konuda az dertli olabilirm. Annesi sürekli ona “bebeğinle konuş, karının
ayaklarını ov, sırtına masaj yap” diyor ama onu daha oturtamadık. Açıkcası ben
de pek konuşmuyorum oğluşla; belki hala adı olmadığı içindir ama eşimin biraz daha
sevmesini isterim sanırım.
İsim konusu tam bir komediye döndü; hani BYBO grupta bebeğine isim soranlar oluyor ya, açıkcası bu bana garip gelirdi; bir öneri
için kişiyi tanımam gerek gibi gelirdi; şimdi taksi soföründen, yemek yediğimiz
restoran şefine kadar herkese isim soruyoruz J
aslında kendi ismini soruyoruz; ilgimizi çekerse “hımm” refleksi veriyor,
çekmezse adama çaktırmadan, kaş göz hareketleri ile “yok yok diyoruz.” Benim
bir önerim var o da ATEŞ. Ama kim duysa buna karşı, çok güçlü bir isimmiş.
Eşimin de hoşuna gidiyor ama gücü korkutuyor. Onun önerileri çok komik ve
tatlı; Sancak, Kuzgun, Lodos (yelken yaptığı belli değil mi), Demir, Kuzey diye gidiyor. Ben hepsini veto
ettim; sonra ben Mete dedim; çok klasik geldi. Kızımız olsa belliydi; Nisan (Nisan
ayında tanışıp, aşktan göklerde dolaştığımız için) Şimdi isimsiz kaldık; hiçbir
isimde ılımlı bile kalamadık. Ama etraf Kuzey ve Demir konusunda onaylayıcı;
ben ise kararsızım. Demir soğuk geliyor; Kuzey de hep Kıvanç Tatlıtuğ
anımsatıyor. Bir de Kuzey soğuk olur, ben soğuk hiç sevmem; ne bileyim; belki Ateş’e fazla
takıldım diye hiçbirini beğenmiyorum. İşte şimdilik isimsiz oğluşla diyalog da
böyle bir varla yok arası, belki hareketlerini hissedince farklı olur. Hareket
demişken en heyecanlandığım konu bu; mesela bana ara sıra birşeyler oluyor,
bağırsak hareketi gibi; acaba bu kendisi mi, bağırsaklarım mı nasıl ayırd
edeceğim? Çok heyecanlıyım, o anı yaşamak için sabırsızlanıyorum (şu an bu
cümleyi yazarken, sağdan 2 atak geldi ama işte acaba o mu, bağırsaklar mı?)
Bebek ihtiyaç listesi, alacalar ve önceki telaşımdan eser
kalmadı; tamamen bırakmış durumdayım ve çok mutluyum. Ara sıra gaza gelip, ev
bakıyoruz; sonra sakinleşiyoruz. Ama tüm bu hareketler, ne olacağı belli
olmayan haller genelde beni çok gergin yaparken; şu aralar çok
heyecanlandırıyor; sanırım eşimle bir çabaya girmiş olmak ilgimi çekti; çok
şükür aşkımızdan, huzurumuzdan kaybetmeden; inişli, çıkışlı da olsa keyifli
günler geçiriyoruz. Mesela onun işleri çok muallak ama bu bile beni germiyor;
su illa yolunu buluyor değil mi? eminim bulacaktır. İçimdeki bahar kelebekleri
böyle hissettiyor. Şimdi aynı heyecanla hareketlerini hissetmeyi bekliyorum;
belki babamız da o zaman daha çok sever göbişi 🙂

Nazlı

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

4 Yorum

  1. Benim de göbeğim bu hafta dışarı attı kendini 🙂 bakalım ne kadar büyüyecek? :))
    Sağlıcakla kal…

  2. Benim de öyle çok siserdi, daha 4 aylıkken 6 aylık gibi dolanırdım ortada. İsimler çok güzel ama yegenimin adı olduğu ve diğer isimlere nazaran daha az rastlandığı için Ateş favorim 🙂 Güçlü olsun nolcakki? Bebek alışveriş listene kundak ilave etmeni öneririm. Ayrıca ihtiyacın olursa blogumda benim listem var, istersen bakabilirsin. Sevgiler!

    • ahhh Ateş di mi? nasıl istiyorum bir bilsen… ama eşimin hassasiyeti benim inadımdan daha önemli; beni hiç üzmez; bu konuda tereddütlü ise bir bildiği vardır diye ısrar edemiyorum ama sanki ben ona içimden hep Ateş dermişim gibi geliyor 🙂
      listene bakacağım, çok teşekkür ederim

Leave a Reply