Anasayfa / İlişkiler / Kadına Yönelik Şiddet Durumunda Yapılması Gerekenler

Kadına Yönelik Şiddet Durumunda Yapılması Gerekenler

Yararlanacağınız kanun, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun.

Özetle; herhangi bir özgürlüğünüzü engellemeye/kısıtlamaya yönelik, size fiziksel yahut duygusal acı çektirecek her davranış, söz, hareket, fiil şiddettir. 

Şiddet gördüğünüz kişinin sizinle aynı evde oturması gerekmiyor. Ayrıldığınız sevgiliniz, boşandığınız kocanız, kayınpederiniz, babanız, oğlunuz, kızınız, dayınız, “aile mensubu sayılan” her kim şiddet gösteriyorsa, elbet bir gün bu kanundan nasibini alacaktır.

Bazen insan maruz kaldığı şiddetin farkında olamıyor. Adam kadının maaş kartına el koyuyor, eve harçlık bırakmıyor, kadını cinsel olarak zorluyor, kadını kayınpeder ve kayınanası ile oturmaya mecbur bırakıyor, sözleri ile aşağılıyor, kötü davranıyor, çocuğunu kaçırıp göstermiyor, çocuğunu kaçırmakla/şehir değiştirmekle/ boşayıp çulsuz çöpsüz kapının önüne koymakla tehdit ediyor… Ediyor da ediyor. Şiddetin türevlerinin sonu yok. Yeter ki insan içgüdüsel olarak şiddetten soyutlanamamış olsun. 

Benzer bir şiddet eylemi yaşadığınızda, mesai saati değilse, yapacağınız ilk şey varsa avukatınızı aramak, yoksa ve hemen avukat bulamayacak durumda iseniz, en yakın karakola başvurmak, şikayetçi olduğunuzu belirtip, koruma tedbiri istemek olmalı.

Mesai saati içindeyseniz, karakola VEYA Adliye’de bulunan Savcılık Müracaat Bürosu’na VEYA Adliye’de bulunan Aile Mahkemesi’ne (o ilçede Aile Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne) başvurabilirsiniz. Ciddi bir can güvenliği sorunu, acil bir barınma ihtiyacı varsa, Valilik binalarında hizmet veren ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri)’e de başvurabilirsiniz. 

Eğer açılmış bir boşanma davanız varsa, Aile Mahkemesi’ndeki bu boşanma dosyası üzerinden koruma tedbiri istemenizi öneririm. Böylece hakimin dikkatini çekmiş, kulağına “şiddetçi” kocanızın adını kaçırmış olursunuz.

Eğer boşanma davası yoksa da dava açmadan, tek bir dilekçe ile koruma tedbiri isteyebilirsiniz.

Mahkemenin vereceği koruma tedbirleri, sizin beyanınızla alınacaktır. Eğer başvuru sırasında elinizde şiddete dair fotoğraf, görüntü, doktor raporu, telefon mesajı, mail ve benzeri varsa sunun! Yoksa, tedbir çıkmaz demeyin, bu öyle tanık falan dinlenen, yargılama yapılan bir dava değil, ACİL DURUM teşkil eden, hakimin sizi korumak için gerekli kararı DOSYA ÜZERİNDEN yani SİZİN BEYANINIZLA vereceği bir karar. Yani kocanızı çağırıp da, “Karını dövüyormuşsun, doğru mu?” diye sormazlar bu tedbir kararını vermek için. BU IŞLEM ÜCRETSIZDIR! Sadece adliyeye gitmek için yol parası ödersiniz. 

Uygulamada genel olarak, şiddet uygulayanın hareketlerine göre; 

  • Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. 
  • Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. 
  • Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması. 
  • Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması. 
  • Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması. 
  • Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. 
  • Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi. 
  • Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi. 
  • Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi. 
  • Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması. Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması 

tedbirlerinden bir veya birkaçına karar verilebilir. Bu kararlardan başka, nafaka, velayet ve/veya kişisel ilişki kurulması (yani babası çocuğu göstermiyor, belli günler görebileyim; gibi) kararı da verilebilir. Yani “Param yok, adamı evden uzaklaştırsam ne yaparım, kirayı ödeyemem!”, diye düşünmeyin.

Kanun, hakimin uygun başkaca tedbirler de verebileceğini söylüyor ancak maalesef sistemimiz “ağlamayana meme yok!” mantığı ile çalıştığı için istediğiniz ne varsa isteyin, başınıza ne geldiyse anlatın. 

Bazen, “utandım rapor alamadım!” diyen kadınlar görüyoruz. Bırakın, artık biraz da şiddet gösterenler utansın! “Aman canımı kurtarayım da nafaka lazım değil!” diyorsunuz ihtiyacınıza rağmen. Nafaka bazen lazım, yanlarına bırakmayın! 

Diyelim ki, şiddet gördünüz, mahkemeye başvurdunuz, mahkeme de size şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasına karar verdi. Bizim dayakçı da bir gece kalktı eve geldi. Ne yapacaksınız? Hemen karakolu arayacak, tutanak tutturacak, şikayetçi olduğunuzu ve hakkında verilmiş koruma kararı olduğunu söyleyeceksiniz. Sonrasında muhtemelen gelip adamı kapınızdan alacaklar ve mesai başladığında hakimin huzuruna çıkartacaklar, hakim de belli günlere kadar yani, 3 – 10 gün; 15 – 30 gün; maksimum altı aya kadar zorlama hapsi verecek. Uygulamada ben 10 gün, 3 ay ve 6 ay gördüm de, birkaç gün görmedim doğrusu. 

Bu hapis, Türk Ceza Kanunu’nda geçen “Şu kadar yatarım var!” diye konuşulan, sicil kaydına işleyen bir hapis değil, adamı ıslah etmek, burnunu sürtmek, “Bak aklın başına gelsin, bir daha yapma!” demek için uygulanan bir hapis.

Eğer eşinizin size karşı hareketi aynı zamanda TCK’ya göre suçsa, örneğin sizi öldürmeye teşebbüs etmiş, yaralamış, hakaret/tehdit etmiş ise ayrıca KAMU davası da açılacaktır. Üstelik bu dosyalar şikayetten vazgeçseniz, “Kocamdır, döver de sever de, ben affettim, beni yine de dövse kocamdır!” deseniz bile düşmez, yargılaması devam eder. 

Şiddet görmediğimiz günlere, hep birlikte…

Av. Hande Burma

Diğer Paylaşım

Kandırıkçılık İnancı – Süheyla Pınar Alper

‘Impostor syndrome‘ kavramı dilimize ‘kimlik hırsızlığı’ sendromu olarak çevrilmiş. Kimlik hırsızlığı gerçekten bir hırsızlık eylemi düşündürüyor, …

Leave a Reply