Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 17 ve 18. Haftalar

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü- 17 ve 18. Haftalar

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 5. Haftası burada

Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 6 ve 7. Haftası burada
Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 8 ve 9. Haftası burada
Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 10, 11 ve 12. Haftaları burada
Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 13 ve 14. Haftaları burada
Arzu’nun Hamilelik Günlüğü’nün 15 ve 16. Haftaları burada

Artık hamileliğim güzel bir rutine oturdu. Haftada 2 gün Ayça’yla yoga dersine gidiyorum, üstüne 2 defa kendim evde yapıyorum. Her gün en az 1 saat tempolu yürüyorum. Ve hep hareketli olmaya çalışıyorum. İlk 3 aydaki uykularım ve yorgunluğum hiç kalmadı. İyi beslenmeye çalışıyorum. Bu en zoru, balıkla hala aram yok. Doktorumla aramda şöyle bir diyalog geçmişti:

Ben: “ iyi beslenmeye çalışıyorum”
Doktorum: “çalışmayın, beslenin”

İyi dinleniyorum. Akşam 22 civarı uyumuş oluyorum, sabah 7 gibi kalkıyorum. Yani genelde….dün 04:40da ayaktaydım ve bütün gün cin gibiydim… Uyumak eskisi gibi değil. Bayağı hafif, çok uyanıyorum, 5 tane yastığım var. 2-3 sefer tuvalete gidiyorum. Sol yanıma dönük uyumaya çalışıyorum. Sonra kendimi sırt üstü buluyorum. Bu aylardan sonra sırt üstü uyumak önerilmiyor. Rahim, omurganın sağından geçen büyük bir damara ağırlık yapıyormuş ve bebeğe giden kan miktarı azalıyormuş. Beslenmeye kafamı takmış durumdayım, örneğin dün neler yedim: 

Sabah: yumurta, pekmezli sıcak süt, beyaz peynir, 1 dilim esmer ekmek Ara: 1 elma, kabak tatlısı
Öğlen: yayla çorbası, pırasa
Ara: 2 mandalin, ceviz, badem
Aksam: köfte, ayva kompostosu
Biraz proteini artırmam lazım. Sürekli bunu düşünüyorum.

Entegre test sonucu: Doktorumuz sağolsun, bu sefer mantıklı bir saatte aradı ve bizi korkutmadı. Bu testin sonucu da negatif! Herşey yolunda ve amniyosenteze gerek yok. İçim hep pırpır olsa da, artık bu konuda daha yapacak bir şey yok… amniyosentez olmayacağı için sevinçliyim. Bunun dışında TSH seviyem de çok iyi, 2,4 civarında. Yani, ilacımın dozajı iyi, arttırmaya gerek yok.

Günlük multivitamin Elevevit’i almaya devam ediyorum.

Doğuma Hazırlık: Umudum ayakta, ilaçsız, dikişsiz, müdahalesiz, normal doğum yapabilmek. Umut etmekle olmuyor, bu konuda bayağı çalışmak ve kendini hazırlamak gerekiyor. Hamile bir kadını korkutan, doğumdan soğutan ve uzaklaştıran o kadar çok şey var ki… Sanki, bu bebek rahmime kendisi yerleşmedi ve ne zaman/nasıl çıkacağını da bilmiyor. Herkes, bedenin zekasını/birikimini/becerisini tamamen gözardı ediyor.

Nasıl doğuracaksın sorusuna, annem gibi evde, ayakta, ilaçsız, ebeyle, sabırla doğuracağım diyorum. Şöyle yanıtlar alıyorum:

“Aman artık eskisi gibi değil öyle doğurmak, ne güzel bir güzel uyuşturuyorlar, hiç bir şey anlamıyorsun.”


“Ama sen 39 yaşındasın yani hiç ısrar etme, sezaryen için şimdiden gün al bence”


“O kadar ağrı çekilir mi? valla arkadaşım 3 saat ağrı çekmiş… evet yaaaa tam 3 saaaaaat! dayanamamiş artık da epiduralla doğurdu. prenses gibi…”


“Ay ne o öyle köylüler gibi bağıra çağıra! Alırsın randevunu doktordan, sezeryanla verir bebeğini! Hiç uğraşılır mı? hem doğumda bebekler çirkin çıkıyor, pis pis…”


“Saçmalama, burası Istanbul…nasıl yetişeceksin hastaneye? Arabada doğurursun valla…”


“Ay filmlerdeki gibi bağıra çağıra, olmaz öyle şey, hangi devirde yaşıyoruz?”


“ Yani, kadınlar bütün evrim boyunca doğurdu, şimdi de doğururlar yani, ne var ki bunda bu kadar büyütecek? normal doğum işte, gidersin hastaneye, verirler ilacını, iğneni, sancını, yatarsın sırt üstü, bastırırlar karnına, valla bağıra çağıra çıkartırlar.”

Bütün bu olumsuz görüşlerden ve medyadan etkilenmemek için çok çalışmak gerekiyor. Öncelikle, böyle yorumlar aldığımda hiç yanıt yetiştirmeye çalışmıyorum. Olabilir, herkes inanmak istediği şeye inanır ve ona göre davranır.

Ben, kendi bedenime ve onun zekasına güveniyorum. Beni hiç yolda bırakmadı. Hamile kalmaya çalışırken ve şimdi hamileyken hep kendimi bedenime teslim ettim. Çünkü onda bende olmayan bir birikim var. Hücrelerimde milyonlarca yıllık evrimin hatıraları var. Zihnim bedenime teslim olmayı becerdiğinde, zaten o ne yapacağını biliyor. İçimdeki ilkel zihnime ulaştığımda ve orda kalmayı becerdiğimde, o zaten ne yapacağını biliyor. Doğum yapacağım günü sabırla, cesaretle, istekle ve bazı şeyler yaparak bekliyorum. Peki, neler yapıyorum:

1) Yoga: Tabii ki ve her zaman en güvendiğim Ayca Yılmaz Gulseven ile birlikte haftada 2 gün çalışıyorum. Ayca, derslerinde şu anda olanı ve olacak olanı çalıştırtıyor. Yani, şu anda yaptığımız çalışma ile geleceğe hazırlanmak. Kalça açma, çökme, sabırla bir noktada kalmak, açılma, nefes çalışmaları ve pelvik taban egzersizleri.

Meditasyon ve nefes çalışmaları ile bebeğimle aramda çok güçlü bir bağ oluştu. İçimde, rahmimde olduğunu, yaşadığını, nefes aldığını biliyorum. Benimle bir olduğunu biliyorum. Onu koruyan, büyüten benim hücrelerime kazınmış evrimin birikimi. Rahmimin karanlığında huzurla, mutlulukla büyüdüğünü biliyorum. Zamanı geldiğinde de dünyaya geleceğini biliyorum zihnimde. Kendimi buna hazırlıyorum.

Derse gitmediğim 2-3 günde evde kendim DO-UM’un yoga ve nefes CD’lerinden çalışıyorum. Çok faydasını gördüm, herkese şiddetle tavsiye ediyorum.

2) Okuduğum kitaplar: Bu konuda dünyada yazılmış tüm kitapları okudum sanırım!

Hypno Birthing, Marie F. Mongan
Active Birth, Janet Balaskas
The Thinking Woman’s Guide To A Better Birth, Henci Goer
Birth Book, Sears
Birth and Breastfeeding, Michel Odent
Ina May’s Guide To Childbirth- Ina May Gaskin
Birthing From Within – England Horowitz

3) Doula veya ebe arıyorum: Doğum başladığında benimle olacak bir doğum destekçisi arıyorum. Doğumun ilk safhasını doğum destekçimle evde geçirmeyi, ikinci safhasında hastanede olmayı istiyorum. Yani, tabii insanoğlu neler istemez?? Çok da kolay bir şey değil.

19 ve 20. haftalarda görüşmek üzere,

Arzu

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

3 Yorum

  1. sevgili arzu…

    oncelikle bedenine ve yuregının sesıne guvendıgın ıcın sen gonulden tebrık edıyor ve destklıyorum. Annem dahıl dogum sancıları ıcındeyken bıle 'ınat etme artık al su epıduralı alsınlar bebegı sende kurtul bızde 'demesıne ragmen o muhtesem dogumu yasadıgım ıcın her sanıyesını hatırladıgım ıcın cok mutluyum.. kımseye kulak asma…ıyı olacagına ınanıyorsan oyle olacaktır…
    Allah bir avazda kurtsın 🙂

    bak bu da benım dogum hıkayem 🙂
    http://mugeninlistesi.blogspot.com/2012/03/bir-normal-dogum-hikayesi.html

  2. Selam Muge, okudum hikayeni….Herman bey'i tanıyorum, çok tatlı ve sakindir. Hamilelik öncesi jinekolojik muayenelerimi ona olurdum. Benim tek bir şikayetim vardı: araştırma hastanesinde de muayenehanesinde de hep çok meşgul ve kalabalıktı…Ben 39 yaşımda olduğum için, bir de düşük hikayem olunca onun hocası Prof. Kılıç Aydınlı'ya gitmeye başladım….biraz daha kişisel ilgi bekledim galiba.
    Çok çok sevindim herşeyin istediğin gibi gelişmiş olmasına, güzel bebeğinle mutluluklar diliyorum.

  3. Merhaba Arzu :))
    Günlüğünü takipyetim,doula arayışın devam ediyorsa, bende doulalık yapıyorum. Bir blogum var, ilgini çekerse. http://www.istanbuldoula.blogspot.com
    http://www.dogummelegi.com
    sevgiler
    Özge

Leave a Reply