Anasayfa / BYBO / Yapım / Doğum Hikayeleri / Züleyha’nın Hamilelik Günlüğü — 31. Hafta

Züleyha’nın Hamilelik Günlüğü — 31. Hafta

Merhaba, 

Ben ve Luna, 31. haftaya geldik. İyi kötü, düşe kalka, ağlaya güle geçti; geçiyor. Son görüşmemizden beri sağlık durumumla ilgili bir özet geçeyim, başına gelecek olursa -dilerim en iyi gebelikler sizin olur- kulağına değmiş olsun. 

Herkesin bu aya kadar kusmama bağladığı şekilde (buna birazdan muhtemelen ağzımdan köpükler saçarak değineceğim) vücudumda çok şey eksik. B12 yok, demir yok, kan az, D vitamini, omega… Tansiyonum yükseliyor. Hipotiroidi zaten hep başımdaydı, şimdi bir de şeker! O Karatay’a söyleyin, onun ağzını kısım kısım büzeyim! Açık kalan boşluklardan konuşabilirim sansın, ama çemçük ağzıyla iki laf edemesin daha bu konuyla ilgili. Aklına uyup şeker yüklemesi yaptırmamış olsam birçok sıkıntım olabilirdi. Çok şükür ki öyle bir saçmalığa yeltenmedim.
20 gündür diyetteyim gebelik şekeri sebebiyle. Bugün son bir tahlille insüline geçip, geçmeyeceğime karar verilecekti; şükür, gerek kalmadı. Sıkı bir diyetle, her hafta yapılacak şeker kontrolüyle gerekli seviyede tutmaya çalışacağız. 

Şu ana kadar da 11 kilo aldım.

Kız iyi, ona da bin şükür, vıgır vıgır! Artık pıt pıtlar bitti, “Ben buradan, şuraya atlayabilir miyim acaba?” denemeleri başladı. Evet, atlayabiliyor. Arkadaşlarım karnımın adını Luna’park koydu. Ben de merak ediyorum çok; içeride bu kadar eğlenceli, sürekli aksiyonlu ne var acaba? Çıktığında kendisini bu kadar eğlendirebilecek miyim?
O kadarcık haliyle bile ne kadar akıllı! Bana mı öyle geliyor yoksa? He he, benim çocuğum üstün zekalı he! 🙂 Solumdan sağıma döndüğüm an, uyuyor olsa bile en fazla otuz saniye içinde dönmem için kıpırdamalar, iteklemeler başlıyor. Döndüğüm gibi, anında duruyor. Bazen deniyorum belki uyanmaz diye ama yok; ya hiç uyumuyor, ya da aman sağa dönmesin diye tetikte bekliyor. Tek derdimiz bu olsun! 

 “Bunu neden yapar?” diye soracaktım, analık var ya serde; ne kadar akıllıdan girdim. Sen beni o “Benim oğlan zehir gibi, zehir!” anaları gibi olmaktan ömür billah alıkoy Yarabbii! Her seferinde de o soruyorum denk geldikçe. 

– İcadı mı var, buluş mı yaptı, n’oldu da? 
– Bir cevaplar veriyor, bir görsen! Geçende babası “Geç gelicem, yemeğe beklemeyin” dedi. Bizimki hemen “Bana bakşana şen Muyat Efendii, şok geş kayıyosun, şeni döyeyim!” diyor. 
– Siz çocuğun yanında nasıl konuşuyorsunuz da bu kadar çirkin bir tavrı var? Sınırlarını da bilmiyor yani. Gevrek gevrek gülüyorsunuz ya bir de!

Gerisi benim ufaktan çıldırmam ve “Sen de anne olacaksın, göreceğiz!”
Göreceksiniz.

Adresimiz değişince doktorumu da, başka bir doktor arkadaşımın önerisiyle değiştirdim. Hypnobirthing yöntemini biliyor olması ve doğal doğuma öncelik vermesi -zaten olması gereken bir şeyi, lütufmuş gibi anlatıyor olmak ne acı!- benim için muhteşem oldu! Nedense beklemiyordum. Bu yüzden doğumla ilgili taleplerimi daha rahat ve zorlanmadan ifade edebileceğim için mutluyum!

Hiçbir zaman gebe olduğum için kimseden özel bir ihtimam beklemedim. “Onu kaldırma, yoruldun mu, hadi uzan, hızlı yürüme, koşma, sıkı şeyler giyme, susadın mı, acıktın mı, sen buraya otur, koktu mu, yanında dedik ama canın istedi mi?” Bunlar, tamam ince düşünülen, nazik şeyler ama ben sıkılıyorum. Yoruyor bunlar beni. Herkes benle ilgilensin, ben özelim, kutsalım gibi bir hamile kibrim olmadı hiçbir zaman. Olandan da hep nefret ettim. Beni bilen biliyordur artık, anlatırken bile içim şişti.

Bu konuda böyleyim ama özen beklediğim bazı durumlar var ve başıma geldiği için asla kimseye yapmayacağım şeyler. 

Ben aylar boyu, günde defalarca kustuğum için zaten fazlasıyla yorgunum. Hem fiziksel, hem ruhsal… Kemiklerimin içleri bile ağrırdı, hala o halsizliğim devam ediyor. Birçok kez de çok doktora, bir bilene danıştım. “Kusmamın bebeğime bir zararı olacak mı?” Herkesin cevabı çok net ve tek. “Kilo vermediysen hiçbir şey olmaz. Kilo vermek de yalnızca seni etkiler ve dirençsiz düşürür, yoksa bebeğin sen hiçbir şey yemesen bile senden alacağını fazlasıyla alır.” Bunu biliyordum. Ama 7 ay kusup, şeker sebebiyle 8. ayda diyete başlayınca sağlık görevlisi olan yakınlarımdan bile duyuyorum. Belli etmesem de canım ciddi derecede sıkılıyor. “Çok kustuğun için vücutta hiçbir değer kalmadı tabii…” Gece çok döndüğünü söylesem bile “E diyet yapıyorsun ya, karnı aç garibin…”

Be hayvan! -Çok affedersiniz sevgili hayvanlar- “Sen şimdi diyet yapıyorsun ya, e bu bebek kedi eniği gibi küçücük doğacak o zaman?” deme cesaretini, hadsizliğini nereden buluyorsun sen? İnsan olan bir hamilenin, en çok bebeğinin iyiliğini önemseyeceğini düşünemez mi? Bu kadar mı şuursuzsunuz?
Ben ne kadar kendimi rahatlatmak istesem de, yine de içimde toplu iğne ucu kadar da olsa bir sorumluluk duygusu var. Anlık da olsa bazen “Benim yüzümden, benim hatamdan mı acaba?” diyorum. Sen ne diye benim yaramı kaşıyorsun? Gecemi, gündüzümü zehir ediyorsun? 

İçimden de olsa küfür ne güzel şey!

Herkes, her şeyi beğenmek zorunda değil ama bir de şu isim konusu… Beğenmediğini belli etmek neyin nesidir? Tamam; garip gelebilir, hiç duymamış olabilirsin, aklında tutamama ihtimalini de anlarım, tınısını sevmemişsindir ne haltsa! “Başka isim koyarsanız ben onu diyim!”i bana aklı başında biri açıklasın hele. Bu nasıl bir kendini önemsemek acaba? 🙂 Bu neye benziyor biliyor musunuz? Gelinliğinizi beğenmeyen birkaç yakının “Sen düğününde benim olduğum zamanlarda şunu giy. Bu daha güzel!” demesi gibi. Çok beğenmişsin, severek de taşıyacağına inanıyorsun, bir kere olacak, mutlusun; biri gelip kötü demese dahi niyetini belli ediyor. “İsmiyle bin yaşasın, kaderi güzel olsun!” de geç. Sırf o taraf için bir isim daha koymayı düşünmüştüm, aptallıkmış! Koyarsam bile ikinci bir isim, el için değil tabii ki kendisi/kendim için koyacağım.
Velhasılı, çok düşünüp bir ömür taşımasını uygun bulduğum isme burun kıvırma ya da olumsuz eleştirme hakkını kimseye vermiyorum. Ben koydum, sen koyma! 

Şu en güzel günlerimi -her şeye rağmen güzel- huzursuz eden diğer kesim de “Senin gibi sıkıntısı olan biri vardı, karnında ikizleri öldü. Falan oldu, az kalsın bebeğimi kaybediyordum. Aman dikkat, bebeğini sadece sen düşünürsün! Falan falan olmasaydı ikimiz de zarar görecektik. Çok çok acil, hemen doktorunu ara!”cılar. O doktoru bulana kadar kaç kere doğuruyorum ben biliyor musunuz? Bir kıçı kırık enfeksiyonda bile dikenlere oturttular beni. Yapmayın gözünüzü seveyim. İlk bebek diyorum, cahiliyim diyorum, hormonlardan ara ara delirecek oluyorum diyorum. Etmeyin! Yol yordamı, efendi gibi söylemenin usulü yok mu bunları?
Sonra ben hep huysuzum, hep ukala ve kırıcıyım, hep bir halt sanıyorum kendimi, bir bebek de ben doğuracağım!… 

Son olarak “Eşek değilim, artık gidip bir şeyler alayım.” dedim ve aldım. Artık, beklenmedik bir doğumda kızı koyun postuna sarmamıza gerek kalmayacak. Yine de yanıma alayım ama. 🙂 

Bol bol kucakladım hepinizi, sevgiler. 

Züleyha

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

16 Yorum

  1. Pofff… 6. Haftada şeker tanısı konup diyet yapan biri olarak, ama ondan yemiyosun, bundan da yemiyosun, valla kilo almıcak bu çocuk, bak beslenemicek laflarından usanmıştım. Her şeye rağmen diyetimi sonuna kadar yaptım 8 buçuk kilo ile hamileliğimi bitirdim ve 2600 gr bir kısçem oldu. Gayet de sağlıklı! İnsanlar canının her istediğini yiyememenin, 4 ay boyunca kusma ile beraber diyet yapmanın zorluğunu, günde 6 kez parmak delip şeker ölçmenin nasıl bir şey olduğunu anlayamıyorlar malesef…
    Diyetisyenimin "her insan bir diyabetli gibi beslenmeli" sözünü hatırlayarak diyorum ki diyabette yasak olan şeyler zaten bebeciğe de hamile kişiye de öyle ahım şahım yararlı yada aman aman gerekli şeyler değil.

    İnşallah bebeciğini sağlıkla kucağına alırsın ve fosur fosur emer 🙂
    Yüzümü güldürdün valla 🙂

  2. bugün şans eseri gördüm okudum sizi, az kalmış ha gayret. Kulakları tıkayıp devam: ) Allah Luna'nızı sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin:)

  3. Öncelikle Luna harika, harika, harika bir isim 🙂 Sonralıkla, bilmiş-ukala anne olmak her zaman güzel. Böyle çemkirenlere hep çat çat cevap vereceksin, içinde kalmasın. Bir defadan sonra bir şey diyemiyorlar zaten. Bir de, doğumun çok güzel olur inşallah, Luna su gibi gelir dünyaya…

  4. Benzer sıkıntıları ben de çektim. Gebelik şekeri yüzünden diyet yapmak zorunda kaldım, insanlar neden diyet yapmadığımı anlamadıkları gibi çok da eleştirdiler, çocuğumu düşünmüyor, kilo almamak için diyet yapıyormuşum. 36. haftada doğum yapmamı bile buna bağlayanlar oldu. İsim konusu hele, hala başımıza bela, hala mızırdanıyorlar, çocuk iki yaşına geldi be! "Neden Okyanus koydunuz? Deniz olsa olmaz mıydı? Yok yok en iyisi Yunus diyeyim ben ona. ! Niye dedesinin dını vermediniz? Okyanus diye isim mi olurmuş! Eeee, bundan sonraki kız olursa ona ne acayip isim vereceksiniz ya?"… Uzayıp gidiyor bu liste. O kadar alıştık ki artık, cevap vermiyoruz bile…

  5. Cok zahmet cektin fakat insallah cok guzel gunler seni bekliyor artik. Simdi biraz arkana yaslanip bu gunlerin tadini cikarmanin zamani gelmedi mi? Tadini cikarabilecegim gun mu kaldi allasen! diyeceksin 😀 Ama senin cok farkli bir kadin oldugunu dusunuyorum dolayisi ile mutlu olunacak yuzlerce sebep bulabilirsin istersen benim canim! Takmasan artik virvirvir konusanlari, sinirlenme bile, gorusme modunu dusurenlerle, kendine don, muzikler dinle yildizlara felan bak, git minik coraplar, yasa be Zuleyha sinir bozan herkese kicinla gul diyorum.
    Sevgiler!
    son olarak A La Luna! <3 <3 <3 <3

    Arsu Flaifel.

  6. Ben 11. haftadayım, bulantılarım nedeniyle bir şey yiyemediğim için o kadar eleştiri aldım ki, her söyleyene bebeğin gelişiminin iyi olduğunu anlatmaktan fenalık geldi. İsim konusu da aynı. Henüz erken olduğu için elbette son kararımızı vermedik ama olasılıkları bile paylaşmıyorum artık soranlara…Eski hamileler, yeni annelerden uzak durmak lazım hamileyken..Bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almanızı diliyorum. Sevgiler.

  7. Zuleyha'nin mizahi gunlugune bayildim 🙂 hormonları, patavatsizlari öte'leyecek tek seyi bulmussun nihayet.Tek sey diyorum cunku tekme tokat vb diger secenekler icin dogru zaman degil:) ha bir de kufur etmek, bak bence de o da cok iyi.
    Luna var ya annen bazen super eglenceli bir kadın oluyor! Hep bu telden çalsa ya keske 🙂 Oldugun yerde zamani gelinceye dek gule oynaya buyu aykız. sevgiler selale 🙂

  8. Merhaba bugün çok endişeli birşekilde arama yaparken yazınıza denk geldim yazdığınız birçok şey banada uyuyor bende çok uzun süredir hipotroid hastasıyım hamileliğin başlarında bozulmasına rağmen ilacın dozunu arttırıp kontrol altına aldık aynı zamanda d vitamini eksikliği falan benimde listem uzayıp gidiyor hamileliğinin 20. Haftasındayım reaktif hipoglesimi teşisim var hamilelikten önceden vardı ama ben dikkatli beslenerek kontrol altında tutmaya çalıştım yada zannettim şimdi endokrin uzmanıyla 2 haftadır 4 kere şeker ölçüp ilaç kullanmama gerek var mı diye bakıyoruz bikaçkere 160 170 çıktı onun dışında 110 120 130 civarları çok anlattım özür dilerim 🙁 benim endişem dün boğazımı tutamayıp hamurişi yedim ve şekerim ilk defa 200 ün üstünde bu bebeğime bir zarar vermişmidir endişesiyle çok üzgünüm bir bilginiz varsa benle paylaşırmısınız

    • Benim bildiğim bebeğe zararı tek seferle olmamıştır, inşallah, ama uzun vadede dikkat edilmezse bebek ya kilolu ya da az kilolu olabiliyor. Sağlığını olumsuz tehdit etmesi dışında bu söylediğim tabii. Kiloya gelene kadar birçok başka sıkıntı oluşturabilir.
      Şeker korkulacak bir şey ne yazık ki, o yüzden önlem alınmalı. Benim diyetim baya sıkıydı ama ara ara kaçaklarım oluyordu tabii. Olmasaydı keşke. 🙁
      Genel olarak kontrol altında tutun. Bir iki sefer ne yazık ki dikkat etsek de yükselebiliyor.
      Sağlıklı bir bebeğiniz olacak, endişe etmeyin. Ama tedbiri hiç bırakmamalı.

Leave a Reply