‘Impostor syndrome‘ kavramı dilimize ‘kimlik hırsızlığı’ sendromu olarak çevrilmiş. Kimlik hırsızlığı gerçekten bir hırsızlık eylemi düşündürüyor, oysa bu sendrom kendimize dair yanlış bir algıyı betimliyor. Ben bu sendromun adını ‘kandırıkçılık inancı’ koymak istiyorum çünkü burada bir kimlik hırsızlığı değil bir kimlik yanılsaması ve yanlış bir benlik algısına dair bir durumdan söz …
Devamı »İç Çocuğunuzu İyileştirin/Siz Onun Ebeveyni Olun – Çeviri: Süheyla Pınar Alper
Pek çoğumuzun ta içinde bir çocuk var; yaralı, yalnız, mutsuz ve bizim ona sahip çıkmamız için gözümüzün içine bakıyor. Kimimiz onu duymamak ve görmemek için onunla dalga geçiyor, onu büsbütün yerden yere vuruyoruz, kimimiz bedelini kendimiz ödüyor olmamıza rağmen onun farkına bile varmıyoruz ya da başarılı senaryolarla hayatı sürdürüyor ve …
Devamı »Kafka ve Babası – Süheyla Pınar Alper
Franz Kafka, 1800lerin sonunda Prag’da doğmuş, işçilikten zengin tüccarlığa yükselmiş bir baba ile aydın, zengin bir alman musevi aileden gelen annenin en büyük çocuğudur. Bir yanda baskıcı, narsist kişilikli, onu çocukluğundan başlayarak acımasızca eleştiren, azımsayan ve asla onaylamayan babası, diğer yanda azınlık olmanın ezikliği arasında sıkıştığı yerden yükselen, ve ancak …
Devamı »Anne Ya Da Baba Yoksunu Olmak – Bağ Açlığı
Anne yoksunu ya da baba yoksunu kişiler kendi kendileriyle bir kusursuzluk yarışındadırlar. Üstelik başarı konusunda gerçekçi değildirler. Onların çıtaları adeta hep hareket halindedir ve her zaman, her koşulda vardıkları yerin yukarısında yerini alır; ulaşılması imkansızdır. Çaresiz bir şekilde pek çok konuda hep daha iyi olmak zorunda hissederler, bir türlü kendi …
Devamı »Sınır Koymak – Süheyla Pınar-Alper
Çevrenizdekilerin sizden çok fazla talebi olduğundan mı şikayetçisiniz? Aslında pek de istemeden, kırmamak ya da kızdırmamak için ‘evet’ ya da ‘olur’ demekten bıktınız mı? Siz hep ‘veren’, onlar ise hep ‘alan’ taraf mı oluyor? Konuya girmeden önce emin olalım; gerçekten öyle mi? Yoksa size mi öyle geliyor? Bu soruyu sormamın …
Devamı »Gerçekten Rasyonel Varlıklar Mıyız? Süheyla Pınar Alper
Hemen yargılayan? Biz. Hemen sonuçlara koşan? Yine biz. Sorgulamama, soru sormama alışkanlığımızla genel yargılara varan da, biz. Biz mi rasyonel varlıklarmışız? Gerçekten mi? Öyle deniyor da, çevremizi ve hayatı yorumlarken, gözlem yaparken ne kadar çok kestirme yol kullanarak kendimizi aldattığımızı bilsek, biraz daha emek vererek gözlem yapmayı, biraz daha çok …
Devamı »EBEVEYNLER İÇİN KİŞİSEL GELİŞİM: EN BÜYÜK DÜŞMANIMIZ KİM?
Çeviri: Süheyla Pınar Alper Kişisel Gelişim ve kendini iyileştirmek gibi konular bana anlamlı gelen konular. Başkalarının olmamı istedikleri gibi olabilmek için yıllarca uğraştım ve sonucunda az çok eksik hissettim kendimi. Ebeveyn olunca bu duygular geri geldi ve sürekli olarak neler yaptığımın, nasıl davrandığımın bir dökümünü çıkartmaya beni zorladı. En …
Devamı »Şiddet Döngüsü – Süheyla Pınar Alper
Şiddet, ne yazık ki dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de öncelikle çocukları ve kadınları, sonra da yaşlıları vuran bir toplumsal yara. Üzerinde sayısız bilimsel araştırma yapılmış olan bir olgunun, eldeki bu kadar çok bilgiye rağmen çözümsüz kalması pek çok benzer durumda bilimsel verilerin uğradığı bir şiddet desem, bence …
Devamı »Solak Çocuklar
Evde bir solak okula başlayınca daha önce de düşündüğüm bu konu hakkında nihayet eyleme gectim. Sağakların dünyasında solak olmanın zorluklarını, solak çocuğun makasının bile farklı olması gerektiği yaşayarak öğrenirken, solak çocuğumuz yazı yazmaya başladı. Tersten, ayna yansıması harflerle ismini yazarken Leonardo da Vinci’yi hatırlayıp, umutlanıp sevinirken, okulda yaşayacağı maceraları düşünüp …
Devamı »Şiddetsiz İletişim Kavramlarına Kısa Bir Giriş Marshall B. Rosenberg, Ph.D., Şiddetsiz İletişim, Bir Yaşam Dili – Çeviri: Süheyla Pınar-Alper
Çevirenin notu: Şiddetsiz İletişim kitabının yazarı Marshall Rosenberg’in kendi kaleminden, günümüzde giderek yaygınlaşan Şiddetsiz İletişim kavramını tanıttığı yazısını Türkçe’ye çevirdim. Ben tek bir ekolle sınırlanmayı doğru bulmuyorum. Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim (1975), Thomas Gordon’un Etkili İletişim (1962), Daniel Goleman’ın Sosyal ve Duygusal Öğrenme ve Duygusal Zeka (1995) kavramlarının birbirini tamamladığı …
Devamı »