Anasayfa / Yazarlar / Eren Kaya / Modern Tıp ve Bütünsel Tıp

Modern Tıp ve Bütünsel Tıp

Biliminadamının da muafazakarı olabiliyor maalesef… Parçası oldukları doğanın ve insanlık tarihi boyunca gelişmiş olan tıp
anlayışının farkına varamadan, doğal yolla (yani doğaya ait olan yolla,
kimyasala ve ilaç şirketlerine ait olan yolla değil) tedavi olunabileceği gerçeğini, böyle bir ihtimali var
güçleriyle reddeden bilimadamından bahsediyorum. 

Mezun olurken yemini edilen Hipokrat, Merck’in, GSK’in
Bayer’in ya da X hastanesinin tıbbının babası değil. Yok olsun diye
bıçakların bilenip saldırıldığı tıbbın babası aslında. Ve aslında alternatif
olan modern tıp gibi görünüyor. O yüzden bu noktadan sonra
alternatif olarak bilinen ama aslında bütünsel olarak tanımlanması gereken tıp
şeklinde devam edeceğim.
Doğal yolla tedavi
insanlık tarihi kadar eskiyken modern tıbbın (klasik okul tıbbının) geçmişi dün
kadar yakın… Tarihe bu şiddette saygısızlık benim aklıma sadece kendilerini
tehdit altında hissettikleri açıklamasını getiriyor. Gereksiz bir endişe… İnsanların eskisine
kıyasla daha çok doğal tedaviye yönelmelerinin temelinde sorunlarına klasik tıp
anlayışının cevap bulamamış olması yatıyor. Olay din, dindarlık ve gereklerini
yerine getirmek kadar basit değil. İnsanların zekaları ve bilgileri bu seviyede
hakarete uğramazsa çok memnun olurum.
Dr. Yaşar Yılmaz
Arınma Kitabı’nda şöyle der: ¨Bütünsel
tıpta beden-zihin etkileşimi dikkate alınır. Sinir sistemi ve bağışıklık
sistemi zihinsel sağlık üzerinde; zihinsel durum da sinir sistemi ve bağışıklık
sistemi üzerinde etkilidir. Günümüzde, özellikle stres kaynaklı kalp ve damar
hastalıkları, astım, sindirim problemleri, obezite gibi kronik hastalıklardan
ölüm oranının yüksekliği, beden-zihin bağlantısını açıkça göstermektedir.
Bütünsel tıbbın faaliyet alanı mevcut bir hastalığı tedavi etmek değil,
insanların kendi kendilerini iyileştirme kapasitelerini arttıracak, hastalıkları
önleyecek çözümler sunmaktır. Bütünsel tıp, sağlık sözkonusu olduğunda “en
iyisini doktor bilir” anlayışının yerine soru soran, kendilerine yazılan
reçeteleri sorgulayan, sağlığını başkalarına havale etmeyip sorumluluk almayı
kabul eden bireyler yaratmayı amaçlar.
Sağlığı kaybetmeden önce korumanın
önemini kavratmayı ve bu yolda neler yapılması gerektiği konusunda toplumu
bilinçlendirmeyi amaçlar. Bu amaçla beden, zihin ve ruh dengesini ve bütünlüğünü
sağlayacak yaşam tarzı değişikliklerini öğretmek, bütünsel tıbbın öncelikli
konusudur. Kısacası bütünsel tıp hastalıkla değil, sağlıkla ilgilenir. Oluşmuş
bir hastalığın semptomlarını yok etmekle değil, sağlığın korunması ve
iyileştirilmesiyle ilgilenir. Bu anlamda geçici değil, kalıcı, sürdürülebilir
yaşam tarzı değişiklikleri sunar.
Bitkilerle tedaviyi
de içeren bütünsel (holistik) yaklaşım, modern tıbbın aksine hastalığı değil hastayı
değerlendirir. Vücudun kendi kendini iyileştirebilme gücüne inanır. Tedavi
aşama aşama ve yavaş yavaş gerçekleşir. Bir hap yutarak bedeni bütünüyle
iyileştirmeyi (böyle bir şeyin mümkün olmaması dolayısıyla) kabul etmez.
İyileşme yolunda bitkilerden olduğu kadar dualardan da faydalanılır. (Bu
bağlamda duanın muhakkak bir dine ait dua olmak durumda olmadığını da
belirteyim. ¨Bilimadamları¨ için umudetmek kelimesini kullanabilriz). Eminim
umutsuz insanın yaşamını sağlıklı sürdürme şansının zayıf olduğunu en
bağnazımız bile reddetmeyecektir. 
Doğal tedavileri modern tedavilerden ayıran
en önemli özelliklerden biri de doktorluğun ilk kuralı olan ¨önce zarar
verme¨kuralına biat ediyor oluşudur.
ADR (adverse drug reactions- ilaçların
beklenmeyen etkileri) dan ve yanlış tedavilerden ve hekim hatasından dolayı hayatını
kaybeden insan sayısının ulaştığı kritik noktalardan oldukça can sıkıcı. [1]
Bütünsel tıbbın bu zararlara ulaşabilmesi için çok özel bir çaba sarfetmesi
gerekir. Bu noktada bitkilerle tedavi olmayı tercih eden bir insanın ne
yaptığını bilen, ehliyet sahibi bir insandan öneri alması gerektiğinin önemini
ne kadar vurgulasam azdır.
Hiçbir bütünsel tıp
dalı için işe yaramadığı ve kandırmaca olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunu
iddia eden kişi ya çok bilgisizdir ya da ne dediğinin farkında değildir. Eğer
bugün insanlar doğaya dönmeye ve doğal yolla iyileşme yolunu tercih etmeye
meyillilerse bunun en baştaki nedeni ilaçlardan gördükleri zarardır.
GSK
tarihin en büyük sahtekarlıklarından birine imzasını atarak rekor miktarda
tazminat ödemeye mahkum edildi, Merck’in karma aşı hakkındaki yanlış
yönlendiren pazarlama kampanyasının davası halen sürüyor. Bunlar en yeni
örnekler. Ufak bir google’la sayamayacağınız ilaç skandalına ulaşabilirsiniz.
Hal böyleyken insanlar tam olarak neden sadece ve mutlaka modern tıbbın başına tac ettiği
ilaçlardan medet ummaya devam etmeli bilemiyorum.
Otistik çocukların aileleri
otizm semptomlarını iyileştirmenin ya da bazı durumlarda tamamen geçirmenin yolunun basit bir
beslenme değişikliğinden geçtiğini farketselerdi ilaç şirketlerinin denekleri
olmayı kabul ederler miydi? Aynı şey kanser hastaları için de geçerli.
Kemoterapiden ziyade beslenme ve doğal tedaviyle tamamen iyileşen hastalar
sayısız. Bu noktada neden sadece ve sadece¨bilim¨in sonuçsuz tedavi yollarından geçmek
tercih edilmeli bundan da emin değilim. Almanya’da yayınlanan aylık Natur&Heilen dergisinin Kasım 2005 sayısında yayınlanan bir
araştırmada Almanya’da doktorlara, kanser olmaları durumunda kendilerine veya
sevdiklerine kemoterapi uygulanmasını isteyip istemeyecekleri sorulmuş ve
%90’ın üzerinde ¨Hayır ¨cevabı alınmış. Ne kadar ilginç değil mi? Amerika’nın
en prestijli kanser araştırma hastanelerinden biri olan Memorial Sloan-Kettering Cancer Center’in (MSKCC) ’in web sitesini
inceleyecek olursanız bitklerle, onlarla ilgili detaylı bilgilere, bitkilerle yapılan klinik çalışma referanslarına ve kanser tedavisinde nasıl
kullanılabileceklerine dair dev bir bölümle karşılaşırsınız. Neden buna gerek
duyulmuş dersiniz?
Bu bağlamda
belirtmeliyim ki ben meseleye geniş bir perspektiften bakıyorum. Tıp
teknolojisi, üreme teknolojisi, cerrahi, ortopedideki olağanüstü gelişmeler
inkar edilemez. Uzayan insan ömrü müthiş bir ilerlemedir. Elbette minnetarız.
Fakat ben bir farkla tıpkı MSKCC’in yaptığı gibi modern tıbbı bütünsel
yöntemlerle birleştirip kendim için en iyisini yaratmaya çalışıyorum. Birini tamamen reddedip diğerine saplantıyla sahip çıkmıyorum.
Tıp doktorlarının geleneksel
yöntemlere tepkilerinin bir kısmının ülkemizde son yıllarda oldukça
popülerleşmiş olan şarlatanlar yüzünden olduğunun farkındayım. Kendileri benim için de çok büyük bir sıkıntı konusu ve bu alanı bu şekilde sömürmelerine şiddetli tepki duyuyorum. Ancak şarlatanlar her yerde her alanda varlar ve burada da varlar diye  yüzyıllar boyu tüm dünyada kullanılagelen yöntemlerin etiğe sığmayacak
ölçüde suçlamalarla karalama kampanyalarına girişmeyi doğru bulmuyorum. Doktorlar, ömürlerinin önemli bir kısmını okuyarak
geçiren insanlar olarak zamanlarını bu alanı
taşlayarak değil, daha iyi öğrenerek ve nasıl işbirliği
yapabileceklerini bulmak için geçirmelidirler diye düşünüyorum.
Hipokrat yeminini ona inanarak
eden doktorlar için asıl amaç hastanın ne yolla iyileştiğini değil,
iyileştiğini görmek olmalı.
Tam da bu nedenden dolayı artık tüp bebek
merkezleri akupunkturcularla çalışıyor (Amerika’da ek olarak arındırma
uzmanlarıyla ve yoga eğitimcileriyle çalışıyorlar). Nereden destek alarak
akupunkturun ya da yoganın ya da beslenme tedavisinin ya da fitoterapinin ya da
aromaterapinin kişiyi iyileştirmeyeceğini iddia edilebilir?
Son sorum şu: doğal
tedaviye inanan, yaşayan birinin karşısına neden ¨bilim¨sözcüğüyle çıkılıyor? Bunun anlamlı olması için kişinin bilimi reddediyor olması gerekmez
mi? Yok ki böyle bir şey? Eğer bir insan kaybettiği sağlığını bütünsel tıpla
kazanmışsa dünyanın bütün antitezlerini bulup önüne yığsanız elde edeceğiniz
ancak koca bir hiçtir. O yüzden bütün bu çabaları boşa harcanan emek ve zaman
olarak görüyorum. Zamanımız bu kadar değersiz olmamalı.
Ben burdan
uzatıyorum size elimi, havada kalırsa diğerini uzatacağım. Ta ki siz yaklaşıp
anlaşmayı kabul edene kadar…

[1] http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs293/en/index.html

Diğer Paylaşım

Evde Cilt Bakımı

Cilt bakımınız için binlerce lira harcamanıza ve kendinizi kimyasal işlemlere maruz bırakmanıza gerek yok. Evde …

28 Yorum

  1. ben tıbbı ve aromatik bitkiler mezunuyum.alternatif tıbba sonuna kadar inanırım.sevgiler

  2. Alternatif tıp ile modern tıp ile barışamaz. Çünkü alternatif tıp tanımı gereği işe yaradığı ispatlanamamış ya da işe yaramadığı ispatlanmış tıptır: işe yaradığı ispatlanmış alternatif tıbba “tıp” denir.

    “bilim¨in bağnazlık derecesinde kulu kölesi olmuş olanlar…”

    diyorsunuz. Bilime sizin kul köle dediğiniz insanlar bilimin temeli olan eleştirel düşünce yeteneklerini geliştirmiş ve soru sorabilen insanlar. Bu insanlar kaliteli kanıtlar, iddia edilen hipotezleri destekleyecek iyi düzenlenmiş deneyler istiyorlar. Maalesef, alternatif tıp iddialarını kanıtlayacak, şüpheleri ortadan kaldıracak sonuçları sağlayabilmiş değil, hem de bir kaç yüzyıla yayılmış binlerce çalışmaya rağmen. Sağlamış olsaydı zaten modern tıbbın içerisinde yerini çoktan almış olurdu. Destekleyici ve Alternatif Tıp konusunda araştırmaları bir çok tıp dergisinde yayınlanmış Ernst Edzard’dan bir alıntı tam açıklayıcı olacak.

    “Homeopati inanç-tabanlı tıbbın en kötü örneklerinden biridir… Homeopati’nin varsayımları bilimsel gerçeklerin sadece dışarısında değil ayrıca [bu bilimsel gerçeklerin] tamamen karşısındadır. Eğer homeopati doğru ise, fizik, kimya ve farmakoloji büyük oranda yanlış olmalı…. Bu nedenle homeopati ya da alternatif tıbbın diğer formlarına açık fikirli yaklaşmak bir opsiyon değildir. Homeopati’ye olan inancın “açık fikirli bir zihnin” tolerans sınırlarını aştığını düşünüyoruz…. 200 yılı aşkın süredir “homeopati sapkınlarının” [iddialarının] kanıtlanmasını bekliyoruz… Bu yüzden gerçek kuşkucu termodinamiğin yasaları ile çelişen, fizik, kimya, fizyoloji ve tıp alanındaki bütün gelişmeleri inkar eden absürt iddialarla karşılaştığında “bağnaz” olmaktan gurur duyar.”

    “…. eskisine kıyasla daha çok doğal tedaviye yönelmelerinin temelinde sorunlarına klasik tıp anlayışının cevap bulamamış olması yatıyor.”

    Hiçbir bilimadamı herşeye çözümü olduğunu iddia etmez, modern tıbbın çaresiz kaldığı vakalar, hastalıklar olacaktır. Ancak bu alternatif tıbbın işe yaradığına kanıt teşkil etmez. Alternatif tıp iddialarını destekleyecek bilimsel kanıtları sağlamakla yükümlüdür. Bu konuda da başarılı olamadığı açıktır.

    “Bitkilerle tedaviyi de içeren bütünsel (holistik) yaklaşım, modern tıbbın aksine hastalığı değil hastayı değerlendirir”

    Milyonlarca hastayı, onlarca yıldır tedavi eden, yaşam kalitelerini arttıran alternatif tıpmış gibi bir izlenim veriyor. Oysa sadece “Zararı Ne?” sitesinde alternative tıbbın başarı hikayelerini(!) kolayca okuyabiliyoruz. Alternatif tıbbın iyi ettiği %100 kanıtlanmış ve modern tıbbın çaresiz kaldığı bir tane hastalık ismi söyleyebilir mi alternatif tıpçılar?

    “Doğal tedavileri modern tedavilerden ayıran en önemli özelliklerden biri de doktorluğun ilk kuralı olan ¨önce zarar verme¨kuralına biat ediyor oluşudur.”

    Tehlikeli ve ahlaklı olmayan bir göz boyamaca. Bütün doktorlar önce hastasının iyiliğini düşünür. Modern tıp doktorları fayda – zarar analizi yaparlar ve ilaçlarını, tedavilerini ona göre şekillendirirler. Her burnu akana şişesi 200 TL olan ve işe yaradığı kanıtlanmamış suları pazarlamazlar.

    “Hiçbir bütünsel tıp dalı için işe yaramadığı ve kandırmaca olduğunu söylemek mümkün değildir.”

    Düpedüz aldatmaca bir cümle. Homeopati, Naturapati, Akupunktur, Kiropratik, Viceral ve Cranial Osteopati ilk aklıma gelenler.

    “Kemoterapiden ziyade beslenme ve doğal tedaviyle tamamen iyileşen hastalar sayısız.”

    Doğal tedavi ile kanserini iyileştirmeye çalışırken hayatını kaybeden sayısız hastayı göz ardı ediyor. Ayrıca, “sayısız” ne kadar? Spontane remisyon vakalarını kaale bile almıyor.

    Bilimi red etmediğinizi iddia ederken alternatif tıbbın işe yaramadığını, boş ilaç etkisinden öte etkisi olmadığını gösteren yılların bilimsel bilgi birikimini red ediyorsunuz. Kısaca işinize gelen bilimi seçerken işinize gelmeyeni bir kalemde siliyorsunuz. Sırf bu nedenle uzattığınız elin havada kalacağına kesin gözü ile bakıyorum.

    Saygılarımla,

  3. Sevgili Nalıncı Keseri,

    Bütünsel Tıp dediğimiz tıbbın tıpkı klasik okul tıbbı gibi pek çok alanı vardır. Hepsine birden ¨işe yaradığı ispatlanmamıştır¨demek absürdden öte yanlıştır. Akupunkturun fertilite tedavisinde etkili olduğunu gösteren klinik çalışmalar sunarsam ne diyeceksiniz? yalandır yanlıştır diyeceksiniz sanırım.

    Eğer ezberlenmiş okul tıbbına bağnazlık derecesinde bağlı olmasaydı bahsettiğim ¨bilim¨insanları dediğiniz eleştirel yaklaşımı bütünsel tıbba karşı da yapar, yeterli gözlem ve takip neticesinde hiç de elin tersiyle itilecek bir şey olmadığını anlarlardı.

    Elbette bütünsel tıp modern tıp içinde yerini alamaz. çünkü bütünsel tıp ilaç şirketleri ve hastaneler tarafından yönetilmiyor.

    Alıntı yaptığınız Ernst Edzard eski bir homeopattır ve homeopatinin placebo etkisi yarattığı sonucuna ulaşmıştır. Olabilir, bunun tartışılır bir yönü yok. Bazı homeopatik yaklaşımlar kesinlikle placebo iken bazıları gerçekten sonuç verir. (gerçkten sonuç vermediğine inanmak da serbest:)

    ¨My personal journey in and out of homeopathy might be convoluted. I always knew that the homeopathic principles fly in the face of science. Yet I did see positive results and thought maybe there was some fundamental phenomenon to discover. What I did discover was perhaps not fundamental but nevertheless important: patients can experience significant improvement from non-specific effects. This is why they get better after seeing a homeopath – but this has nothing to do with the homeopathic sugar pills.¨

    diyor. diyelim öyle. peki tam olarak neden bu placebo etkisi kimyasallara tercih edilmemeli? neden muhakkak ameliyat olmalı ya da ilaç kullanmalı? neden? homeopatiye inanmıyor olabilirsiniz ama bu yüzden bütünsel tıbbı tek kalemde silip atıyorsanız ciddi bir bilgi eksikliği söz konusu.

    alternatif tıbbın işe yaradığına dair istemediğiniz kadar kanıt var. ama elbette hiçkimse kanseri alternatif tıp çözmüştür diyemez! modern tıp için de diyemez! kişileri rahat hissettikleri tedavileri uyugulamak konusunda rahat bırakmak zorundasınız, gerçek olan o.

    Ben size modern tıbbın çaresiz kalıp doğal tedavilerin iyi ettiği 2 kanser vakası örneği verebilirim, bunlar kişisel olarak tanıdıklarım. 6 infertilite vakası örneği verebilirim bunlar da kişisel tanıdıklarım. bir de okuyup öğrendiklerimi örnek verebilirim onlar da yüzleri aşar. ha bir de google var, çok kullanışlı…

    Bahsettiğiniz sulardan haberim yok. Ama doktorların ilaç analizi yaptıkları konusunda klinik deneyler departmanında yıllarca yöneticilik yapmış birini inandırmanız çok ama çok güç. hatta özür dilerim ama gülünç.

    Son olarak yapmamanızı rica ettiğim işi yapmışsınız. Ben bilimin tam ortasında olan bir insanım. Bilimi reddetmek aptallıktır. İşine geleni silip gelmeyeni alan bana daha ziyade sizmişsiniz gibi geldi. Yazımda da belirttiğim gibi ben her ikisini de kabul ediyorum, kullanıyorum. Bunu yapamayan sizsiniz. Tam olarak kim diğerini siliyor?

    Evet tam da bu nedenle uzatığım elin havada kalacağı kesin. Çünkü atgözlükleri ısrarla çıkmayacak. Bu konuda çok da umutsuzluğa sürüklenmiyorum çünkü bu tip yaklaşımlarla genellikle Türkiye'de karşılaşıyorum. Yakinen takip ettiğim Almanya ve Amerika'da çoktan aşılmış durumda. Sizin gibi düşünenlerin fazla sesi çıkmıyor olmalı ki karşışlaşmıyorum. Klasik tıp bütünsel tıp birlikte çalışıyor. Tabii Türkiye'deki durum pek çok alanda olduğu gibi bu alanda da geri kalmışlıkla açıklanır. Elbette öğrenilecek…

    Saygılarımla,

    Eren

    • "Almanya ve Amerika'da çoktan aşılmış durumda. Sizin gibi düşünenlerin fazla sesi çıkmıyor olmalı ki karşışlaşmıyorum."

      Biz, Türkiye'deki zavallı atgözlüklerine sahip olanlar İngiltere, ABD, Almanya'da ki alternatif tıp vakalarını bilirken sizin Science-Based Medicine, ABD'de de açılmış olan Gonzales v. Boiron, Fernandez v. Boiron, Gina Delarosa v. Boiron, Gallucci v. Boiron davalarından habersiz olmanız, biliminsanlarının sesinin çıkmadığını iddia etmeniz kimin atgözlüğü taktığını açıkça ortaya koyuyor. Önce fact checking yapmalısınız nazikçe laf geçirmeden önce.

      Saygılarımla,

    • Nalıncı Keseri bakınız,

      Yazımın sonunda el uzatıp anlaşmayı teklif ediyorum ama siz en baştan bunu reddedip orta yolda buluşmayacağınızı haber veriyorsunuz bana. Her şeyden bağımsız olarak benim attığım adımın yarısını sırf kibarlık olsun diye yaklaşmaya çalışsanız kimin nasıl bir kaybı olabilir? Davaları öyle bir yazmışsınız ki okuyan ne kadar bela varsa alternatif tıptan çıktığını ilaç şirketlerinin ya da hastanelerin ya da malpractice dolayısıyla doktorların başının asla belada olmadığını zanneder. Bu davalar kıyaslanmaz bile. Ne olursunuz bana modern tıbbın zarar vermediğini söylemeyin. Ben o zararın tam orasındayım. Fact checking'i o fact'i beğendim bunu beğenmedim şeklinde yapamayız ki?

      Eren

    • Eren Hanım,

      Bazı şeylere kibarlık olsun diye yaklaşılmaz. Ne yani sizinle aynı görüşte olamayacağımızı belirtmek yerine "Eren Hanım, tabi belki uzatılan elleri sıkmak mümkün" diyerek hem sizi kandırmamı hem de kendim olmaktan vazgeçmemi mi tercih ederdiniz? Yani diğer bir deyimle ikiyüzlülüğü, açık olmaya mı tercih ederdiniz. Konunun kibarlıkla alakası yok.

      Siz Amerika'da, Almanya'da bizler gibi atgözlüğü takmış insanlar olmadığını, sizin onlardan haberdar olmadığınızı söylediniz. Ben de işte varlar diyerek, örneklerini göstererek "Ad Hominem" atağınızı savuşturdum. Olay bundan ibaret.

      Alternatif tıbbın en büyük zararı ne biliyor musunuz? İnsanları bilimsel ve eleştirel düşünceden uzaklaştırıyor. Bir çok mantık safsatasına itiyor. Eskiden sokaktaki üfürükçüler, kırıkçı – çıkıkçılar vardı. Şimdi ise kulağa bilimsel gelen, karmaşık kavramların şemsiyesi altına saklanmış homeopatlar, osteopatlar, naturapatlar, kiropratorlar var.

      Ayrıca, modern tıp bazı sorunları çözemese, zaman zaman zarar verse de kendini düzeltme, hatalarından ders çıkarma mekanizmasına sahip. Modern tıbbın paradigmaları zaman içinde değişir ve kayarken alternatif tıbbın paradigmaları 3000 yıldır temelde hep aynı. Hangisi değişime daha kapalı sizce?

      Madem anekdotal örnekleri seviyorsunuz; ben de işe yaramayan tedavilere para harcamış, bütçesinin önemli mikarını kiropratik, reiki, akupunktur ve homeopati'ye harcamış tanıdıklarım olduğunu, bunların bu uygulamalardan finansal kayıplara ek olarak tedavisini geciktirdiği için daha zorlu tedavi süreçlerine katlanmak zorunda olduklarını söylesem bana inanır mıydınız? İnanmazdınız büyük olasılıkla, inanmamalısınız da. O zaman anekdotal kanıt yerine, "appeal to emotion" yerine bugün bize aşıları, beyin cerrahisini, organ nakillerini veren bilimsel metotlar üzerinden konuşmaya ne dersiniz? Hiç bir mantıksal safsataya, bir düşünceye duygusal olarak bağlanmadan sadece ve sadece bilimin yıllardır rafine ettiği bilimsel metotları kullanarak, alternatif tıbbın iddialarını kanıtlamasını istemek çok şey mi?

      Biz inanmıyor ya da inanmak istemiyor değiliz. Alternatif tıp iddialarına karşı bütün dediğimiz "Kanıtla! Kanıtlarsan benden daha iyi bir destekçi bulamazsın." Ancak istediğimiz kanıtlar için standartlarımızın olması rahatsız ediyor. Ama "sıradışı iddialar sıradışı kanıtlara" ihtiyaç duyar. Maalesef "yeterli ve kaliteli" kanıt yok.

      Ben istemez miyim kemoterapi yerine bir iki ot, bir iki doğal(!) madde tüketerek tedavi olmayı? İstemez miyim "otistik" çocukların kolayca tedavi olmasını? Farkında olmadan bizleri kötü kalpli, insanlara zarar vermek isteyen insanlar olarak sınıflandırarak kendinizi haksız yere bizlerden üstün bir konumda konumlandırıyor ve bu konumu kullanarak bizlerin "kanıt isteklerini" bağnazlık olarak yorumlayıp insanların aklını karıştırıyorsunuz.

      Son olarak biz uzatılan eli sıkarız tabi ki ama yazı boyunca dediğim gibi "eli sıkılacak" uygulamalar olduğununun kanıtlanması kaydı ile.

      Saygılarımla,

  4. Eren hanim,

    alternatif tedavicilerin hep tekrarladigi nazi seyleri gene tekrarlamissiniz.

    Birincisi: Her klinik arastirma dogrudu diye bir sey yoktur. Oncelikle arastirmanin dogru kurgulanip kurgulanmadigina, kontrol grupları ve plasebo etkisinin olabilecegi her adımın dogru izole edilip edilmedigine bakılmalı ve mumkun oldugunca dogru istatistiksel araclarla sonuclar degerlendirilmeli. gecen jafta twitter'da yayinladiginiz bir arastirma yanlis sebep-sonuc iliskisi kuran bir arastirmaydi, zaten bir doktor size bu konuda tweet atti hatirlarsaniz

    Placebo etkisi neden tercih edilmemeli sorusu bir cok insani alternatif tubba iten retorik ir soru gozukse de aslinda placebo'nun ne oldugu anlatildiginda insanlar daha dogru tedavi secimi apacaklardir. Placebo etkisi denilen etki cogunlukla semptomlari iyilestirir. Semptomatik tedaviler bazi cok genel gecer hastaliklar icin uygunsa da (agir olmayan gribal enfeksiyonlar mesela) kanser ve benzeri hastaliklarda uygun degildir. Kanserin etkilerini plasebo etkisi ile gecirseniz bile hasta hala kanserdir.

    Siz etrafinizdan iki ornek veririm demissiniz, alternatif tedavilerin ise yaradigi konusunda. hele google'a gorsem yuzlerce demissiniz. buna "anektodal kanit" denir ve kullanimi tehlikelidir. Dogru sebep sonucniliskisi kuramadigimiz bu tur "elle toplanmis" kanitlar alternatif tibbinnisenyaradigini gostermez. Mdern bilim binlerce yildan bu yana tugla ustune tugla koyarak gelistirdigi metodoloji ile tedavilerin ise yarayip yaramadigini tespit eder. "kaynimin enistesi nane limon icmis iyilesmis, google'a yazdim yuzlerce oyle iyilesen cikti zaten" demek bilimsel degildir. Biz de o zaman alternatif tedaviler yuzunden hayatini kaybeden binlerce insan buluruz, skor tabelasın uzerinden tartismaya dner is. Unutmayalım, iyi bir bilimadami ayni zamanda temel istatistik ve veri isleme becerilerine sahip olmalidir.

    Almanya ve Ameriak'da da bu is asilmis degil. Daha bu haftasonu TAM2012 toplantisi vardi Las Vegas'ta ve bir suru oturumda alternatif tıbbın zararları gosterildi ve tartisildi. sciencebasedmedicine.com ve benzeri onlarca site insanlara alternatif tibbin elestirel dusunce (kotu anlamda degil) ile yaklasilarak varilan sonuclari gisteriyorlar. ingiltere'de Ben Goldacre diye bir doktor her hafta the guardian da bu konular uzerine yaziyor. Daha size onlarca site ve insan sayabilirim.

    At gozlugu bilim adamlarinin gozunde degildir, aksine lnlarin genis bakis acilari sayesinde bugun gelismis ve daha da gelisen bir medeniyetiz.

    • Eğer twitter'da defalarca uyardığım halde tasvip etmediğim tarzınız ve tavrınıza devam etmeseydiniz ve ben de sizi kınayıp blok etmemiş olsaydım bu yazdıklarınıza memnuniyetle cevap verirdim. Şu durumda emeğimi haketmiyorsunuz.

  5. Diyelim ki bir ilac firmasi bir hap gelistirdi (diyelim ki migren icin) ve diyelim ki cift-kor, plesebo kontrollu deneylerde plesebo etkisi haricinde bir etkisi olmadigi anlasildi. Yani bu hapi icenler, bos hap icenler ile ayni derecede iyilesme kaydetti. Ve diyelim ki piyasada plesebo etkisinden cok daha fazla iyilesme saglayan (yani gercekten ise yarayan) baska migren ilaclari var.

    Soru su: Bu durumda bu yeni ilacin piyasaya surulmesine izin vermek ne kadar etiktir? Eminim cogu insana gore hic de etik degildir ve de haliye bu ilac gercek (sizin klasik dediginiz) tip tarafindan onaylanmaz, piyasaya surulmez. Testleri gecememistir.

    Ancak alternatif tip plesebo etkisini "ise yariyor" adi altinda degisik formlarda pazarlamakta, buradan para kazanmakta hic bir sakinca gormemektedir.

    Klasik tip bir tedavinin "ise yaradigini" ispatla yukumlu iken alternatif tibbin "zarar vermedigini" gostermesi yeterlidir. Cunku "kaliteli" deneylerle, ya da meta-analizlerle ise yaradigini ispatlayamamaktadir. Aman canim zarar vermiyor hem de plesebo etkisi var demek aldatmacanin ta kendisidir.

    Western filmlerde gordugumuz at arabasinin arkasinda "her derde deva" su satan sarlatanlari "ama plesebo etkisi var" diyerek onaylacak miyiz sizin mantikla?

    • Hayır dediğiniz doğru değil. Öncelikle türlü sahtekarlıkla piyasada yer alan sürüyle ilaç var (yazımda da örneğini verdiğim Merck'in karma aşı davası ennn yenisi, isterseniz başka örnekler de verebilirim).

      Alernatif tbıın zarar vermediğini ispatlaması filan yeterli değildir, yok öyle bir şey. Alternatif tıbbın sahtekarlıklarını aynı modern tıbbın sahtekarlıklarını savunmadığım gibi savunmayacağım, tam olarak ne duymayı amaçlıyordunuz emin değilim.

      Eren

  6. Hani modern tıbbın science-based evidence based olması silahını çekip duruyorsunuz ya her fırsatta? Hani alternatif yöntemler ispatlanmamış ya? Deminden beri yıllar önce BMJ'in clinical evidence'inda sunulan istatistikleri arıyorum silahları cebinize sokturayım diye ama bulamadım. 2007 idi sene ondan eminim. Ortalama 2,500 treatment gözlemlenmiş. Diyorlar ki konvansiyonel tedavilerin ancak %13 ünden fayda görülmüş. Neredeyse yarısı için de unknown sonucu var.

    Bu da conclusion'da maillerimden bulduğum bir quote: "the figures suggest that the research community has a large task ahead and that most decisions about treatments still rest on the individual judgments of clinicians and patients."

    Eminim bu sayıya ulaşabilirsiniz. Yeter ki isteyin:)

  7. Aradim taradim ben ilgili yayinin (BMJ clinical evidence) 11. sayisini buldum. 2627 sayfadan olusan dev bir calisma: http://thiqaruni.org/medcine/43.pdf

    Tahminim o ki siz bu argumani alternatif tip sitelerinde gordunuz ve adi gecen yayini okumaya gerek duymadan karsimiza getiriyorsunuz. Zira bu calisma modern tip icin hic de kotu seyler soylememekle birlikte alternatif tip icin pek parlak veriler icermiyor.

    Evet calismada incelenen tedavi yontemlerinin sadece %13'unun kesinlikle ise yaradigini kanisina varmislar; haklisiniz. Eger dogrularin pesinde kosuyorsak kanitlara iyi bakmaliyiz, 2600 sayfanin icinden bir grafige bakmakla ne dedigini anlamayiz. Gelin birlikte bakalim bu dokuman ne diyor:

    Calisma soyle bir calisma; her bir hastalik icin bir tedavi listesi cikartmislar. Bu listeler medikal yayinlarda “incelenen" tedavileri iceriyor. Belli bir kalite standardini tutturmus deneylerin sonuclarina bakarak tedavilere su notlari vermisler:

    – faydali
    – yuksek ihtimalle faydali
    – faydali ama yan etkileri var
    – etkinligi bilinmiyor
    – yuksek ihtimale faydasiz
    – yuksek ihtimalle faydasiz, hatta zararli

    Isin ilginc tarafi bu listelere sadece sizin konvansiyonel dediginiz tedavileri degil alternatif tedavileri de katmislar (Homeopaty, chroptractic manipulations, akupunktur, bitkisel tedaviler, reflexology vs vs).

    Dikkat edin bir tedavinin bu listeye dahil edilmis olmasi onun doktorlar tarafindan yaginlikla kullanilmakta oldugunu gostermiyor. Bir hastalik icin listede 15 tedavi varsa doktorlarin zar atip bu tedavilerden birisini rastgele sectigini dusunmek son derece yanlis olur. Eminim ki doktorlarin cogu hastanin durumuna gore bu tedaviler arasindan bilindigi kadariyla etkisi en yuksek riski en az olani seciyordur. Bu ne demek? sizin ima ettiginiz gibi bu calismadan “hastalar yapilan tedavilerin sadece %13’unden kesinlikle fayda goruyor” gibi sonuc CIKARTILAMAZ demek. O %13, “bilinen tedavi yontemlerinden %13’u kesinlikle fayda sagliyor” demek.

    GORDUGUM KADARİYLA LİSTEDEKİ HER HASTALİGİN FAYDA SAGLAYAN EN AZ BİR MODERN TİP TEDAVİSİ VAR !

    Bu calismada hangi tedavinin ne oranda kullanildigi verisi yok, o yuzden “uygulanan tum tedavilerin yuzde kaci fayda veriyor” net birsey diyemiyoruz ama dedigim gibi calistigi gosterilen tedavilerin digerlerinden daha cok uygunladigini varsaymak mantikli olur.

    Gelelim listedeki alternatif tedavilere. Sizce yuzde kaci “faydali” ya da “yuksek ihtimalle faydali” kategorisinde. Evet korktugunuz gibi: ALTERNATIF TEDAVILERDEN FAYDA SAGLAYANLARIN ORANI: YUZDE SIFIR !

    Yani listedeki hicbir alternatif yontem listedeki hicbir hastaliga iyi gelmiyor. Bir tek “lazer akupunktur” var gece yatak isemeye iyi geldigini bulmus bir calisma. Tek calisma yeterli degil elbet ama tum calismalarda calistigi gosteriliyorsa gelsin modern tipta yerini alsin, basimizin ustunde yeri var.

    Bilim bir silah degildir, bilim yol bulmamizi saglayan bir pusuladir. Silahtan farkli olarak kim tutarsa tutsun, ne yone cevirmeye calisirsa calissin hile yapmadikca sonucta hep ayni yonu gosterir. Yeter inanclari bir kenera birakip pusulanin ibresinin ne yonu gosterdigine dikkat edelim.

  8. üzgünüm ama ben alternatif tıp denen şeye inanmayan grupdanım , belkide bu isim altında çok fazla sahtekar görmemizdir bize bunu düşündüren
    doktor hatalarının çokluğundan da bizzat yaşamış biri olarak haberdarım elbette ama bence hasta ilk önce tıbbı denemeli hatta araştırıp dalının uzmanı olan iyilerden bir doktor bulmalı,her doktor iyi olmuyor maalesef,sevgiler

  9. Sevgili yalanavar ekibi,

    Teker teker size cevap yetiştircek zamanım yok. e bir de sizinki gibi bir ¨koş yakala ben şurdan vuracağım sen ordan vur¨ ekibim de yok, o yüzden kusura bakmazsanız tek mesajda cevap verceğim. Bilimde kadirizme yer olmadığı için teker teker gelin ulan! da yapamıyorum maalesef ☺

    1- Bi kere bu arrogance’ı atın üzerinizden. Sizin kaf dağına varmış orda kalmış burnunuza ulaşıp iletişme çabamın içerisinde beni de kendininize benzetip olmadığım bir insana dönüştürüyorsunuz. Herkesin herkesten öğrenecek bir şeyleri vardır. Siz kabul etmeseniz de bu böyledir.

    2- En başta benimle bir noktada buluşup anlaşma ihtimalini yok sayarak saldırıya geçiyorsunuz. Böyle sağlıklı tartışılmaz. Beni herhangi bir konuda ikna etmek istiyorsanız (ya da sapkın okuyucalarımı doğru yola sürüklemek istiyorsanız) herşeyden önce doğru söylediğim herşey için hakkımı teslim edeceksiniz. Diyebilir misiniz ki modern tıp herşeye çözüm bulmuştur, doğrusunu bulmuştur, yanlış yapmamıştır, hayat kaybına neden olan önlenebilir hataları yoktur, ilaç şirketleri masumdur haklıdır doğrudur ahlaksızlık söz konusu değildir. Bunları diyebiliyor musunuz? Eğer diyemiyorsanız bakın orada buluşuyoruz! Siz her ne kadar buluşmamak için elinizden geleni ardınıza komasanızda EVET buluşuyoruz.

    3- Benim bu yazıyı yazma nedenim modern tıbbın çuvalladığı alanlar olduğunu göstermek ve bu alanlardaki boşluğu doldurmak için bütünsel tıptan DA faydalanabileceğini, bunda bir sakınca olmadığını, her alanda olduğu gibi bu alanda DA şarlatanlar var diye elin tersiyle itilemeyeceğini vurgulamaktır. Beni verdiğim kaynakları okumamış olmakla suçluyorsunuz ama öte yandan bana itiraz etmek için getirdiğiniz Edzardt Ernst’ın aslında tam da benim yanımda olduğunun farkında bile değilsiniz. Sizin görmek istediğiniz çalışmaları aslında bizzat kendisi yapmıştır. Şimdi ne olacak bu paralelde sidik yarıştırmaya devam mı edeceğiz?

    4- Hayır, bahsettiğim clinical evidence çalışması o değil. Aramış taramış yanlış çalışmayı bulmuşsunuz. Dergiyi aradım, online bulamayacağımı subscribe etmem gerektiğini söylediler. Ben de ettim. Çalışma elime geçer geçmez sizinle paylaşmaktan mutluluk duyacağım. Bahsini ettiğim çalışmada yaklaşık 2500 CONVENTIONAL treatment’a bakılmış. Sonuçları bu çalışmayı referans gösteren bir huffington post article’ında buldum:

    13 percent were found to be beneficial
    23 percent were likely to be beneficial
    8 percent were as likely to be harmful as beneficial
    6 percent were unlikely to be beneficial
    4 percent were likely to be harmful or ineffective
    46 percent were unknown in their effectiveness

    Başa dönelim: Benim bu çalışmayı örnek göstermemin nedeni sürekli karşıma ¨bütünsel tıbbın işe yaradığına dair elimizde cart proofu curt data sı¨yok la karşıma çıkmanız. Bütünsel tıbba yönelmemek gerektiği iddianızı savunmak için bu nedeni kullanamazsınız. Clinical Evidence da neden kullanamayacağınızı ispatlamış. Ama sizin bulup getirdiğiniz çalışmayı da değerlendirelim, olur: Değişen bir şey yok ki?? Treatmentlara unconventional ‘lar da dahil olsa ne olur ki? Benim bu işe yaramaz şu kesin yarar gibi bir iddiam olmadı ki? Benim iddiam şu: Her hastalığa modern tıp cevap veremez. Veremeyebilir. Bu durumda bütünsel tıptan DA ya da sadece bütünsel tıptan medet ummakta sakınca yoktur, olamaz. İnsanları bilimden uzaklaştırıyor diye sakıncası var diyemezsiniz. Bu bağnazlıktır işte, tutuculuktur. Bu anlayışı ¨dinimizce mahzuru var¨anlayışından hiç ama hiç farklı görmüyorum. Bunda inat eden bilimsever insanların sürekli aşağıladıkları hacılardan hocalardan hiç farkları yoktur!

    Söz konusu olan sağlık ise bunun nereden geldiğinin hiç ama hiçbir önemi yoktur, bu kadar basit.

  10. 5- Benimle okuma yazmayı komşu ayşe teyze’den öğrenmişim gibi konuşmazsanız çok isabet olur. Bu da bir türlü üzerinizden atamadığınız arrogance’ınızdan kaynaklanıyor onu anlıyorum. Meditasyon yapın, iyi gelir☺

    6- Modern tıbbı reddetmişim silmiş atmışım karalama kampanyası başlatmışım gibi yazmaya devam etmeyiniz artık. Defalarca söyledim yok böyle bir şey! Mümkün değil! Benim kızım tüp bebek! Laparoskopik ameliyat oldum, sezaryan oldum. Artık enseye tokat durumuna gelmiş olduğum bir endokrinoloğum var. ama akupunkturcum da var, chiropractor’ım da var. düzenli içtiğim bir ot var. bunların faydasını yaşamıyor olduğum halde devam ediyorsam aklımdan zorum ya da çöpe atacak çok param olmalı. Senelerce clinical trials departmanında yöneticilik yaptım. Research’e bilime inanmayıp böyle bir meslekte karar kılmış olan insan tanıyor musunuz? yapmayın yahu!

    7- Sizlerle farklı bir platformda biraraya gelseydik başlangıcımız mücadeleyle olmazdı. Eminim aynı kitapları okumuşuzdur, aynı grupları dinliyoruzdur, aynı karikatüre gülüyoruzdur, aynı başbakandan nefret ediyoruzdur, ortak arkadaşlarımız bile vardır. Tam da bu yüzden benim paralelimde olan ama bir konuda ayrı düştüğüm insanlarla yaklaşabilmek için elimi uzatıyorum. Karşımdaki reddetmeye devam ederse yapabileceğim fazla bir şey yok. Kısmet değilmiş.

    Kerem Bey siz ise umutsuz bir vakasınız. ne alternatif ne de modern herhangi bir şeyin sizin için yapabileceği fazla bir şey yok:)

    Eren

  11. Eren hanim,
    Iddalarinizin ne oldugu konusunda sizin de kafaniz karismis. Ana yazinizda ilaclarin yan etkilerinden bahsedip Big Pharma kozunu kullanip "onun yerine" alternatif yonemleri oneriyorsunuz. Sonra da yourmuzda diyorsunuz ki

    "Benim iddiam şu: Her hastalığa modern tıp cevap veremez. Veremeyebilir. Bu durumda bütünsel tıptan DA ya da sadece bütünsel tıptan medet ummakta sakınca yoktur, olamaz."

    yani standard "ama ne zarari var" kozunu oynuyorsnuz. Evet modern tibbin care bulamadigi durumlarda kullanilmasinin bence de zarari yok. Ama orda durmuyorsunuz ki! Yazinizda da gorundugu gibi etkinligi bilinen modern tip ilaclari "YERINE" calismayan alternatif yontemleri sokusturmaya calisiyorsunuz. Once kendinize karsi durust olun.

    Sizin uzattim dediginiz elin karsi tarafi alterntatif tibba en basindan beri uzatilmis sekilde duruyor:

    "Onerdiginiz yontemlerin plesebo etkisi otesinde etkisi oldugu ispatlanir ispatlanmaz onlari da modern tibba dahil ederiz."

    Bu kadar basit.

    Eminim iyi niyetlisiniz ve insanlari big pharma canavarindan kurtarmaya calisiyorsunuz. Ancak ikinci el (BMJ calismasi ya da %90 doktor kemoterapi istemiyor) gibi carpitilmis bilgilerle geliyorsunuz. (O %90 yeni cikmis ve etkinligi o zaman tam bilinmeyen bir ilac icin toplanan son derece eski bir istatistik bu arada. Ararsaniz ulasirsiniz o istatistigin guncel haline de).

    Bizden de duysaniz, kendi alternatif tip cevrenizden de duysaniz bir bilgiyi kontrol edin, bu bilgiyle insanlara annelere saglik yontemi onermeden once. Ciddi ve guzel bir is yapiyorsunuz, ama kanitlara birinci elden ve tarafsiz bakin, tek ricam bu.

    • ¨koz¨oyun¨¨dürüstlük¨gibi sözcükleri okumuş olmam bu konuşmayı artık kapatmak için yeterli. Ne iyiniyetinize ne de samimiyetinize inanmıyorum. Ben sizinle bu tonda konuşmuyorum.

      Ben bu işten para kazanan biri değilim. Hiçbir mecburiyetim yok.

      Sizden sonra gelecek saz arkadaşlarınıza da size de iyi günler dilerim.

  12. sayın yalansavar ekibi,
    sizce alternatif tıp yasaklanmalı mı mesela adaçayı vs almak yasadışı olmalı mı? ya da evde doğum? böylece her konuda hep en iyisini bilen emin ellerde oluruz muyuz? düşünceler de tehlikeli olduğuna göre onları da yasaklamakta fayda olabilir mi?

    amerikada tıbbi hatalar yüzünden her yıl ölen 195000 kişiye ne diyorsunuz?http://www.medicalnewstoday.com/releases/11856.php acaba gizlice homeopatik ilaç mı aldılar? bir de aşılarda neden plasebo olarak başka aşı kullanılıyor? onu şahsen çok merak ediyorum eminim uzman ekibiniz beni aydınlatır. kolay gelsin diyorum işinizde .

    • "sizce alternatif tıp yasaklanmalı mı"

      – Evet.

      "mesela adaçayı vs almak yasadışı olmalı mı?"

      – Su haliyle hayir. Zararli oldugu ispatlanirsa evet (bkz; Tayvan'daki idrar yollari KANSERLERININ YARISININ NEDENI olan antik bitkisel tedavi: http://www.newsmaxhealth.com/health_stories/cancer_herbal_remedy/2012/04/10/444341.html )

      "ya da evde doğum?"

      – uzman degilim, bu uygulamanin anne/bebek icin zararli oldugunu kanitlanmamisa hayir.

      "düşünceler de tehlikeli olduğuna göre onları da yasaklamakta fayda olabilir mi?"

      – ?!?! Bilmem. Sizce sacma sorular ve konu ile alakasiz polemikler yasaklanmali mi ?!?!

      "amerikada tıbbi hatalar yüzünden her yıl ölen 195000 kişiye ne diyorsunuz?"

      – Calistigi kanitlanmayan, daha kotusu calismadigi kanitlanan alternatif tedavilerin bu duruma nasil bir faydasi oldugunu goremiyorum. modern tip yerine denetimden iyice siyrilmis, sulandirilmis gemi batigini deniz tutmasina karsi ilac olarak satmaktan cekinmeyen alternatif tibba gecince daha az insan olecegini nasil garanti ediyorsunuz? Modern tibbin problemleri vardir, cozulmelidir. Ama kanitsiz calismak isteyen alternatif tip ile nasil cozulecek bu bana bir anlatin bi zahmet? Alternatif tip uygulayanlarin hepsi kisisel hirslarindan arinmis azizler midir? Olan soruna isaret etmek sizin fikrinizin daha iyi oldugunu gostermez (Mantiga giris, bolum 1).

      "aşılarda neden plasebo olarak başka aşı kullanılıyor?"

      – Bu konuyu bilmiyorum. Bilen varsa cevaplar.

  13. teşekkür ederim aydınlatıcı açıklama için. "zararlı olduğu ispatlanırsa" demişsiniz. su dahil her maddenin alınma şekli miktarı vs ile zehir haline gelmesi mümkün iken ve her ilacın sayfalar dolusu yan etkisi ( hemen hepsinde ölümcül de olabilen)satılmalarına engel teşkil etmez iken(doktora hangi ilacı sorsanız: her ilacın yan etkisi var cmlesini illa duyarsınız) hatta sigara dahi satılıyorken bu yasak işi zor gibi, daha doğrusu anlamak zor olur hoş anlamak çabasında olan da yasakları mantıklı kılmaya gereksinim duyan da yok artık pek. .codex ile mümkün olabilecek belki bunlar.

  14. şunu da eklemek isterim ilaçları satanlarla güvenilirliğini araştıranlar aynı olduğu sürece ve bu işte bu kadar para döndükçe bu işe şüpheci yaklaşmamak zor olacak. bağımsız bir denetleme organı olmuş olsa idi, adı her ne olursa olsun tüm tedavilerin güvenilirliğini onaylasa idi o zaman içimiz daha rahat olurdu. adı üstünde alternatif ortadan kalkar tek seçenek kalırsa sorunların çözülmesi nasıl kolaylaşacak üreten satan denetleyen aynı ve karşısında hiçbir alternatif yokken? "over medicated" olmamak için elimizde tek kalan adaçayımız zerdeçalımız zencefilli balımız. insanlara en basit hastalıklar bile ilaçsız geçmeyecek felaketler olarak lanse ediliyor hamilelik bir hastalık grip ölümcül suçiçeği felaket..ateş 38 oldu mu hemen ateş düşürücü burun tıkandı mı korizonlu sprey öksürük varsa reflü ilacı(kendisi de reflü yapabildiğinden hiç bırakamayabilirsiniz o ilacı)..

  15. Yasak derken benim soyledigim elbette ki "tibbi ilac olarak satilmasi" serbest olmamali. Yoksa fare zehiri de marketlerden kolayca alinabiliyor degil mi?

    Ben size sunu sorayim o zaman: yukarida linkini verdigim, Tayvan'daki idarar yollari kanserlerinin yarisinin kaynagi oldugu bilinen geleneksel bitkisel ilac satilmaya devam mi etmeli?

    Dediginiz cok dogru, bircok madde yanlis kullanilirsa o ya da bu sekilde vucuda zarar veriyor. Bazilari kendi baslarina sorun cikartmazken birlikte alinirsa sorun cikartiyor.

    O yuzden tibbi amac icin (mesela) adacayi kullanilacaksa bunun icindeki etken maddenin miktarinin standarda otutrulmasi, alinacak dozun net sekilde belirlenmesi, diger bitkilerle olan etkilesimlerinin incelenip insanlarin uyarilmasi hatta mumkunse ada cayinin kullanim, doz ve etkilesimleri listeleyen bir dokuman ile satilmasi guzel olurdu, siz ne derseniz? Tanidik geldi mi 😉

    Adacayi gercekten de cok kullanilirsa icindeki thujone maddesi nedeniyle nobet tetiklemek, karacigere ve sinir sistemine zarar vermek gibi yan etkilere sahip. Hamileler icin onerilmiyor, kan sekerini dusurdugu icin diyabetiklere dikkat etmeleri oneriliyor ve tansiyonu yukselttigi icin yuksek tansiyonu olanlarin da dikkatli kullanmasi salik veriliyor. Yetistirildigi yore ve bitkinin turune gore bu maddenin adacayindaki miktari epey degisken. Bu bitkiyi ilac olarak yazarken ne diyecegiz insanlara? Kimden aldigi hangi bitkiyi ne surede, ne miktarda ne siklikta icecek? Var mi bunun "Alternatif" tip tarafindan belirlenmis standardi?

    En basindan beri klasik tibbin sorunlarini sayip dokuyorsunuz, cok guzel. Ancak israrla alternatif tibbin nasil oluyor da ayni sorunlardan muaf oldugunu bir turlu anlatmiyorsunuz. Alternatif tip su anda en hizli gelisen tip sektoru, USA'de sadece homeopatik ilaclarin sektor hacmi 6 MILYAR DOLAR. Sirf su sattiklarini, FDA onayi almak zorunluluklarinin olmadigini dusunurseniz cok tatli para oldugunu gorebilirsiniz. Para babalari coktan kesfettiler bu tatli parayi ve oraya yatirim yapip duruyorlar. Cok paraniz varsa en hizli buyuyen sektore oynarsiniz degil mi?

    Ayni soruyu ben size soruyorum simdi; daha az kontrol, daha gevsek kurallar, daha az Ar&Ge masrafi oldugu halde yuzmilyarlarca dolar para donen alternatif tip piyasasasinin yozlasmadigini, hile hurda olmadan calistigini nasil idda ediyorsunuz?

    Daha once dedigim gibi A yerine B'yi oneriyorsaniz, A'daki problemleri gostermeniz yetmez, B'nin bu problemlerin en azindan bir kismini cozdugunu ve yeni baska problemler tasinmadigini da ispat etmeniz lazim.

    Over medicated olmamaya calismak guzel de nereden bilecegiz "over acupunctured" olmadigimizi?

  16. Hah! deminki yorumu yazdiktan yarim saat sonra su haberle karsilastim: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1094884&CategoryID=118

    Alin size alternatif/bitkisel tibbin, modern tibbin aksine ne kadar temiz(!) bir sektor oldugunu gosteren guzel bir ornek.

  17. Bahsettiğim şarlatanlığa çok güzel bir örnek vermişsiniz. Linki FB sayfamda paylaşacağım.

    over acupunctured:)))) acaba bu yüzden mi türkiye'de akupunkturu tıp fakültesi mezunlarının yapmasını şart koşuyorlar. Herşeyi tadında bırakabilirler diye mi:)

    Eren

  18. çizdiğiniz bu tablonun arkasında sadece "daha çok kontrol" isteğini görüyorum..orwell yaşasa şaşırır mıydı bu günlere acaba?sık nefes alırsak kanımızdaki maddelerin derişimi değişiyor onu da diplomalı uzmanlar kontrol etmenin bir yolunu bulurlar sanırım? biz artık nefesimizi bile almak için tıp ilminden icazet bekleyen zavallı yaratıklarız çünkü. cevabınız gidişatımız konusunda ufkumu açtı. geleceğimizde adaçayını da yasaklamak onu da big pharmanın listesine katmak aldığımız her nefesi kontrol etmek, sırada bahçemize domates biber ekmeyi yasaklamak küçük çiftlikleri kapatmak( öyle ya bilim yediklerimize çok önem veriyor)bebeklrimize 500 ml süt vermek var(bebeklerimiz kaç kilo hangi durumda olursa olsun annesinin 3 bebeği besleyecek kadar sütü de olsa)tabii süt veremeyiz gerizekalı olur bilimin onayladığı devam sütlerinden vermeliyiz…insanlık son 50 yıla kadar iman kuvvetiyle mi duruyordu , nasıl yokulmuyordu adaçayına prospektüs yazan da yokken? o zaman da zengin aristokratlar 80-90 yıl yaşıyordu , insanlık tarihinin en berbat kronik hastalıklar çağını yaşarken üreme sorunları kanser nörodejenaratif hastalıklar çığ gibi büyürken bize yutturulmaya çalışan ilerleme masalına inanmıyorum! dünyada milyonlarca çocuk bir dilim ekmeğe muhtaçken onlara ekmek değil devamlı aşı ve ilaç gönderilmesinin altında humanizm göremiyorum! aşıların etkili olması için anne sütünün bırakılmasını öneren "bilim adamlarına" güvenmiyorum! gıdaların bugün zararlı yarın faydalı ilan edilmesinin altında ticari kaygıların yattığını biliyorum! sanayağının sigaranın kanolanın ve çocuklar için en iyi öksürük şurubu olarak EROİNİN yıllarca tıp tarafından nasıl pompalandığını hatırlıyorum! 2 yaş altına verilmesin diye yazan ilaçları bile yeni doğmuş bebeklere dayayan bebekte olan hiçbir sorunu ilaçla ilişkilendirmeyen doktorlar dururken , tıbba güvenin adaçayını da bize verin diyenlere itirazım var.

  19. Bir de şunu ekleyeyim sektörleşen alternatif tıbbın da tıp sektöründen çok farkı yok.ama aktarlarda satılan ota adaçayına bala da müdahaleye gelince olay farklı yerlere kayıyor. fda onayı deyince, aşılara da müdahale edemiyor ve üstelik devletlerin vergi müelliflerinden topladıkları paralarla satın alınıp, rıza olmasa da polis zoruyla "herkese" yaptırdığını düşünürseniz esas karın nerede olduğunu görürsünüz. en azından adaçayını al diye kimsenin kapısına polis dayanmıyor

Leave a Reply