Bugünkü konuk yazarım Natur-Med Doğal Tedavi ve Kaplıca Kür Merkezi sorumlu hekimi Dr. Yaşar Yılmaz. Sorularınız olursa kendisine direkt ulaşabileceğiniz gibi buraya da yorum yazabilirsiniz. İyi okumalar:)
Yapılan araştırmalara göre kadınlar kür merkezlerini erkeklerden daha çok tercih ediyorlar. Kadınların kür
merkezlerine daha çok ilgi göstermelerinin başlıca nedeni kür
uygulamalarına erkeklere göre daha çok ihtiyaç duymalarıdır. Bunun
dışında, kadınlar erkeklerden daha çok sağlık bilincine sahipler. Daha
az sigara-içki içiyorlar, daha çok spor yapıyorlar.
oluyorlar. Kilo, tansiyon, romatizma, depresyon, stres gibi durumları
daha fazla yaşıyorlar. Ev kadınının maaşının, sosyal güvencesinin ve
mesleki tatmininin olmaması onu hastalıklara daha yatkın hale getiren
nedenlerden. İkinci olarak, genelde 45-55 yaş arasında gerçekleşen
menopoz çağı, kadınları erkeklere göre hastalıklara daha yatkın hale
getiren başka bir sebep. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta
da şudur: 45-55 yaş arası, ülkemizde kadınların emeklilik yaşına denk
geliyor. O yaşa kadar aktif, çalışan, sosyal hayatın içinde, insanlarla
haşır neşir durumdaki kadın, birdenbire evin içinde, ne yapacağını
bilemez hale geliyor. Çocuklar üniversiteye gidiyor, evleniyor,
ayrılıyor veya iş bulamıyor, anne ve babalar ileri yaşa varmış oluyor,
hastalıkları, ölümleri oluyor. Bütün bu sosyal sorunlar ve yarattıkları
rahatsızlıklar da menopoza yorumlanıyor.
tedavisi ancak ve ancak BÜTÜNSEL TIP yaklaşımı ile mümkündür. Günümüzde
menopoza yaklaşım tarzı, her kadının hayatının belli bir döneminde
yaşadığı bu doğal süreci bir “hastalık” olarak ele almaktır. Oysa
menopoz bir hastalık değil, bir “kadınlık çağı” dır. Hormonal değişimler
her kadının yaşadığı fizyolojik süreçlerdir ve bir anormalliğin işareti
değildirler.
döneminde, vücuttaki östrojen hormonu üretiminin azalması belirli
fiziksel ve ruhsal değişimlere neden olur. Doğal tedavilerin ateşli bir
savunucusu olan ünlü Amerikalı hekim Dr.Henry G. Bieler, sağlıklı bir
kadının menopoz dönemini neredeyse hiçbir belirti hissetmeden
yaşayacağını söylemiştir. Ancak sağlıksız yaşayan, bedeni toksinle dolu
bir kadın, Bieler’e göre menopozu sıcak basması, terleme nöbetleri,
eklem ağrıları, tansiyonun yükselmesi, uyku problemleri, kemik erimesi,
aşırı hassasiyet ve sinirlilik, baş ağrısı, artrit, sindirim
problemleri, halsizlik, çarpıntı, nefesin kesilmesi gibi ağır
belirtilerle geçirecektir. Bu tip rahatsızlıklar ilaç endüstrisi için
yeni bir pazar yaratmış, menopoz “tedavi edilmesi gereken bir hastalık”
olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Yukarıda sıralanan tüm
rahatsızlıklara ayrı bir ilaç verildiğinde, sırf ilaçların yan etkisiyle
insanlar hasta edilmektedir. Sözü edilen rahatsızlıklar östrojen
hormonu takviyesiyle sözüm ona “tedavi edilmeye” başlanmıştır.
60 yılda “hormon destek tedavisi” ile sürekli inen ve çıkan bir yol
izlendi. Ancak 70’lerden itibaren sorgulanmaya başlanan bu tedavilerin
rahim ve meme kanserine neden olabileceği saptandı. Hormon replasman
tedavilerinin kanserden başka, infarktüs, tromboz (damar tıkanması),
karaciğer ve safra yolları hastalıklarına neden olabildiği de birçok
araştırmanın sonucudur. Östrojen ve gestagen hormonları yerine
fitoöstrojen denilen bir takım bitkileri kullanmak ve yaşama biçimini ve
beslenme tarzını değiştirmek şüphesiz ki daha sağlıklıdır. Fitohormon
dediğimiz bazı bitkiler şunlardır: Aslanpençesi, şerbetçiotu, adaçayı,
susam, ginseng, soya, nar çekirdeği. Günümüzde hormon tedavileri terk
edilmeye başlanmıştır.
atfedilen durumların hiçbiri ilacı gerektirmez. Önemli olan arınmaktır.
Menopoz sendromu denilen durumda, ilaç gibi zorlama çözümler yerine, bedensel ve zihinsel arınma kürlerine katılmak, menopoz
belirtilerini en hafif şekilde ve ilaçların yan etkilerine maruz
kalmadan atlatmak açısından çok önemlidir. 40-60 yaş arası her kadının
bu tür bir kür merkezinden yararlanması ve menopoz sendromunun doğru
beslenme, egzersiz, gevşeme metotları, destek doğal tedaviler, yani
doğru yaşam tarzıyla atlatılması mümkündür.
- Evde Cilt Bakımı - 10/31/2017
- Çocuğumun Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririm? - 10/23/2017
- Çocuğun Şiddet Eğilimlerini Nasıl Yok Edebiliriz? - 10/10/2017