Anasayfa / BYBO / Bakım / Ebru’nun Çocuk Gelişim Notları — 7. Bölüm

Ebru’nun Çocuk Gelişim Notları — 7. Bölüm

Geçen yazıda kaldığımız yerden, beyin gelişim kurallarımızdan sıradaki 9 tanesi ile daha devam ediyoruz; 

17. Oynayarak öğrenme: 

Oyun oynamak çocuğun iç motivasyonunu canlandıran en doğal etkendir. Oyun oynamak öğrenmeyi eğlenceli hale getirir. Sadece çocuklar için değil, entelektüel oyunlar oynayan yetişkinler için de oyun, öğrenmeyi hızlandırır. 

Bu nedenle çocuklarınıza yeni bir şey öğretirken oyunu kullanmanız sizin için de süreci hızlandıracak ve kolaylaştıracaktır.
Oyun oynarken çocuğunuzun yaşıtları ile iletişime geçmesini ve sosyalleşmesini temel hedef almanız sinir sistemi gelişiminde bahsettiğimiz birçok basamağı onun yaşıtları ile iletişime geçer, oyunlar oynarken kendi kendine yapmasını sağlayacaktır. 

Bebeklik döneminden çıkar çıkmaz, hatta 1,5-2 yaşında çocuğunuzun diğer çocuklarla vakit geçirmesini sağlamaya başlamanızı ve bu vaktin mümkün olduğu kadar sizin müdahale ve yönlendirmelerinizden bağımsız süregelmesini desteklemenizi tavsiye ederim. 

18. 5N1K soruları: 

Ne? Nerede? Nasıl? Neden? Ne Zaman? Kim? 

Çocuğunuzla gün içerisinde günlük yaşam aktivitelerinizi sürdürürken kolaylıkla uygulayabileceğiniz bu kuralımız ile onun beynini sürekli formda tutabilirsiniz.

Bunu uygulayabilmek için ikinizin ilişkinizde, egonuzu bir yana bırakarak her şeyi bilen tüm cevapları yanıtlayan bir makine olmaktansa zaman zaman soruları soran taraf siz olun. Yani biraz ‘Aptalı’ oynayın. Cevabını bildiğiniz soruları onun fikrini merak ediyor ya da cevap hakkında hiçbir fikriniz yokmuşcasına bol bol çocuğunuza yöneltin. Böylece cevabı bilmiyor ve sizi yanıtlayamıyor olsa bile, onun cevap için zihnini çalıştırmasını ve canlı tutmasını sağlar, aynı zamanda cevabı bulmaya çalışan ve size destek olan taraf olmasını sağladığınız için özgüvenini desteklemiş olursunuz. 

Dikkat etmeniz gereken şey sorduğunuz soruların ‘mı, mi’ gibi soru eki ile biten ve çocuğun basit ‘Evet-Hayır’ları ile yanıtlayabileceği sorular yerine onu düşünmeye sevkedecek nitelikte olması. Sorularınız çok basit olabilir; ‘Sence bu kapağı nasıl açacağız? , ‘Bu yeni bibloyu nereye koysak?’ , ‘Bu oyuncakla nasıl oynanıyor?’ ‘Akşam ne yemek yapalım?’ gibi… 

19. Hafıza çalışmaları: 

5N1K sorularının içerisine hafızasını canlı tutacak sorular ekleyebilir bununla birlikte oyunlarınızın içine hafızayı destekleyecek aktiviteler ekleyebilirsiniz. 

Örneğin çocuğunuzla polisiye oyunu oynayarak, bir önceki gün ya da hafta yaptıklarınız üzerinde sohbet ederken onu sorularınızla yönlendirerek ayrıntıları hatırlamasını sağlamaya çalışabilirsiniz. 

Hafıza çalışmaları sırasında genellikle yapılan hata oyunlarda sadece görsel hafızaya yönelik çalışılması. Oysa sadece görsel hafızayı değil birçok farklı sistemde hafızayı pekiştirmek için oyunlar bulmak oldukça kolay. Görsel hafıza oyunları; çizdiğiniz bir resmi tüm ayrıntıları ile yeniden çizmesini ya da anlatmasını istemek, ters çevirdiğiniz kartlardaki resimlerin neler olduğunu hatırlamaya çalışmak, daha küçük çocuklarda, çirkin ol derken yaptığınız yüz taklidini daha sonra söylediğinizde hatırlayıp yapmasını istemek, yorganın altına sakladığınız oyuncağı bulmasını istemek (Nesne devamlılığı 9 aydan büyük bebeklerde oluştuğu için 9 ay sonrasında çalışılabilir) vs olabilir. 

Diğer sistemlerde: Örneğin işitsel hafıza için: Söylediğiniz bir şarkıyı ya da ritmi tekrar ettirebilir, motor hafıza için: vücudunuzla yaptığınız bir hareketi hatırlamasına teşvik edebilir ya da dokunsal hafıza için; gözleri açıkken eline verdiğiniz objeleri gözleri kapalı iken tanımasını isteyebilirsiniz. Koku ve tat duyuları için daha önceden zaten tanıdığı tadı veya kokuyu gözleri kapalı iken tahmin etmesini isteyebilirsiniz.
Hafıza çalışmalarında dikkat edilecek nokta: Uzun ve kısa dönem hafıza beyinde farklı işlemlenir. Bu nedenle oyunlarda anlık kısa süreli hafıza aktiviteleri dışında daha eski anları da hatırlatacak aktiviteler üretmeye çalışmalısınız. 

20. Simgesel Düşünme:

Gelişim basamakları içinde her çocuğun yaklaşık 2 yaşlarında oluşturmasını beklediğimiz simgesel düşünme yeteneğinde; çocuklar hayali –miş gibi- oyunlarını oynamaya başlarlar. Başlangıçta 2 yaştan küçük çocuklarda bile gözlemlediğimiz; saç fırçasını mikrofon gibi kullanma, tabağı şapka gibi kafaya takma ya da mandalları araba gibi sürme şeklinde nesneleri sembolize ederek başladıkları simgesel düşünme süreci zamanla kompleksleşerek, evcilik, doktorculuk gibi oyunlarda rol edinmeye doğru gelişir. 

Zihinde canlandırma ile üç boyutlu düşüncenin oluşmasını sağlayan sembolik zekayı, oyun ve aktivitelerinizde destekleyerek çocuğunuzun; dil gelişimi, neden sonuç ilişkisi, resim gibi sanatsal fonksiyonlar, mantık yürütme, kavram ve ihtimalleri analiz etme gibi alanlarda gelişimine önemli katkılar sağlayabilirsiniz.
Daha büyük yaşlardaki çocuklarınızda bu alıştırmayı kullanabilmeniz için ben şöyle bir örnek oyun kurguladım: 

Oyunumuzda içinde 5-6 kişinin olduğu bir fotoğraf kullanıyoruz. Amacımız fotoğraftaki kişilerin yaşlarını tahmin etmek. Oyuna başlarken öncelikle her bir sayıyı bir obje ile ilişkilendiriyor ve bunu birlikte ezberliyoruz. Daha sonra birinci kişinin yaşını tahmin ederken (Yaşın 21 olduğunu farz edelim) iki farklı obje isminden oluşan tahminimizi oyun arkadaşımızla paylaşıyoruz. Ardından bu sayıyı ezberleyebilmek için objelerin birbiri ile olan pozisyonunu canlandırıyor ve tarif ediyoruz. Diyelim oyunumuzda 1: Kitap 2: Resim çerçevesi olsun. 21 yaşında olduğunu tahmin ettiğimiz kişi için kitabın üzerinde duran bir fotoğraf çerçevesi tanımını kullanabilir, oyunu daha zorlaştırmak için fotoğraftaki insanların birbirleri ile olan ilişkilerini anlatmak için de yaşlarını oluşturan objelerin birbiri ile olan ilişkilerini hayal edebilirsiniz.
Simgesel düşünmeyi geliştiren bu oyunları çeşitlendirerek siz ve çocuğunuz için oldukça faydalı zihin egzersizi alıştırmaları üretebilirsiniz. 

21. Uyku ve dinlenme: 

Her çocuğun yaşına göre uyku ihtiyacı birbirinden farklıdır. Fakat en önemli olan; yaş kaç olursa olsun, beynin dinlenerek şarj olması ve gün içinde edindiği bilgileri kaydedebilmesi için düzenli uykuya ihtiyacı vardır. Çocuğun gün içinde edindiği bilgilerle beyinde kurduğu yeni nöronal bağlantılar uyku sırasında güçlendirilir. 

Aynı zamanda, tıpkı meşhur ninnimizde olduğu gibi; bebeklerimiz ‘Uyur da büyür’. Çünkü bebeklerde beyinden salgılanan ve büyümeyi destekleyen, bağışıklığı güçlendiren, hücreleri yenileyerek antioksidan etkileri olan melatonin hormonu da gece uykusu sırasında salgılanır. 

Bununla birlikte, gün içinde yapılan küçük kestirmelerin de zihnin dinlenmesi ve yenilenmesi açısından olumlu etkileri olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Özellikle çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi için çok önemli olan uyku konusunda sıkıntı yaşayan bir çocuğunuz varsa, bu sorunu bir an önce çözmenizi tavsiye ederim. Küçük yaşlarda edinilen alışkanlıklar kalıcı olur ve bu problem, onun yetişkin hayatını da etkileyebilir. Bu konudaki desteği nereden almanız gerektiğini bildiğinizi düşünüyorum; şimdi dilerseniz bu basamağı okuduktan sonra Eren’in Uyku Eğitimi Notları’na tekrar bir göz atın ☺. 

22. Doğru Beslenme: 

Beyin, vücudumuzda sadece %2’lik bir yer kaplamasına rağmen, tüm vücudumuzdan üretilen enerjinin %20-25’ini tek başına tüketir. Bu nedenle daha iyi çalışabilmek için yakıta ihtiyaç duyar. 

Beyin gelişimine destek olan besinler; glikoz, karbonhidratlar, E vitamini, magnezyum, demir, C vitamini, B vitamini, D vitamini, kalsiyum, omega 3, iyot, folik vs asit şeklinde kalabalık bir liste halinde sıralanabilir. 

Bu kalabalık liste ile tek tek uğraşmak yerine; beyni beslemek için çocuklarımıza doğru beslenme alışkanlıkları edindirmemiz ve özellikle beyin gelişimine destek olan vitamin, mineral ve diğer besin maddelerini diyetlerinden eksik etmememiz en uygun çözüm olacaktır. 

Yaşamının ilk yıllarında ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen ve 2 yaşına kadar anne sütü alan çocukların zeka becerilerinin diğer çocuklara kıyasla daha iyi olduğu artık her yerde söylenen ve bilinen bir gerçek. Bunun yanında, öncelikle çocuğunuzu, koruyucu katkı maddelerinden, konservelerden, yapay tatlandırıcılardan, gıda boyalarından, aşırı şeker ve beyaz un ve margarin gibi yağlardan, paketlenmiş ürünlerden uzak tutmaya çalışın. Her zaman doğal ve mevsiminde beslenmesine özen gösterin. Gün içinde hiçbir öğünü atlamamasına dikkat edin. 

Tüm bunlarla birlikte; çocuğunuzun aşırı yemek yemesini engelleyin çünkü kan akımının mideye değil beyne gitmesini sağlamamız gerekiyor. 

23. Tecrübe-Geçmiş Bilgiler: 

Olgun beyin her zaman daha gelişmiş sinaptik bağlantılara sahiptir. (Yaşlılık dışında)
Çocuğunuzun yaşı ile ilişkilendirebileceğimiz bu basamakta önemli olan onun hafızasına kaydettiği bilgiler ve onları kullanma biçiminiz.
Sizin oyun ve aktivitelerinizde kullanarak çocuğunuzun zihin fonksiyonlarını desteklemek için bu basamakta kullanabileceğiniz yöntemimiz ise; çocuğunuza yeni bir bilgi öğretmeye çalışırken, daha önceden duyduğu, aşina olduğu, tanıdığı bilgileri kullanmaya çalışın. Böylece onun öğrenme sürecini çok hızlandırabilirsiniz. Çünkü yepyeni bir şeyi öğrenirken, zaten daha önceden hafızasına yerleşmiş olan ipuçlarını beynin derinliklerinden çıkarmak ve kullanmak onun için sıfırdan başlamaktan yani yepyeni sinaptik bağlantılar oluşturmaktan daha kolay olacaktır. Bu nedenle ipuçlarını ve kopyaları kullanmaya özen gösterin. 

24. Doğru adaptif cevabı (Doğru Davranış) açığa çıkarma: 

Adaptif cevap: Çocuğunuzun belirli bir amaç doğrultusunda doğru sinirsel işlemlemeleri yaparak uygun davranışı, duygusal tepkiyi ya da motor aktiviteyi açığa çıkarmasıdır. Yani gelişmesini istediğimiz hedeflediğimiz durumdur.
En erken adaptif cevaplar arasında yüz jestlerinin taklidi ve başka bir bedene uzanma vardır. Bu erken sosyal motor hareketler aynı zamanda başkalarıyla iletişimin de ilk formudur.
Oyunlarınız sırasında her zaman amacınız doğru adaptif cevabı açığa çıkarmak olmalı. Hedeflediğiniz sonuca ulaşmak için şimdiye kadar bahsettiğim basamakları özgürce kullanmaktan çekinmeyin ve adaptif cevabın her zaman yeni öğrenilmiş bir bilgi olmadığını, bazen yapbozun doğru parçasını yerine koyabilmek iken; kimi zaman öfke kontrolü, kimi zaman bir koltuğa tırmanmak, kimi zaman gülümsemek gibi çok çeşitli hedefler olabileceğini unutmayın.
Aktiviteleriniz ve çocuğunuzla iletişiminiz sırasında hedeflerinizi çeşitlendirerek hem sosyal, hem psikolojik hem fiziksel birçok alanda adaptif cevaplar açığa çıkarabilir, doğru adaptif cevabı zaman içerisinde pekiştirerek de öğrenilmiş davranış haline getirebilirsiniz. 

25. Vücut farkındalığının desteklenmesi: 

Hayatın ilk zamanlarından itibaren başlayan dokunma, hareket ve yerçekimi duyuları sayesinde çocuk; vücut farkındalığının desteklenmesi ile hem kendi vücudu hakkında bilgi ve kontrol sahibi olur hem de çevresindeki dünya ile doğru iletişime geçebilir, vücudunun çevresi ve başkalarıyla olan ilişkisi hakkında bilgi sağlar.
Kişiliğin oluşmasında, davranışların gelişmesinde, fiziksel gelişimde hep anahtar nokta çocuğun öz farkındalığını kazanmış olmasıdır.
Bunun ne olduğunu ve nasıl destekleneceğini yazı dizimin sıradaki kısmında; duyu bütünleme bölümünde ayrıntılı bir şekilde anlatacağım.
Şimdilik beyin gelişim kurallarını burada bitiriyorum. 

Bir sonraki yazımda çok önemli olan bir başka konuya; Duyu Bütünleme konusuna geçeceğim

Sevgilerimle, 

Ebru Sidar 


Physical Therapist
The University of Southern California-WPS Sensory İntegration Certified
SIPT Certified

Diğer Paylaşım

EFT mi? O da ne? Süheyla Pınar Alper

Duyguların kişilerarası iletişimdeki yeri, ifadesi ve farkındalık oluşturmadaki önemi konusunda uzun yıllardır ders veriyorum, danışmanlık …

Leave a Reply