Anasayfa / BYBO / Yapım / Doğum Hikayeleri / Eda’nın Doğal Doğum Hikayesi

Eda’nın Doğal Doğum Hikayesi

Eda ve Kağan’ın Hikayesi, 16.09.2013, Ankara 

Benim de pozitif bir doğum hikayem var!

Eşimle birlikte 5 yıldır mutlu bir evliliğin ardından, çocuk isteyip istememe kararsızlıklarını yaşarken genel kontrolümde yumurtalıklarımda bir sorun olduğunu öğrendim. Tahliller, kontroller derken acil bir ameliyat olmam gerektiğini öğrendim. Tabi bu durumu öğrendiğimizde 2 hafta sonrasında uzun zamandır hayalini kurduğumuz bir Tayland tatili programımız vardı. Tatil mi ameliyat mı derken, tatili seçtik ve güzel bir tatilin ardından döner dönmez ameliyata girdim.
Ameliyat düşündüğümüzden biraz daha sıkıntılı sonuçlandı ve yumurtalığımın bir tanesi alındı, iki yumurtalık yapışık olduğundan diğer yumurtalığımın da kanalları tıkalıydı. Bu yüzden de normal yollarla bebek sahibi olmamın zor olacağını, tüp bebek yöntemini denememiz gerektiğini söyledi doktorumuz. 

Bu süreç zor oldu benim için. Çocuk istemeyen ben, elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi üzüldüm bu duruma. Her şerde vardır bir hayır dedikleri bu olsa gerek diye düşündüm.
Tüp bebek için 2 ay beklememiz gerekiyordu ameliyattan sonra, bekledik. 2. ay adet günümü beklerken 2 gün geçti, 5 gün geçti, derken 1 haftanın sonunda bir test yaptım negatif çıktı. Yine bekledik. 3 gün sonra tekrar bir test ve “POZİTİF” !!! Küba tatili için ayırdığımız parayı tüp bebek masraflarına vermeyi düşünüyorduk, bu yüzden eşime söylediğim ilk söz “Aşkım, Küba’ya gidebiliriz” oldu. Ben öyle söyleyince o da hemen anladı zaten hamile olduğumu. Bebek sahibi olmayı düşünmeyen ben, nasıl oldu da bu kadar sevindiğimi anlayamadım.

Güzel bir hamilelik dönemi geçirdim, kötü gıdalardan ve haberlerden, siyasetten (en azından gezi parkı olaylarına kadar) uzak durmaya çalıştım.
Öyleydi böyleydi derken bir baktım doğum yaklaşıyor. Sezaryene mecbur kalmadıkça karşıydım zaten. Tıbbi bir gereksinim olmadığı sürece kesinlikle istemiyordum. Sonuçta bu doğal bir süreç ve yüzyıllardır bu şekilde devam etmiş doğum. 

İnsanın doktoruna güvenmesi de çok önemli. Ben Gazi Hastanesinde, ameliyatıma giren doktoruma gitmeye devam ettim hamileliğim boyunca. Birkaç kontrolümü özel bir doktorda yaptırdım ama sonra özel hastanelere güvenemediğim için yeniden eski doktoruma döndüm. Ona o kadar çok güveniyordum ki, normal doğum istediğim için beni destekledi ve doğum ne zaman başlarsa başlasın onu arayabileceğimi, doğuma geleceğini söyledi. Her ne kadar son kontrollerde “senin doğum sezaren miydi?” diye sorup beni şüphelendirse de, doktoruma güveniyordum☺. Normal doğumla birlikte oğlumun hazır olduğu zamanı kendisinin seçmesini istedim. Bu onun hayatı ve hiçbir bebek sonsuza kadar ana rahminde kalmıyor. Neden onun bu hakkını elinden alayım ki? Son kontolümüzde, (39+3 deydim), Pazar gününe kadar Kağan bebek kendiliğinden gelmezse suni sancı yoluyla doğurmam gerektiğini söyledi. Tabii ben “o tarihe kadar kesin doğururum canım” diye diye cumartesi gününe kadar geldik. 40+3 deydim ve telaşlanmaya başlamıştım çünkü… 

Her şey cumartesi akşamı “Kelebeğin Rüyası” filmini izledikten sonra başladı sanırım. O filmi izleyip, (sonunu izlemeye içim elvermedi o derece yani) üzüntüden ağlayınca canım oğlum daha fazla dayanamadı ve gelmeye karar verdi. Eğer o kadar üzülmeseydim herhalde bir süre daha içerde beklemeye devam edecekti. Diğer taraftan Pazar akşamı da doktorumuzun verdiği süre bitecek, suni sancı verilerek doğum gerçekleşecekti. Son bir haftam “inşallah pazar akşamından önce gelir de suni sancıya gerek kalmaz, oğlum istediği zaman gelir” diye düşünmekten iyice gerilmiştim. Bu hormonal patlamanın üzerine o filmi izlemek doğumu hızlandırdı sanırım ve oğlum pazar sabahı biz piknik planları yaparken, kendi kararıyla geleceğine dair ilk işareti verdi. Hazırlandık, evden tam çıkacakken eşim televizyonda Kenan Sofuoğlu’nun yarışını seyrediyordu ve “aşkım 2 tur kaldı, 2 dakkaya biter o zaman çıkarız” diyince eh bekledik 2 tur daha:) 

Hastaneye gittiğimizde doğum hazırlıklarına başlamıştı bizim minik baykuş.
Karnım normalden biraz büyük olduğu için doktorlar ilk gördüğünde “ikiz mi?” diye sormakla kalmadılar, bi de nst ye bağladıklarında “hangi bebeğe baktılar” diye sordular. Aldı beni bir telaş “Acaba bilmediğim bişiler mi var?” derken neyse ki tek bebek olduğundan emin olduk:)
Hastanede heyecanla beklerken, hastanenin çeşitli yerlerinde fotoğraf çektirdik falan, tadını çıkartalım dedik. E insan her zaman doğurmuyor canım. Birisi de çıkıp bana demedi ki “kızım ne yapıyorsun, yat uyu fırsatın varken”. Neyse efenim, derken o gece sabah 6 ya kadar sancıların artmasını bekledik ve sabah 6 da doğumhaneye aldılar. Eh o kadar uykusuzluk üzerine sancılarım 3 dk ya bir düşünce 3 dk aralarda uyumak o kadar tatlı geldi ki… Rüya bile gördüm sancı arasında. Doğum sancılarım başladığını söylediklerinde (ben farketmedim bile, doktorlar söyledi, o kadar bir haberdim kendimden) 10 üzerinden 1 den başlayarak puanlar verdim sancılarıma. 1/10, 2/10…8/10 dediğimde anam bir baktım bizim minik baykuş çıkmış. Sancılarımın son dakikalarında doktorlara “epidural yapsak mıııı???” diye sorarken, doktorların artık çok geç olduğunu söylediler ve hafiften güldüler bir de bana. Siz misiniz bana gülen, son ıkınmada dünyaya geldi minik baykuş. 

Tabii çıkması o kadar kolay olmadı, ben ıkınırken biraz yorulmuş o da.

Normal doğumun hakkını verip, epidural de almayınca kendimle nasıl gurur duydum anlatamam. Hepimiz duymuşuzdur, eskiden kadınlar çocuk doğurup bir de üstüne tarlaya gider çalışırlarmış ya, doğumdan çıkınca o güvenle gidip tarlada çalışacaktım da, tarlamız yoktu ne yapalım ☺. Minik baykuşum dünyaya geldikten sonra, tüm ağrılarım sancılarım silindi hafızamdan. İyi ki yapmışım dedim. Kafamda soru işaretleri varken bir anda hamile olduğumu öğrenmiştim ve şimdi de onsuz geçen zamanıma üzülmeye başlamıştım bile. Nasıl bir bağdır bu?
Her şeyden vazgeçebiliyor insan onun için… Kendinden bile… 

İyi ki varsın oğlum, iyi ki geldin… Ve senden şimdiye kadar uzak kaldığım için, seninle geçireceğim ömrü senden çaldığım için, en azından böyle hissettiğim için özür dilerim. Sensiz gezdiğim için, sen olmadan nefes aldığım için… İyi ki geldin. Daha bir anlamlı oldu dünya sayende. Daha bir umut doldu gökyüzüne. 

Eda 

Diğer Paylaşım

Ahu’nun İkinci Doğal Doğum Hikayesi

Sevgili Duru, Seninle maceramız 17 şubat 2017’de başladı. Reglim sadece iki gün gecikmişti ama ben …

16 Yorum

  1. Canim Eda seni cok tebrik ederim, yavrunu saglikla buyut. Goruyoruz ki isteyince hersey oluyor. Bende istiyorum evde dogum yapmayi ama sanirim senin kadar istemiyormusum okuyunca onu anladim 🙂 Bir an icim urperdi cunku. Evde dogum icin ozel bir hazirligin (fiziksel bir hazirlik ya da okudugun ogrendigin) oldu mu?
    Sevgiler
    Selda

    • Güzel dileklerin için teşekkür ederim. Evet, gerçekten her şey istemekle alakalı, tabii ki ortada bir sağlık sorunu yoksa. Özel bir hazırlık derken, fiziksel olarak çok hareketli bir hamilelik geçirdim. Aman hamileyim, bir şey olur diye düşünmedim. Okuyup öğrenme kısmına gelince, o kadar çok okudum ki, hemen hepsi yabancı yayınlardı. Maalesef Türkçe'de bu blog ve birkaç yerdeki doğum hikayeleri dışında insana cesaret verecek şey yok gibi. Normal doğumlar bile çok mekanik, hep bir müdahale söz konusu. Bana en çok ilham verenlerden biri de bu site oldu. http://www.unassistedchildbirth.com/ Bu arada ismimle ilgili bir yanlışlık olmuş. Ben Esra 🙂

  2. Inanamayarak ve gozyaslariyla okudum. Harikasiniz

  3. sabah sabah gozyaslarina boguldum harikasinizz.. evet ben de yurt disinda cok okudum evde dogum ama cogunda bi ebe hemsire vardi mucize gibi kendi bebeginin gobegini o haldeyken baglamakk 🙂

  4. Çok büyük bir cesaret sizinki. Annenizin desteği ve size yol göstermesi de ayrı bir güzellik bu yaşadıklarınızda. Sağlıkla büyütün yavrunuzu…

  5. çok güzel çook..
    Bizde 3 kızız 3 ümüzde 4 sene arayla evde aynı koltukta doğduk 3 ümüzün de ebesi babannem… Herşeyin doğalı güzel, anne olmak kadınlara verilmiş en büyük armağan bence normal yollardan yapamayacağı düşünülseydi bize verimezdi. Allah herkese sizinki gibi kolay bir doğum nasip etsin. Size ve Ece'ye uzun ömür versin 🙂

  6. Eda, bu sabah kalbimi muhteşem bir iyilik, ışık ve umutla doldurdun. Çok özel bir kadın ve annesin sen ! İçim doldu doldu taştı okurken.. O gün sizin evde çok cesur ve muhtesem 3 (Ayşe dahil) kadın ve tabiki sizi gözleyen, seven koruyan'' Koruyucunuz'' varmış. . Kızınla birlikte tüm ailenizin nefis bir ömrü olsun. (Anneni ayrıca tebrik ediyorum, sizde kahramanlık genetik olsa gerek 🙂 )
    İçimden taşan bir sürü sevgiyle..

  7. Muhteşemsiniz her ikinizde… 🙂

  8. Kendim de evde doğurduğumdan olsa gerek yaşadıklarınız ve yazdıklarınız çok tanıdık ve yakın geldi.Bu kafada insanların olduğunu bilmek çok güzel.Ülkemizde doğum algısının değişmesine katkıda bulunan/bulunacak olan kadınlardan birisiniz siz de.Gurur duydum,tebrik ederim!Hatta sizi daha yakından tanımak isterim mümkünse.Mail adresim: oyku1979@hotmail.com,biliyorum küçük bebekle biraz zor ama fırsat bulup mail adresinizi gönderirseniz ve bu sayede iletişime geçebilirsek çok sevinirim.

    Sevgiler

  9. Eda, o kadar güzel ki hikayen, tarif edecek kelime bulamıyorum. Benim de senelerdir hayalimdir evde doğum. Çok etkilendim. Ailenle sana mutluluk, sağlık ve huzur diliyorum.
    Çok sevgiler. <3

  10. Eda aglattin beni, boyle kutsal bir olayi boyle ozel bir sekilde yasamak herkese nasip olmaz. Dualarin cok guzel ve cok icten oldugu icin yaradan layiki ile cevap vermis. Allah sizi birbirinize bagislasin, cok mutlu bir hikaye <3

  11. Arkadaşlar hepinizden çok özür diliyorum. Ben hikayeleri ve fotoğrafları karıştırmışım 🙁

    Esra'nındı evde doğum hikayesi… onu ekleyeceğim.

    Pardon 🙁

    Eren

  12. Ben de ağlayarak okudum. Tebrik ediyorum hem sizi hem de kızınızı. Ben de doğal doğum yaptım ama hastanede. Ben ve kardeşim her ne kadar evde doğmuş olsak ta evde doğum yapmak hiç aklıma gelmemişti. Kısmet olursa ikinciyi sizin gibi evde doğurmak isterim. Bana da bu açıdan güç ve ilham verdiniz. Sağlıkla, afiyetle büyütün meleğinizi, şansı bahtı açık olsun 🙂

Leave a Reply