Anasayfa / BYBO / Bakım / Ebru’nun Çocuk Gelişim Notları — 5. Bölüm

Ebru’nun Çocuk Gelişim Notları — 5. Bölüm

Merhaba, 

Beyin gelişim kurallarını anlatırken, çocuklarımızın beyin gelişimini desteklemek için oyun ve aktivitelerde uygulamamız gereken kurallardan, iç içe geçmiş olan bazılarını birlikte ele aldım. Böylece anlatılanları gözünüzde canlandırmanızın ve uygulamanızın daha kolay olacağını düşünüyorum. 

Araştırmacıların yaptığı çalışmalar, kısa süreli stresin öğrenmeyi desteklediğini fakat süresi uzamış stres altındaki insan beyninin bırakın yeni bilgiler öğrenmeyi; bildiği bilgileri bile açığa çıkaramadığını göstermektedir. 

8. Stres olmadan öğrenme: 

Birçoğumuzun başına gelmiştir; sınavdan çıktıktan hemen sonra, sınavda hatırlayamadığımız cevaplar bir anda aklımıza doluşur. Çünkü yaşadığımız stres, hafızamızı da zayıflatır.
Bu nedenle çocuklarımızın gelişimini desteklerken anne-babaya düşen en büyük görev, baskıcı, otoriter ve kuralcı tavır içerisine girmemek, bu sayede de, stresten arınmış mutlu bir birey yetiştirmeye çalışmak olmalı. 

Aynı şekilde asıl konumuza dönersek; çocuğunuzun sinir sistemini desteklemek adına onunla yapacağınız aktivitelerdeki tavrınızın da benzer şekilde katı ve kuralcı olması boşuna vakit kaybetmenize sebep olacakken, destekleyici ve uyumlu duruşunuz onun stres seviyesinin düşmesini, böylelikle hızla gelişimini sağlayacaktır. Unutmayın, çocuğunuzla güven dolu bir bağ oluşturup onun duygularına saygı duyarak, kendi pozitif duygularınızı ona aktardığınızda, onunla en etkili iletişimi ve etkileşimi de kolaylıkla sağlarsınız.
Yazının başında bahsettiğimiz kısa süreli stresi sağlayarak, nörolojik süreçleri ve beyin plastisitesini desteklemek için yapmanız gereken ise; 

9. Mücadele ve meydan okuma: 

İnsan sinir sistemini sürekli canlı ve uyanık tutmak öğrenme süreçlerini destekler. Tahrik etme, uyandırma ve canlandırma unsurlarını çocuklarınızın oyunlarının içine katmak onunla oynadığınız oyunların sıradanlaşmasını ve çocuğunuzun aktiviteler üzerindeki heyecanını ve motivasyonunu yitirmesini engelleyecektir. Fakat asıl önemli olan; sinir sistemindeki alarm halinin sağlanması ve beynin sürekli uyanık tutulmasının sağlanması ile öğrenme kalitesinin kat kat artmasını desteklemesidir.
Oyunlar içindeki mücadele ve meydan okuma unsurlarını arttırdığınızda (Elbette doğru oranda zorluk ve stres olmadan öğrenme basamaklarını dikkate alarak); çocuğunuzun özgüvenini de desteklediğinizi, yetişkin hayatında zorluklara karşı daha hazırlıklı ve güçlü bir savaşçı olacağını, kendi ayakları üzerinde durma konusunda çok daha az sorun yaşayacağını da göreceksiniz. 

Mücadele ve meydan okuma unsurunu oyunlarda nasıl kullanabilirsiniz küçük bir örnek vereyim: Oyun oynarken çocuğunuzun beklentisi dışında hareket edin, onu şaşırtın ve oyuna sürprizler ekleyin. Bu sayede oyununuzun dinamik ve değişken olmasını sağlayın. Aynı zamanda çevresel düzenlemeler ekleyebilir, eşyaların yerini değiştirebilir, oyun için gerekli olan malzemeleri her zamanki yerinden farklı yere koyabilir, sandalyelerin, masanın yerini değiştirerek önünde bir anda engeller oluşmasını sağlayabilirsiniz. Oyunlar sırasında her zaman onun yanında değil, karşısındaki rakibi olarak da bulunun.
Mesela onunla saklambaç oynarken oyununuzu bir anda körebe veya yerden yüksekle birleştirin. Tüm bunları yaparken öncesinde oyunu planlamamış ve değişimleri anlık yapmış olmalısınız. Böylece çocuğunuzun kafasındaki planı bozup yeni duruma adapte olmasını sağlarken, dikkatini ve katılımını arttırırsınız. 

Mücadele; çocuğunuzun değişime ayak uydurma ve doğaçlama yapma içgüdülerini destekleyerek onun gelişimine katkıda bulunur. 

10. Yeni ve farklı aktiviteler: 

Yeni bir şey yapmak veya bilindik bir şeyi başka bir yolla yapmak başarılı etkileşimler için hayati önem taşır. Başa çıkılması gereken durumlara adapte olabilmek yeni beceri ve başarılara götürür. Bu nedenle oyunlarınızda farklılıkları ve yenilikleri ihmal etmeyin. 

11. Kişiselleştirme-bireysel farklılıklar: 

Her çocuğun kendi içinde seviyesi farklıdır. Çocuğunuzun yaşına, seviyesine, mizacına, ilgi ve yeteneklerine en uygun (ne çok zor ne de çok kolay) aktiviteleri seçin ki, asıl hedefimiz olan doğru adaptif cevabı (davranışı, tepkiyi, hareketi) çıkarabilsin. Seçtiğiniz herhangi bir oyun veya aktiviteyi bütün kurallarıyla çocuğunuza aynen uygulamak yerine kişiselleştirerek zorluk seviyesini arttırıp azaltın. Kalıpların dışına çıkarak yaratıcı olmaya çalışın.

12. Doğru oranda zorluk: 

Çocuklar en iyi gelişimi kendi yeteneklerine uyan zorlukları aşarak elde ederler. Çocuğunuzun zaten aşina olduğu ya da ona basit gelen oyunların hem sizin hem de onun için zaman kaybı olacağını unutmayın. Fakat oyunlardaki zorluk miktarının çocuğunuzun seviyesinden sadece bir ya da iki üst basamak olması gerektiğini, başarısız olacağı zor mücadelelere sokulmaması gerektiğini unutmayın.
Çocuğunuzun seviyesini geliştirmek için öncelikle onu kendi içinde değerlendirmelisiniz. Ardından seviyesinin bir-iki üst basamağı olan aşamadaki oyun ve aktiviteleri başarmasını hedeflemelisiniz. Böylece aktiviteleri kişiselleştirerek zorluk derecesini çocuğunuza göre ayarlamış olacak, öğrenmenin kalitesini ve başarı oranını arttıracaksınız. 

Gelecek hafta görüşmek dileğiyle…

Sevgilerimle; 

Ebru Sidar 
Physical Therapist 
The University of Southern California-WPS Sensory İntegration Certified- SIPT Certified

Diğer Paylaşım

EFT mi? O da ne? Süheyla Pınar Alper

Duyguların kişilerarası iletişimdeki yeri, ifadesi ve farkındalık oluşturmadaki önemi konusunda uzun yıllardır ders veriyorum, danışmanlık …

2 Yorum

  1. sayfanızı yeni keşfettim aradığım herseyi buldum diyebilirim bu faydalı bilgiler icin tesekkurler 😉 sevgiler..

  2. merhaba, size bir e-posta göndermek istiyorum fakat bir iletişim adresi göremedim bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim. iyi günler. zukkaaa@gmail.com

Leave a Reply