Anasayfa / BYBO / Ege’nin Evlat Edinme Hikayesi — 7. Bölüm

Ege’nin Evlat Edinme Hikayesi — 7. Bölüm

Herkese Merhaba,
Uzun zamandır aklımda olan konuyu
açıyorum. ¨Koruyucu aile olalım¨.
Yıllardır çocuk hasreti ile kavruluyoruz ve bu
ateş giderek bizi yakmakta. Sancılar içinde debelenirken istediğimiz tedaviyi
deneyelim zaten olmayacak. Artık kabul edelim ve yolumuzu çizelim. Bir gün
hamile kalırsam da hoş gelir ama bunun için daha fazla maddi harcama yapmayalım
kendimizi de üzmeyelim diyorum. Yenilenme zamanı. Üzüntü kozasından kurtulup
yeniden kanatları takıp uçma zamanı. Tedaviyi reddedip artık kendi içimde
hayatımı farklı yönlendirmeye karar verdiğim günlerden hatıra bir dövmem var
vücudumda… yeni doğmuş bir kelebek. Rengarenk hareli. 
Uzun gel-gitler den
konuşmalardan sonra pazartesi sosyal hizmetlere gitmeye karar veriyoruz. Gidip
konuşacağız ve gerekli bilgileri onlardan alacağız. 18.11.2013
Pazartesi öğleden sonra sosyal hizmetlerin kapısındayız. Bir gerginlik
tedirginlik ikimizde birbirimize belli etmemeye çalışıyoruz ama anlıyoruz
hallerimizden. Görevliden bilgi alıp buluyoruz koruyucu aile birimini. Bizi çok
tatlı sosyal hizmetler görevlisi bir hanım karşılıyor. Anlatıyoruz, o sorular
soruyor bilgi veriyor, biz sorularımızı soruyoruz. Öğreniyoruz ki koruyucu aile
olursak bebeğimiz elimizden alınabilir çünkü bizim velayetimize geçmiyor,
prosedürler bizim düşündüğümüzden farklı, ikimizin de kabul edebileceği bir şey
değil… Görevli hanım bize ¨Siz evlat edinmeye uygun bir ailesiniz, bence evlat
edinme birimi ile de görüşün onlardan da bilgi alın¨
diyor. Peki, diyoruz madem
bir adım attık yürümeye devam etmeliyiz. 
Evlat edinme birimine giriyoruz. Bu
görüşme epey bir sıkıntılı  geçiyor. Sonrasında şikayetçi olacağımız bir görüşmeye dönüşüyor ama yeniden hatırlamaya
gerek yok. Bu karar verme döneminde 3 kere daha kuruma gittik konuştuk, fikirler
aldık, bebeğimiz ve bizim için en doğru olan neyse onu yapmak istedik. O kapıdan
geçebilmek hayatımda verdiğin en zor kararlardan biri. Bir dönüm noktası. Bizim
için evlat edinmeye karar vermek kesinlikle bir pes etme değildi, son seçenek: ee madem bunu yapalım da değildi. Yüreğimizde hissettik ve başvuru yaptığımız
andan itibaren her dakikasında mutlu olduk, heyecanlandık, doğum sancılarımızı
bekler gibi bekledik.
Her düştüğümde yüreğim kanamıyor artık. Ruhum da
tazelendi.
Hazırlamamız
gereken bir dizi evrak var onları hazırladık, referanslarımızı belirledik, hastaneden raporlarımızı aldık.  Bu
süreçte insanın yanında dostlarının olduğunu hissetmesi çok güzel. Bizi hiç
tanımayan insanların bile omzuma koyduğu destek eli, bir gülümsemesi
anlatılamaz. En sonunda 13.12.2013 tarihinde evlat edinme birimine resmi
başvurumuzu yaptık. Kurumun sizden istediği kriterler olduğu gibi sizinde
belirleyebildiğiniz kriterler var ancak bizim hiçbir kriterimiz olmadı çünkü
kendimde hiçbir zaman bu hakkı görmedim. Biz gerçekten anne baba olmak
istediğimiz için ordaydık ve bunca tedavi arasında hamile kalsaydım bir kriter
koyamayacakken böyle bir kibri kendime yakıştıramadım. Normalde insanlar
hamileliklerini öğrenince gidip bir patik, bir badi falan alırlar. Bizim bebeğimiz
için aldığımız ilk şey yoğurt makinesiydi:) Sevgilim
sağ olsun. Mutfakta olmayı bu kadar çok seven bir baba adayı olunca (hiç de fena
bir durum değil hani)… Dosyamız onaylandı çok şükür, sıramızın gelmesini
beklemek dışında bir sıkıntımız yok. Aslında bu hikaye de erken doğum tercih
sebebimizdi.
Arkadaş
toplantılarında anlatacağım bir doğum hikayem ve aşerme hikayem yok benim. Göğüslerimden
sütler de fışkırmıyor yavrumu beslemek için. Benim bebeğimi bekleme sürecim de
farklı, her ay gidip ultrasondan görmüyorum ya da karnımda oynadığını tekmeler
attığını hissetmiyorum. Ben onu yüreğimde hissediyorum, yüreğimde büyütüyorum.
İlk karşılaşmamız da  bir doğumhanede
olmayacak, bakıcı annenin kollarında göreceğim ilk kez. Bir telefon bekliyorum
yüreğim ağzımda, gelebilirsiniz artık diye. Nefesim kesiliyor.  Eğer yüreğinde o sevgiyi taşıyorsa hiç
tanımadığı birini sevebiliyormuş, onun için hayaller kurabiliyormuş, özlemle
bekleyebiliyormuş insan.
Bir
oğul var adını Deniz koyduğum… Kaderimizin birlikte yazıldığı bir oğul.
Odasının duvarlarında martıların uçtuğu… Bir oğul var yüzünü rüyalarımda
gördüğüm, yosun kokusunu burnumda hissettiğim. Anneannesinin ördüğü
battaniyelerle ısınacak, sevgi arsızı olacak bir oğul.

Bugün sen çok
gençsin yavrum
Hayat ümit neşe doluMutlu günler vaad ediyorSana yıllar ömür boyuNe yalnızlık ne de yalan üzmesin seniDoğarken ağladı insan bu son olsun bu son

Haftaya görüşmek üzere,

Ege 



Diğer Paylaşım

Kandırıkçılık İnancı – Süheyla Pınar Alper

‘Impostor syndrome‘ kavramı dilimize ‘kimlik hırsızlığı’ sendromu olarak çevrilmiş. Kimlik hırsızlığı gerçekten bir hırsızlık eylemi düşündürüyor, …

10 Yorum

  1. kimi karnında, kimi yüreğinde büyütüyor yavrusunu.. merakla beklıyorum birbirinizi ilk gördüğünüz satırları..

  2. Sırtıma kadar ürperdim. Doğum sancısı bu resmen. (:

  3. Çok şanslı bi çocuk Deniz!
    Heyecanla bekliyorum :*

  4. Cok etkileyici !!! nasil tatli iki insansiniz siz boyle , sizi yurekten tebrik ediyorum ♡♥♡♥ mukemmel bir anne baba olacaksiniz bir yavrunun hayati sayenizde harika ve sevgi dolu olacak ♡♥♡♥

  5. ahh Ege sen yazıyorsun, biz iliklerimizde hissediyoruz. Siz iki sevgili ne muhteşem insanlarsınız… Deniz bebeği çok sever, koklarım… Deniz'in şansı, sizin yüreğinizin güzelliği; hepsi bu hikayeye çok yakışmış…

  6. Bütün tüylerimin ürperdiği bir yazı olmuş yine. Bir evladı gönlünde büyütmek en büyük nimet bana kalırsa. yolunzu da bahtınız da açık olsun…

  7. Bütün hikayeleri şuanda bir solukta okudum. İşte mutlu son! ve benim de gözlerimden dökülen yaşlar… Ben sizi çok sevdim…

  8. Ege, tum ruhum, kalbim doldu taştı okurken.., herkes gibi aglayarak.
    Sizi anladıgımı soylememe yoktur, yaşadım/ hissettim hepsini..
    Birlikte cok mutlu olun isterim..

Leave a Reply