Anasayfa / BYBO / Yapım / Hamilelik / Hamilelik günlükleri / Dilek’in Hamilelik Günlüğü 34-37. Haftalar

Dilek’in Hamilelik Günlüğü 34-37. Haftalar

DİKKAT: BU BİR ŞİKAYET YAZISI DEĞİLDİR!

Yakın zamanda ilk bebeğini doğuran bir arkadaşım “hamilelik sabır isi” demişti. O hamileyken ben hamilelik hayalleri kuruyordum ve bana sabır işiymiş gibi görünen kısmı sadece bekleme süresiydi. Nereden bilebilirdim ki… 

En son 34. Haftada sancıların yalancı mı sahici mi olduğunun ortaya çıkmasını beklediğimizden bahsetmiştim. Anlaşılan o ki sancılar yalancıymış ve zaman ilerledikçe çoğalacağına azaldı. Ben “Ne güzel erkenden doğururum zaten premature sınırını da geçti oh mis“ diye hayaller kurduğumla kaldım. Koca göbekli, koca burunlu, şiş ayaklı bir yaratığa döndüm.
Doktor 36. Haftayı bekle demişti demesine ama ben 35’te bazı denemeler yaptım. Dinlenmeye yavaş yavaş ara verdim ama kontrollerde durum kötüleşmedi bunun cesaretiyle doktorun bekle dediği zamanı beklemeden ayaklandım, dışarı çıktım, yemek yaptım, arkadaşlarımla buluştum, alış veriş yaptım vs. hatta temizlik bile yaptım. Temizlik yapamadığım günlerde banyo ovmayı çok özlemiş olacağım ki, banyo temizlerken biraz hırpalamışım kendimi, ertesi gün hasta olmuş bir halde uyandım. 

İşte yazının şikayet olarak algılanabilecek kısmı buradan itibaren başlıyor. Hem hasta hem hamile olmak çok ama çok zordu. Zaten rahat uyuyamadığım, belimin ayrı, çatımın ayrı, ağrıdığı bir dönemde, bir de boğaz ağrısından uyuyamamak berbattan da öte bir deneyimdi. Hassaslaşan mide yüzünden doğal çözümlerden yeterince faydalanamamak, gargara yaparken kusmak, bal- limon-zencefil içince midenin yanmasının tavan yapması olayı dramatikleştiren sahnelerdi. Tekrar ediyorum bu bir şikayet yazısı değil, bu bir uyarı yazısı. Hamileyken sabırlı olmak gerektiğine, bu sabrın birden fazla yüzü ve şekli olduğuna, insan bedeninin ne kadar zorlanabileceğine ilişkin bir uyarı.
Bunca zor geçen hastalık sürecinin en güzel kısmı, “Ben iyiyim, beni merak etme” mesajı verirmişçesine hareketli olan oğlumdu. Ben hastaydım ama o değildi anlaşılan.
Dinlenme bitti kendimi dışarlarılara atacağım diye hayal kurarken bu kez de hasta olduğum için halsizlikten dışarı çıkamıyordum. Neyse ki hava da öyle insanın içini kıpır kıpır eden havalardan değildi. 

Bu arada kontrollerimin sıklığı haftada birden iki haftada bire çıktı. Gittiğim doktorların hepsinin çok önemsediği kardijoloji muayenesinden de bir kez daha geçtim. Çocukken bu kardiyoloji muayenelerinden nefret ederdim. Herkes sağlıklı ama ben hastayım gibi hissettirirdi. Büyüdükçe ve sıklığı azaldıkça bu durumu görmezden gelmem kolaylaştı. 20’li yaşların başındaki son kontrolümden sonra, -biraz da artık karar veren kişi ben olduğum için- tekrar hiç kontrolden geçmemiştim. Ta ki hamile kalıp, gebelik takibimi yapan doktor beni zorlayana kadar. Bu da ikinci kez dış baskılar yüzünden kontrole gidişimdi. Doktora durumu anlattım o da muayene edip, eski raporlara baktıktan sonra “Hiçbir sorun yok diyemem iyi görünüyor ama sonuçta bir ameliyat geçirdin biliyorsun” dedi. “Yapma bunu” dedim içimden. “Çocukluktan kalma hislerim depreşti işte. Bana hasta muamelesi yapma, öyle hissettirme” dedimse de nafile. Zaten çoğu belirli bir yaşın üzerindeki insanlarla beraber kalp muayenesi için sıra beklemek çocukluğumdan kalma hislerimle hala yeterince kötü geliyordu.
Kardiyolog doğuma engel bir durum görmemekle beraber, son kararı doğumu yaptıracak olan doktorun vermesi gerektiğini söyledi. 

Bu arada yukarıda bahsettiğim boğaz ağrısından yadigar kalan nurtopu gibi öksürüğüm var. “Hamileliğim boyunca hiç hasta olmadım, negzel, sağlıklıyım, yuppi” derken son ayımda muhteşem bir final yapacakmışım da haberim yokmuş.
38. haftadayım, kocamanım, şişkinim, hastayım, öksürürken içimde bombalar patlıyor, (Ömercik mode on) ve hayatımın geri kalanını hamile olarak geçireceğime tamamen inanmış durumdayım.
Geri sayımın bu en yavaş geçen günlerinden hepinize kucak dolusu sevgi göndermek isterdim ama şu an daha çok düşünceli biraz da stresli bir haldeyim. Bebeğimin kokusunu duyup da bunların hepsini unutacağım güne kadar, hoşça kalın demekle yetineceğim. 

Dua ve iyi dileklerinizi bekliyor olacağım… 

Öksürüksüz günler dilerim… 

Dilek

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

2 Yorum

  1. 38. Haftadan sonra heran dogumu bekleyip, 41 sonunda doğurdum. Bende de hic cikmayacak hissi vardi. Cikinca da, ordan kurtulduğunu ve senin de doğurduğunu baya hissettiriyor 😉 ondan sonrasi icind e Allah yardımcın olsun 🙂 kolay ve sağlıklı doğumlar şimdiden. ..

  2. Ben de senin gbi son 2 ayımı öksürükle geçirdim öksürdükçe bebeğime birşey olmasından çok korktum. Bir de ben de mide yanması had safhadaydı. Hamileliğin son zamanları gerçekten çok zormuş elin ayağın şişiyo hareket kabiliyetin sınırlanıyo bayağı. Çok az zamanın kalmış allah yardm etsin kolay doğumlar diliyoruum. Ben de 40+ 1 de hiç bi sancı, ağrı, kasılma, su gelmesi vs. Olmadığı için suyumn azalmasndan dolayı sezeryana alındım. Oğlum şuan 3.5 aylık

Leave a Reply