Anasayfa / Yazarlar / Aysuda Kölemen / Özür Dilemek Yetmez

Özür Dilemek Yetmez

Diyelim ki çocuğunuz bir hata yaptı. Sonra gelip en tatlı haliyle özür diledi, size sarıldı. Siz de elbette affettiniz. Böyle mi olmalı? Yeter mi? Yetmez.

Birisi farkında olmadan bir hata yaparsa, özür dileyip, affedilmesi çok güzel. Ama bilerek ve isteyerek yaptiysa, ya da aynı hatayı onuncu kez yaptıysa, bir noktada özrün anlamı kalmıyor. O zaman özür tam bir kolaycılığa dönüşebiliyor.

“Özrümü diledim işte. Bitti. Daha ne istiyorsun?’

“Dürüst olmak gerekirse, bunu yapmamış olmanı isterdim. Ama bu mümkün değil. Yaptığından samimi bir pişmanlık duymanı, bir daha yapmamaya çalışmanı istiyorum. Yaptığının sonuçlarını düzeltmeye çabalamanı istiyorum. Hatanın etkilediği insanların hislerini öncelik haline getirmeni ve onları daha iyi hissettirmeye çalışmanı istiyorum. Özür seni değil, karşındakini daha iyi hissetirmek için dilendiğinde samimidir. Özrünü bahanelerle ucuzlatma. Sorumluluk al yaptıkların için. Ve karşındakine sor, yaptığımı telafi etmek için ne yapabilirim? Sadece özür dileme, düzeltmeye çabala yani.”

 

Bir çiçek versem affeder misin?

Bunları bir çocuğa uzun uzun anlatmak zor. Ama yaşı ilerledikçe kısa kısa anlatmalı. Umurunda olmadığı için yemekle, boyayla kirlettigi yerleri temizlemek görevi onun olmalı ki umurunda olsun. Yaptıklarının sorumluluğunu almanın özürden çok daha fazla çaba gerektirdiğini, kuru özrün çoğu zaman anlamsız olduğunu ögrenmeli.

Yani özür dilemeyi ögretip, bunun yeterli olmadığını, gerçek özrün kelimelerle değil, davranışlarla dileneceğini anlatmalıyız. Bunu yaparken hep sakin, sevgi dolu olmalı, sitemkar olmamalıyız. Hata yaptığını anlatırken, bunun doğal olduğunu, herkesin hata yaptığını, önemli olanın bir daha yapmamak için çabalamak olduğunu söylemeliyiz. Özrünü kabul ederken, bunun yetmediğini de ifade etmeli ve hatasını nasıl telafi edeceğini sakince anlatmalı, yol göstermeliyiz. Nutuk atmadan, kızmadan, meseleyi büyütmeden, suçlamadan, sevgimizi bir an bile esirgemeden, ama istikrarlı olarak.

Yemeği yerken sinirlenip, bile bile bir kaşığı yere mi döktün? Yaptığın şey için sorumluluk al (yeri kirlettim, hayır yemek düşmedi, ben attım). Pişman olduğunu ifade et (üzgünüm, özür dilerim). Sonra da telafi et (kirlettiğin yeri temizle ve bir daha yapmamaya çalış). Bir arkadaşını üzdün mü? Sorumluluk al, özür dile ve ona ne yaparsan, daha iyi hissedeceğini sor ve (istediği mantıklı bir şey ise) yap. Bunlar sözlü özürden çok daha değerli. Bu dersi de ömür boyu unutma. Herkes hata yapar, iyi insanları ayıran hatalarını telafi etme çabalarıdır.  Ellerinde çiçekler, ağızlarında bahanelerle af dilemeleri değil.

Aysuda Kölemen

Diğer Paylaşım

Kandırıkçılık İnancı – Süheyla Pınar Alper

‘Impostor syndrome‘ kavramı dilimize ‘kimlik hırsızlığı’ sendromu olarak çevrilmiş. Kimlik hırsızlığı gerçekten bir hırsızlık eylemi düşündürüyor, …

Leave a Reply