Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 38. Hafta

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 38. Hafta

Herkese Merhaba!

Geçen hafta alternatif baby shower törenim olan ¨Annenin Kutsanması¨ partimin fotoğraflarını hala görmediyseniz hemen dönüp bakın derim!

Biz bu hafta taşındık.
Taşınmayı çok severim. Eski her şeyi atarsın, kullanmadıklarını verirsin, dolaplar boşalır, her şey yenilenir. Azalırsın.
Hiç biriktirme adetim yoktur, tutmam hiçbir şeyi. Anılar, fotoğraflar zaten hepsi aklımda… Benimle ne kaldıysa o kadarı bana yeter.
Sadece işimle ilgili olan referans kitaplarımı tuttum bir de hamilelik ve bebek bakımı ile ilgili olan kitaplarımı…  Kıyafetlerimden kurtulmak en kolayı oldu çünkü zaten beden ölçülerim bambaşka, eski bedenimi arkada bırakırken eski giysileriminden de kurtuldum. Vaaaaay anasını! Sütyen bedenim ne biçim değişmiş!
Kocam zaten çok ekonomiktir kıyafet konusunda: 2 kot, 2 şort ve 10 tişörtle hayatını geçiriyor. O yüzden taşınmak çok zor olmadı. 

Bebeğimizin bizden çok eşyası var:)
Yatak odasında: Karyolasının bir tarafının korkuluğunu takmadık ve yatağımızın kenarına yapıştırdık… İlk 3 ay bu şekilde kullanacağız. Doğumdan sonraki ilk üç aya dördüncü trimester diyorlar. İlk 3 ay bebek ne derse o! Sonrasını henüz düşünmedim, du bakali:) Oturma odamızda ise bir sepet var, gündüz orada uyuyacak. 

Çok yorulmadım dedim ama yine de bayağı yorulmuşum aslında taşınırken. Hava da Istanbul’da bir anda ısındı, hiç baharı göremeden yaz geldi… 2 gece önce bir baktım, ayaklarım kütük gibi şişmiş… Yüzüğüm elime olmuyor… ve 10 günde 2 kilo almışım!
Hemen aklıma preeklempsi geldi… Başladım kitaplarımı okumaya! Doktorumun son görüşmede en çok üstünde durduğu konu buydu. 

Sears’in Pregnancy Book kitabında şöyle demiş: 

¨Preeklempsi hamileliğin son yarısında ortaya çıkabilir. Belirtileri: ellerin ve ayakların şişmesi, yüksek kan basıncı, idrarda protein.
Bütün hamileliklerin yaklaşık 7% sinde görülür. En çok da ilk hamileliklerde ve çoklu hamileliklerde görülür.
Annenin kronik rahatsızlığı var ise, örneğin: yüksek kan basıncı, böbrek rahatsızlığı veya diyabet gibi , preeklempsi olasılığı artar. Eğer ki annenin bir önceki hamileliğinde varsa, bir sonrakilerde olma olasılığı artar.
Bir çok kadında başlangıçta hiç bir belirti görülmez, rutin kan tahlillerinde idrarda protein veya yüksek kan basıncı ile anlaşılır.
Başka bir belirtisi ise ani kilo artışıdır ( haftada 1 kilodan fazla veya ayda 3 kilodan fazla). Bu kilo artışı vücuttaki ödemden olabilir ve bu da preeklempsinin belirtisidir.
Bazı kadınlar ellerinde, yüzlerinde şişme, görme bozukluğu ve baş ağrısı hissederler.
Eğer tedavi edilmezse anne ve bebek için tehlikelidir. Yüksek kan basıncı anne için tehlikelidir; bebek ise plasentadan yeterli kanı alamadığı için gelişimi etkilenir.
Tedavide esas amaç, yüksek kan basıncını kontrol altında tutmaktır. Bunun için anneye yatak istirahati verilebilir, hastaneye yatırılıp ilaç tedavisi yapılabilir ve rahme giden kan akışını artırmak için tedavi düzenlenebilir.
Eğer, çok ciddi ise sezaryenle doğum yoluna gidilebilir.
Sebebi bilinmese de çok ciddi sonuçlara yol açmadan, uygun yöntemlerle tedavi edilebilir.¨ 

Bütün bunları okuyunca biraz canım sıkıldı… pazartesi doktor randevumuz var zaten, erkene mi alsak bilemedim… 1 gün daha beklemek istedim.
Sima ile konuştum… O da havaların bir anda ısınmasını söyledi, daha çok su iç dedi, yoruldun dedi…
2 haftadır yoga da yapmamıştım, onun da etkisi var bence.

Neyse, bu sabah uyandığımda şişliklerim inmişti ve 1 kilo az çıktım tartıda. Yine de yarın doktorumla teyit etmek istiyorum. Bütün hamileliğim boyunca tansiyonum hep düşüktü, hiç yükselmedi ve çok düzenli kilo aldım… Böyle bir anda ortaya çıkan bir şey mi bilmiyorum. Bakalım, yarın anlarız. 

Bu arada Sears’in Birth Book’unu tekrardan okumaya başladım.

İnsan hissettiği şeyleri bir kitapta da okuyunca, ¨ohhh be!¨ diyor, normalmişim! Bebeğimizin doğum günü yaklaştıkça, heyecanım artıyor. Biraz da korkuyorum. Bazen endişeleniyorum. Bazen bıkkınlık geliyor. Hadi artık diyorum, bebeğimize yuvamız da hazır gelebilirsin. 

Doğum yaklaştıkça bedenimdeki değişimler çok dramatikleşti, birkaçı şöyle:

  • Karnım artık bayağı aşağıda. Midem rahatladı. Reflüm bitti. Diyaframım rahat, nefesim kesilmiyor. 
  • Daha çok tuvalete gidiyorum. Zannederim saat başı çişimi yapıyorum. Çünkü bebeğimiz idrar torbasına basınç yapıyor. 
  • Eskiden sadece karnımın alt tarafında hissettiğim hareketleri şimdi her yerimde ve çok güçlü. O ufak gezinmeler bitti yerine güçlü darbeler geldi. Artık, karnım bayağı sert. 
  • Bütün kış yaptığım yürüyüşlerim bayağı azaldı. 10-15 dakika yürüyüp dinleniyorum. Bakkala gidip gazete almak, ciddi bir iş oldu. 
  • Alt belimde ağrı oluyor… Herhangi bir pozisyonda durmak çok rahatsız… oturmak da rahat değil, yatmak da, yürümek de, yana kaykılmak da… sürekli yer ve pozisyon değiştiriyorum. 
  • Kramplar ve şişme. Sadece bu hafta ilk kez bacağıma kramp girdi, çok şaşırdım! Aaaa buymuş demek kramp dedim kendi kendime… derin nefeslerle geçiştirdim… Biraz oğuşturdum… Birazdan geçecek dedim… Ve geçti! Şişlik de yukarıda anlattığım gibi ilk kez bu hafta 2-3 gün sürdü ve bugün geçti.
  • Doğum öncesi kasılmalar. Bunlara alıştırma kasılmaları diyorlar. İlk kez bundan bahseden doktorun adıyla da biliniyor: Braxton-Hicks kasılmaları.
    Bazen sadece: ¨Ayyy bu ne ya…¨ deyip azcık kıpırdayınca geçiyor, bazen de karnımın altına bıçak gibi saplanıp uff dedirtiyor.
    Sanki, karnımın alt tarafında bir kemeri sıkıyorlarmış gibi.. rahatlayıp, nefes alıp-verip, pozisyon değiştirince geçiyor. 

Peki kasılmaların Braxton-Hicks mi yoksa gerçek doğum kasılmaları mı olduğunu nasıl anlayacağız?

  • Gerçek doğum kasılmaları düzenlidir. Zamanla sıklaşır ve güçlenir. Alıştırma kasılmaları ise düzensizdir, zamanla güçlenmezler, uzamazlar veya sıklaşmazlar.
  • Gerçek doğum kasılmaları adet sancısı gibi hissedilebilir. Arka alt belden, ön alta doğru rahatsızlık hissi verir. Hatta baldırlara kadar inebilir.
    Alıştırma kasılmaları ise bu kadar rahatsızlık vermez ve rahim sertleşmesi ile hissedilir. Bazen de rahmin bir top gibi toplandığı hissedilebilir. 
  • Gerçek doğum kasılmaları yürüyüşle şiddetlenir. Alıştırma kasılmaları yürüyüşle şiddetlenmez veya azalmaz. 
  • Gerçek doğum kasılmaları yattığınızda veya pozisyon değiştirdiğinizde ortadan kaybolmaz. Alıştırma kasılması ise pozisyon değiştirdiğinizde azalır. Duş veya banyo ile yok olabilir. 
  •  Eğer doktorunuz muayene ederse ve rahim ağzının yumuşadığını, inceldiğini ve açıldığını görürse bu doğum kasılmasıdır. Alıştırma kasılmalarında ise rahim ağzında henüz bir değişiklik yoktur. 
  • Gerçek kasılmalar sonrasında nişan gelebilir. Alıştırma kasılmalarında böyle bir şey olmaz. 

Artık gün sayıyoruz… hazırız, bebeğimiz gelebilir. Yarın NST’li doktor randevumuz var… Devamı haftaya.

Arzu

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

8 Yorum

  1. Meerhaba Arzu, Sears'larin dogum kitabini ben de cok begenmistim, ikinci (belki de ucuncu 🙂 turu atman guzel, ben de iki tur atmistim. Her firsatta comelin onerisi en faydali onerisidir bence. Yalniz nefes alma yontemlerini ogretmiyor o kitap (gerek yok kendin bulursun diyor ama bana cok anlamli gelmedi), ben de nefes yontemlerini anlatan bir kitap arayip durmustum, en sonunda sunu buldum doguma bir kac hafta kala, kindle alip okudum, nefes yontemini bir iki kez denedim dogum oncesinde, cok da iyi yaptigimi gordum, 2,5 gun suren dogumumda nefes alma teknikleri olmasaydi biraz zor idare ederdim. Sadece nefes teknikleri degil, bir cok acidan cok ayagi yere basan bir kitap. İçgüdüsel Doğum (Birthing from Within) ile guzel dengelenirler 🙂
    http://www.amazon.com/Pregnancy-Childbirth-And-The-Newborn/dp/0671741829#_
    Bu da sanirim Turkce'si.
    http://www.idefix.com/kitap/hamilelik-dogum-ve-bebek-penny-simkin/tanim.asp?sid=USR1L0LHT2DC25DST7QQ
    Gerci senin doulan var, nefes alma tekniklerini ogrenmissindir zaten, doulan da yaninda olacak insallah, gerekirse dogum sirasinda yol gosterecek sana.
    Sana dogumda ve dogum sonrasinda kolayliklar dilerim!

    • uleeeeeyn Türkiye'de yayınlanmış bir kitap var ve ben okumadım mi diye düşündüm önce… ama okumuşum:)
      ya bu nefes meselesini çok karıştırmamak gerek…. yani, daha önce hiç çalışmamış birisine öğretmeye çalışmak bence, o kişinin aklını karıştırır.
      Ama ben yoga pratiğimden alışığım, beceririm gibi geliyor… özellikle ilk kısmını rahat tolere ederim gibi geliyor. ama ikinci kısımda, ıkınmadan hiç emin değilim…bu cuma Sima ile çalışacağız…. Bir de DO-UM'un güzel nefes teknikleri CD'si var, ondakileri pratik ettim hep bu kış.
      Biraz da kendini bedenine bırakmak lazım, zihin unutur, beden hatırlar.

      2.5 gün mü dedin????
      İçgidisel Doğum kitabın hala duruyorsa, orda Blessingway'i güzel anlatmış. Gerçi Sima'ya sordum, senin için ayrıca yazacak.

    • Tamam, bakarim oraya. Itiraf etmeliyim, İçgudusel Doğum'u biraz atlayarak okudum, heralde kacirdim blessingaway'i 🙂 (Ben pek 'spirituel' biri sayilmam, daha cok fikir ve materyal odakliyim. İçgudusel dogum kitabi benim icin bazi yerlerde fazla detayliydi, o yuzden isime yarayan yerlere kadar tarayarak, araliklarla atlayarak okudum)

      Benim ilk asama cok uzun surdu (1-4 cm), her cm yaklasik yarim gun surdu. 2. gun sonunda hala 4 cm'dim, ordan sonra hizlandi (buna ne kadar hizlanma denirse :). Sears'larin kitabinin sonundaki dogum hikayelerinde var bir benzeri (sanirim Sears'larin gelinin hikayesiydi). Sanirim buna latent birinci faz diyorlar, bazi kadinlarda birinci faz boyle cok uzun surebiliyor. 5 dakikada bir sanci geliyor, cok agir degil, ama uyutmayacak derecede, bu da boyle bir iki gun suruyor. Kitaba bakmadim dogumdan sonra, bakar soylerim 🙂

  2. Arzu neden gündüz uykularını oturma odasında uyutmayı planlıyorsun? Fikrimi sormuyorsun ama ben gene de söyliycem 🙂

    Bence bebek doğduğu günden itibaren her nerede uyuyorsa sürekli aynı yerde uyumalı. En azından ilk 6 ay bu böyle olmalı. aynı oda, aynı yatak, aynı ortam, aynı uyku hazırlığı… Bebekler rutinle mutlu olurlar. Özellikle uyku söz konusu olduğunda her şey strictly aynı olmalı diyorum.

    Oldu o zaman…

    • ya oturma odası aşağıda, yatak odası yukarıda…. tamam telsiz var… sanki ben aşağıda otururken, yanımda olsa diye düşündüm…ne bileyim, daha içimden çıkmadan özledim bebeğimi:)

    • Ben de ayni seyi dusunmustum, bir asagida salonda besik, bir de yatak odamizda (co-sleeper'imiz var, senin tanimladigin gibi) ama sonra asagidaki yatak isinden vaz gectim, coluk cocuk nedeniyle. iyi de oldu, uyku duzeni daha iyi olustu.
      Ayrica, salonda bulunan/uyuyan bebege herkes bakar, kucaklar, ilgilenir. Senin odandaki bebege ise senin odana girebilen insanlar bakar ilgilenir, artik sen kime izin verirsen…

  3. yeniden okudum şimdi bunları:) Evet, aşağıdaki sepet hiç kullanılmadı:) yatağımızın yanına yapıştırdığımız kendi yatağında mutlu mesut uyuyorduuuuu kiiii bir kaç gece önce, aradaki bariyer yastıkları da aşıp bizim yatağın öte ucundan güp diye yere düştü! Biz, aşağıdan sesi duyduk!

  4. ve artık odayı da ayırdık, mutluyuz:) hem bebe hem de biz güzel ve rahat uyuyoruz.

Leave a Reply