Anasayfa / Yazarlar / Aysuda Kölemen / Çocukların Zekalarını Geliştirme Yolları – 2: Çalışma Yöntemleri; Karıştırma ve Çeşitlendirme

Çocukların Zekalarını Geliştirme Yolları – 2: Çalışma Yöntemleri; Karıştırma ve Çeşitlendirme

Çocukların zekalarını geliştirme yöntemleri yazı dizisinin ilki bu linkte.

Çocuğunuzu hayatının en önemli sınavına hazırlıyorsunuz. Okulda öğretmeni üslü sayıları öğretiyor. Üslü sayıları derste öğrettikten sonra ödev olarak 100 test sorusu veriyor. Hepsi üslü sayılarla ilgili. Özel derse gidiyor. İyice pekişmesi için özel öğretmeni derst üslü sayılarla ilgili problemler çözdürüyor. Özel derste de üslü sayılarla ilgili ödev veriliyor. Çocuğunuz ve siz oturup, üslü sayılarla ilgili bir sürü problem çözmeye devam ediyorsunuz. Artık üslü sayıları tamamen bitirdi, iyice “pekiştirdi”, o halde üslü sayılarla ilgili sınavına tamamen hazır.
Gerçekten öyle mi? Çok kısa zaman önceye dek, kime sorsanız siz bunun iyi bir öğrenme tekniği olduğunu söylerdi sanırım. Birşeyi iyice öğrenene kadar tekrarla, iyie öğrenene kadar o konuyu çalış, problemlerini çöz, tamamen o konuya odaklan.
Yanlış!

Son yıllarda öğrenme alanında yapılan çalışmalarda büyük ilerlemeler oldu. Beyin taramaları ve deneyler birlikte kullanılarak, öğrenme ile ilgili bildiğimiz her şeyi sorgular oldu araştırmacılar. Acaba aynı şeyi defalarca, üst üste tekrar etmek, öğrenmek için iyi bir yöntem mi? Şimdi biliyoruz ki, değil.
Aslında tekrar değil sorun olan. Öğrenmek için tekrar etmek gerekli. Ama nasıl tekrar ettiğiniz, ne kadar tekrar ettiğiniz kadar önemli oluyor.
Peki nasıl tekrar etmeniz, nasıl çalışmanız gerekiyor? Bu seferlik birbiriyle iç içe geçiş iki yöntem anlatacağım. Aklınız yatmayacak belki. Bu bende işe yaramaz diyeceksiniz. Zaten bunca zaman yaygınlaşmamış olmasının nedeni de, hem öğretmende, hem öğrencide işe yaramıyor hissi uyandırması. Daha da ilginci, kısa dönemde gerçekten işe yaramıyor. Yani çalıştıktan 10 dakika sonra sınav yaparsanız, tek bir konu üzerinde yoğunlaşmış kişi biraz daha başarılı oluyor, konuyu daha iyi anladığını hissediyor. Ama sınavı bir hafta sonra yaparsanız, anlatacağım yöntemi uygulayan kişiler, hiçbir çaba harcamadan diğerlerinden 2 kattan daha fazla başarı sağlıyorlar! Yine de sorulduğunda, yöntemin işe yaradığına inanmıyorlar. Ama farklı farklı konularda, bağlamlarda yapılan deneylerde sonuç benzer. Yöntem inanılmaz başarılı. Aynı miktarda çalışarak ve sadece tek bir değişiklikle. Ama bunu deneylerle gösterdikten sonra bile ikna olmuyor insan çoğu zaman. Çünkü bu çalışma yöntemi dağınık ve insanı biraz huzursuz eden, öğrenmiyormuş hissi yaratan, beyninizi yoran bir yöntem. Zaten püf noktası da bu. Kafanızı yoran her şey, öğrenirken sizi zorlayan bazı yöntemler, sizin aslında daha iyi öğrenmenizi sağlıyor. Beyin görüntüleme teknikleriyle, bunun nedeni biraz da olsun anlaşılmaya başlandı. Çünkü beyin, kolay gelen şeyleri basit bilgileri depoladığı yerde tutma eğilimindeyken, zorlanınca, şaşırınca, bilgiyi daha üst düzey bilgileri yerleştirdiği bölgelere yerleştirmeye çalışıyor.

Şimdi 2 birbiriyle benzer yöntemi örneklerle anlatayım: karıştırarak ve çeşitlendirerek öğrenme. Nasıl mı?
Diyelim ki yeni bir konu öğreniyorsunuz: Hacim hesaplama. Normalde önce küp, sonra küre, sonra piramid hacmini hesaplamayı öğrenecektiniz. Bu yöntemde, yeni öğrendiğiniz 3 konuyu bloklar halinde çalışmak yerine, karıştırarak çalışıyorsunuz. Yani birkaç küp sorusu çözdükten sonra, hala daha küp formülünü tam öğrenmemişken, pat diye küre formülü ile ilgili sorulara geçiyorsunuz, sonra piramid, sonra tekrar küp. Soruları karıştırıp, sırasız olarak çözüyorsunuz.
Rastgele dağılmalı sorular. 2 küp hacmi sorusunu, 1 piramid hacmi, 3 küre hacmi sorusu takip ediyor mesela. Çocuk bir sonraki sorunun hangi konudan geleceğini bilememeli, tamamen tesadüfi olmalı. Beyin hangi soru türünün geleceğini bilince otomatiğe bağlayarak, çok zorlanmadan çözüyor. Çünkü beyinin en temel çalışma prensibi, en az enerjiyi harcayan, en kolay yoldan her işi halletmektir. Siz soruları karıştırarak, beyni devamlı tetikte tutuyorsunuz, yoruyorsunuz, ama tetikteki beyin öğrenen beyindir.
Hatta cesur yüreklere bir adım daha ileri gitmelerini, matematik çalışırken, aralara tarih, coğrafya, Türkçe sorularını da rastgele sıkıştırmalarını tavsiye ediyorum. Çeşitlendirdikçe ve karıştırdıkça zorlanacak, ama bilgisi çok daha kalıcı olacak. Çocuğunuz şikayet edebilir ve bir şey öğrenmediğini iddia edebilir. Daha birşeyi tam anlamadan, öğrenmeden, başka bir konuda soru çözmeye geçmek sinirini bozabilir, ama bu yöntemler işe yarıyor. Tabii sınavınız 2 saat sonra değil ise… Bu yöntemlerin amacı derin ve uzun dönemli öğrenmeyi sağlamak. Sınavınız 1 hafta sonra ise, performansınız çok artacak. Hele sene sonunda yapılacakbir sınava hazırlanıyorsanız, özellikle faydalı bir yöntem. (KPSS, TEOG, vs.)

Bu yöntemin çalışan kişiyi rahatsız edeceğini birkaç kez yazdım. Bunu iyice anlamanızı istiyorum ki vazgeçmeyin. Riskli olmayan bir yerde başlayın. Mesela bir konuya önce eski yöntemle, yani blok testlerle çalışın ve bir hafta sonra başarınızı ölçün. Yani kaçta kaçını doğru cevapladığınızı görün. Sonra da yeni konunuz için bu yöntemi deneyin ve bir hafta sonra sonucu ölçün. Karşılaştırın. İşe yaradıysa devam edin. Şimdi işin ilginç tarafı deneylerde bu yöntemle çok başarılı olan insanlar, yine de yöntemin işe yaramadığını iddia etmiş. Deney sonucunu gördükten sonra bile inanmamışlar. Çünkü blok halinde çalışmaya alışkınız ve hayat boyu bize bunun böyle olması gerektiği öğretilmiş. Belli bir rahatlığı var. Ama bu en etkili yöntem bu demek değil. Yani önce 1. Konuyu iyice öğren, tam öğren, sonra 2. konuyu çalışırsın yaklaşımı yanlış. Bir ondan, bir bundan çalışmak çok daha iyi sonuç veriyor.
Aslında spor yapanlar bunu daha iyi bilecektir. Koşmaya başladığınızda, ilk gün 200 metre, ikinci gün 300 metre koş denmez. Biraz koş, biraz hızlı yürü, biraz yavaş yürü diye karıştırarak koşma öğretilir. Zamanla yürüme süresi azaltılır, koşma süresi çoğaltılır. Bu yöntemle koşmaya başlayanlar, koşabildiği kadar koşarak antreman yapanlardan çok daha kısa sürede uzun koşabilmeye başlarlar. Artık spor antremanlarında, karıştırarak ve çeşitlendirerek egzersiz yapmanın çok daha etkili olduğu biliniyor. Bunu egzersiz konusunda daha bilgili olanlara bırakayım, ama bu konuda artan sayıda çalışma var. Bu bulguların, zihinsel öğrenmede de geçerli olduğunu yaymanın zamanı.

Bir sonraki yazımda aralıklarla çalışmayı ve karıştırarak/çeşitlendirerek çalışma ile aralıklarla çalışmayı nasıl birlikte kullanacağınızı anlatacağım. O zamana kadar ödeviniz, bu yazıdaki yöntemleri denemek olsun. Çeşitlendirin ve karıştırın. Bunu ispatlı soru çözerken de, çoktan seçmeli testte de, tıpta kemiklerin Latince isimlerini ezberlerken de, bir dil öğrenirken de, müzisyenlerin müzik tarzlarını ayırmayı öğrenirken de uygulayabilirsiniz.

Aysuda Kölemen

NOT:

Bu yazıdaki temel bilgiler Make It Stick adlı kitaptan alınmıştır. Aşağıda konuyla ilgili diğer kaynakları bulabilirsiniz. Örnekler şahsıma aittir.


– Brown, Peter C. (2014-04-14). Make It Stick (p. 265). Harvard University Press. Kindle Edition. 
– D. Rohrer & K. Taylor, The shuffling of mathematics problems improves learning, Instructional Science 35 (2007), 481–498. 
– M. K. Goode, L. Geraci, & H. L. Roediger, Superiority of variable to repeated practice in transfer on anagram solution, Psychonomic Bulletin & Review 15 (2008), 662–666. 
– N. Kornell & R. A. Bjork, Learning concepts and categories: Is spacing the “enemy of induction”?, Psychological Science 19 (2008), 585–592. 
– L. L. Jacoby, C. N. Wahlheim, & J. H. Coane, Test-enhanced learning of natural concepts: effects on recognition memory, classification, and metacognition, Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition 36 (2010), 1441–1442.

Diğer Paylaşım

İç Çocuğunuzu İyileştirin/Siz Onun Ebeveyni Olun – Çeviri: Süheyla Pınar Alper

Pek çoğumuzun ta içinde bir çocuk var; yaralı, yalnız, mutsuz ve bizim ona sahip çıkmamız …

Leave a Reply