Anasayfa / BYBO / Yapım / Doğum Hikayeleri / Muhterem’in Doğal Doğum Hikayesi

Muhterem’in Doğal Doğum Hikayesi

Sizlerle önce ilk normal doğumumu paylaştım, sonra ikinci normal doğum hikayemi… Bugün 3. doğum hikayemle karşınızdayım sevgili BYBO’lular!

3 çocuk doğurdum hepsinin anısı birbirinden farklı…

3. çocuğu hep istedim, bir kızım olmalıydı. Erkek evlattan yana bir sıkıntım yok fakat kız işte ne bileyim, cicili bicili…

Bu isteğimi Allah biraz öne aldı… 2. oğlum 5 aylık iken hamile kaldığımı test ile doğruladığım bir sabah her şey değişti. 2 hafta boyunca aldırma düşüncesi ile gezindim ortalarda tam bir Leyla gibi… Sonra dedim kendime: vardır her şeyin bir hikmeti, gelsin başım gözüm üstüne! Böylelikle yavaş yavaş herkese söyledik, iyi ve kötü tepkiler aldım, kimseyi takmadan büyüttüm içimde bebeğimi. 

Doktorum 11 haftalıkken kıza benziyor dedi. Bir daha da 8 aylık olana kadar ağzından kız kelimesini duymadım ☺. 8. ayımda artık herkes karın şeklime bakıp bu erkek diyip durunca doktora tekrar sordum cinsiyeti. Doktor ultrasonla gezinirken “baksana cilveli cilveli bakıyor” dedi. Bu gebeliğimde 37. haftama kadar çalıştım, zor oldu ev – iş – çocuklar… Son haftalarda artık evdeki minik oğlanı kucağıma alamaz, eğilip kalkamaz oldum. 

15 eylül gecesi 39+3 de kasık ağrılarıyla başladı her şey. Tam 8 gece aynı duygularla bu gece doğururum artık diye bekledim, işte o bekleyiş en zoruydu!  15 eylül gecesi ara ara içimden bir balık kayıyor – iniyor karnıma tekmeler savuruyor, sonra tekme duruyor idrarım geliyormuş gibi ama yok gelmiyor ve ardından makatta bir basınç hissi… Sabah uyandım hala aynı hisler. Hastaneye gitsem eminim suni sancı başlatılıp doğum gerçekleştirilmeye çalışılacak ama ben böyle bir doğum istemiyorum. Eşim ve annemin ısrarıyla hastaneye gittim ama torpilli olarak ☺. Direkt ebeye cıktık doktora gözükmeden, ebe açıklığımın olmadığını ama sancılarımın yavaş yavaş geldiğini söyledi ve eve döndüm. İşte bu yaşadıklarımı tam 7 gece yaşadım, her an doğuracakmışım gibi fakat her sabah hüsran… Her gün telefon – mesaj – kapı hep aynı soru: Doğurmadın mı? 
“Doğurmadım, istemiyorum biz böyle iyiyiz” diyip herkese kafa göz dalasım geliyordu ☺. 

Neyse, en son 19 eylül Perşembe günü kontrole gittim 40 +0 da, doktor eğer doğum salı gününe kadar gerçekleşmezse sabah gelip yatış yapmamı ve suni sancı ile doğurmamı teklif ederek beni uğurladı. Ben yine eve eli boş döndüm, bekledik salı gününe kadar her gece aynı terane ama gelmiyor bizim kız. Kararlıyım salı günü sabah doktora gideceğim ve cuma gününe kadar izin isteyeceğim çok net ben suni sancı istemiyorum! Salı sabahı artık nasıl endişeli görünüyorsam doktor:

– Bir şey yok mu Muhterem?
– Yok, tık yok!
– Sen yine de çık ebeler muayene etsin beni arasınlar sonra konuşalım 

3. kata merdivenle çıktık, ebelere durumu anlattım, muayene oldum. Ebe, 2 cm açıklığın var doğum başlamış yatış yapalım diyip telefona sarılıyordu ki ben kabul etmedim. “Hayır gideceğim, gerçek sancılarım geldiğinde burada olacağım şimdi değil” diyip ağlamaya başladım. Çünkü 2 çocuğumu da suni sancıyla doğurdum yatağa bağlı, çok yıpratıcıydı. Hele o NST cihazının sesi hala kulaklarımda… diyip diyip ağladım. “O zaman 1-2 saat git sakinleş gel” dedi ebe. Suni sancı, NST’ye bağlı kalmak, yataktan kalkmamak gibi durumlar istemiyorum dedim ve anlaştık. Hastaneden çıktık ben sus pus. Eşim ışıklardan dönecekken “düz gider misin kuaföre gideceğim” dedim sadece. Eve gitmek beklemek istemiyordum, hem hep sezeryan olanlara özenir , süslenip püslenip doğuma gidiyorlar ne güzel diyip dururdum. Madem şartlar böyle gelişti ben de süslenecektim ☺. 

Kuaförde işim bitince 10 dk. eve yürüdüm, ara ara sancım geldi, durup dinlendim. Eve gelince makinaya camaşır attım, son dakika beşiğin yerini değiştirdik ☺. Bu arada karnım taş gibi sert, basınç hissi hep var. Aldırmıyorum, nasıl olsa başıma gelecekleri biliyorum, ne kadar anlaşma yapsak da o suni sancıyı takacaklar eminim! Hastanede birlikte çalıştığı , yıllarca doğumhane servisinde çalışmış ablayı aradım: abla yanımda olur musun? (en doğru aldığım karar). 

Saat 11 de hastaneye gittik, henüz taburcu olmayan hastalar yüzünden bekleyecektim odaya geçmek için. Ne güzel tesadüf! Koridorda yürüdüm hep, ebe gelip karnıma dokundu “sancın var hissetmiyor musun” dedi.
İyi de ben bu sancıyla 8 gündür yaşıyorum dedim. Saat 12’de odaya geçtik, yatağa uzandım ilk kontrol için NST bağlandı, damar yolu açıldı henüz ilaç verilmedi. Ebe önce muayene etti ve ben 4 cm açılmışım! Suni sancıya gerek yok saat 3.30 gibi doğurursun dedi ama yanıldı. İstediğim gibi NST çıkarıldı, ben artık sancılarımı ayakta çekebilirim. 

12:15 te lavman işlemi uygulandı ve ben o vakitten sonra gerçek sancılara kavuştum! Hiç diğer doğumlarım gibi değildi… ayaktayım, sancı gelince eğiliyorum, nefes alıp veriyorum. Evet acı çekiyorum ama diğer doğumlardaki gibi değil, bununla baş edebiliyorum çünkü kızım kendi gelmek istiyor… Tüm bunları işte mesai arkadaşım olan ablamdan aldığım taktiklerle yapıyorum, o ara farkında değilim ama resmen bana doğum koçluğu yaptı. Diğer doğumlarımda beni yatağa bağlayıp, lavmanı yapıp gidiyordu ebe, her geldiğinde açıklığa bakıyor ve şimdi ıkınma zamanı değil diyordu . Bunda doğum koçum her sancıda ıkın ki bebeğin gelmeye hazırlansın dedikçe ben her sancıda yere çömelip ıkındım. Doğum koçum sabırsız, ebeyi çağırıyor sanırım bir tek o farkında… 12:30 ebe geliyor ve ben 8 cm açıklığa kavuşmuşum, bu doğum 1 gibi olur diyor ebe şaşkınlıkla … Ben ne 1 mi bu kadar hızlı mı, hani 3 gibiydi Allah’ım gerçek mi bu! diyip sevinçten sancıyı bile arada geçiriyorum. Doktor çağrılırken ben 12:45’de doğum salonuna geçiyorum, dr geliyor çok hızlıyız diyip bir göz kırpıyor. Ben şaşkın … 

İki ıkınmada 41 hafta kendi okyanusunda yüzen kızım yine kendi isteğiyle okyanusundan taşıp dünyaya gözlerini açtı! İşte tüm 41 haftalık bekleyiş burada son buldu. 23 Eylül saat 13:05 de 3700 gr 50 cm ile Elif kızım bize merhaba dedi. Kendiliğinden oluşan bir iki sıyrık ile doğumumu gerçekleştirdim. Kızım ile göbek kordonu kesilmeden ten temasını yaptık, göbek kordonu kesilince de istedim koynuma. Tüm kontrolleri ve giyim aşaması yanımda gerçekleşti. Ben de hazırlandım ve kapıda bizi bekleyen babamız, teyzemiz ve doğum koçumla birlikte göz göze gelip başardık gülücükleri attım ☺.

Şimdi kolikli, nazlı mı nazlı bir kızım olsa da Allah’a binlerce kere şükürler olsun ki onu doğurdum hem de en doğalından! 15 eylül gecesinden başlayıp 23 eylül günü doğurana kadar olan kısa kısa notlar halinde doğum hikayem BYBO kapalı grubunda postumda var. Postuma yorum yapan beni destekleyen, her zaman her soruma cevap veren Tomris: iyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım. Her yorumunda 3. bebekler hızlı gelir dedin ve yine her zamanki gibi sen haklı çıktın! Bizi Tomris ile buluşturan Eren ne iyi ettin de bu grubu kurdun, emeğine ve yüreğine sağlık!

Toplam 261 yorumda benimle birlikte ha bugün ha yarın diye doğumu bekleyen grup arkadaşlarım hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim!

Sevgiler,

Muhterem

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

2 Yorum

  1. Cok guzel bir hikaye:-) saglikla büyütün:-)

  2. Siz anlatinca ne kadar da kolay görünüyor insanın gözüne. Gözünüz aydın….

Leave a Reply