Anasayfa / Yazarlar / Eren Kaya / Tatil Anlayışını Değiştiremediklerimizden Misiniz?

Tatil Anlayışını Değiştiremediklerimizden Misiniz?

Lakes Region, New Hampshire

Herkesin bir tatil anlayışı var. Çoğumuzunki güneşin alnında pancara dönüşene kadar serilip yatmak, serinlemek için şöyle bir suya girip çıkmak, bir ¨her şey dahil¨ programı bulup aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yemek, bakılacak çocuk yoksa da sabaha kadar içmek olarak planlanıyor. Bir de bakıyoruz ki tatilden gelip işe döndüğümüzde öncekinden daha yorgun daha bitkiniz. Evet o herşey’e bu da dahil maalesef. Tatil, bedenin her zamankinden fazla zorlandığı, her zamankinden fazla tembellik yapıldığı, her zamankinden fazla hırpalandığı bir zaman olmak zorunda değil. Neden bunu kendimize yapıyoruz ki?

Çocuk sahibi olmamızı fırsat bilerek bu anlayışı değiştirmeyi teklif ediyorum. Gelecek nesillere örnek olmak ve çocuklarınızın (hükümetlerin yakıp yıkmadığı alanları değerlendirerek) doğayla tanış olarak büyümesini sağlamak için alışılageldik tatil anlayışınıza son verip sağlık tatilleri yapmaya başlayın. Size söz veriyorum çok mutlu, çok huzurlu, çok dinlenmiş ve doğa hakkında bilmediğiniz onlarca yepyeni bilgi edinmiş olarak, müthiş bir tatminle eve döneceksiniz. Üstelik normalde harcadığınızın yarısı kadar bile harcamadan…
Biz eşim Ümit’le son 10 senedir bulduğumuz her fırsatta kendimizi doğanın kollarına atıyoruz. Leyla bebeklikten çıkıp çocuk olmaya başladığından beri doğaya atlama seferleri hız kazandı. Onun da eğendiğini, öğrendiğini görmek çok keyifli…

Geçen hafta New Hampshire’da göller bölgesindeydik. Daha çok Laconia gölü ve çevresinde zaman geçirdik. Su-güneş-orman üçlüsüne eşit oranda zaman ayırarak dolu dolu bir 3 gün geçirdik. Benzer doğa/sağlık tatilleri yapabilmek için ihtiyacınız olan en önemli malzeme: AYAKKABI! Uygun adım yürüyebilen çocuğunuza aşağıdakine benzer bir çift hiking ayakkabısı almanızı tavsiye ederim. Doğa canavarları genellikle 3 yaşından sonra uzun uzun yürüyebiliyor, yorulduklarında babanın omuzlarında idare edebiliyorlar. O yüzden küçük müçük demeyin. Alın ayakkabısını, şapkasını, güneş kremini, acıkma durumunda meyveleri kuruyemişleri ve yedek kıyafetlerini, vurun kendinizi patikalara orman yollarına! İlk 2 gün civarda ve göldeydik.Aşağıda ilgili fotoğrafların bir kısmını göreceksiniz.

Çok uzun yıllardır yapmak istediğim ¨tarihi tren¨ yolculuğunu nihayet burda yapabilme şansını yakaladım. 19. YY yapımı tıngır mıngır trenlerden birine binip manzara izleme seyahati yaptık. Hani kovboy filmlerinde olur ya bu trenler? Hep soyulurlar… Kızılderili atlılar bu trenlerden hep daha hızlıdır… Koca etekli koca şapkalı dönem kadınları şıkır şıkır otururlar kırmızı koltuklarında… İşte o tren!

Bu da benle ¨iyi uyudun¨ diyerek dalga geçen kondüktör!

Son gün Squam Lakes Natural Science Center‘a gittik. Burası çevre ve doğa eğitimi veren bir merkez. Aynı zamanda hayvanat bahçesi ama bildiğimiz hayvan hapishanelerinden değil. Vahşi doğada bir şekilde yaralanmış/ zarar görmüş ve kendi haline bırakılırsa yaşama şansı az olan hayvanları kurtarıp tedavi ediyorlar ve doğal habitatlarına bırakıldıklarında yaşayamayacağını düşündüklerini merkezde tutuyorlar ve bakıyorlar.

Merkez çoğunlukla hayırsevelerin katkılarıyla kurulmuş ve yaşatılıyor. Mesela…

 

Leyla merkezdeki hayvanları çok sevdi. Çoğu zaman yaklaşıp dokunmak istediyse de bir ayının ya da tilkinin ya da şahinin yanına yaklaşmasının çok mantıklı olmayacağına karar verdik. Sanırım doğru karar verdik 🙂

İlk başta tereddütlüydüm doğa gezilerimizi paylaşıp paylaşmamak konusunda. Malum: Ben Amerika’da yaşıyorum, okuyucularımın büyük çoğunluğu Türkiye’de… Ne zamanki ülkemin büyükşehirlerinde bir avuç kalmış yeşiller halkın gözünün içine baka baka beton yığınlarına dönüştürülmeye başlandı, cennet güzellikler ¨kaza¨ yangınlarına kurban gitti, fikrimi değiştirdim. Niyetim herşeyden önce sizlerin tatil anlayışını değiştirmek sonra da ülkemizin doğasına yeşiline sahip çıkmanızı ve değerlendirmenizi sağlamak!
Bundan böyle tüm doğa gezilerimizi fotoğraflarla paylaşacağım.
Görüşmek üzere!

Diğer Paylaşım

Evde Cilt Bakımı

Cilt bakımınız için binlerce lira harcamanıza ve kendinizi kimyasal işlemlere maruz bırakmanıza gerek yok. Evde …

6 Yorum

  1. :)paylaşmanı bekliyoruz

  2. Muthiş görüntüler :)Batmanın bu sıcak ve oksijensız ortamında gördüklerim çok iyi geldi sağol eren.
    Türkiyede de çok fazla doğal yerler var ama kim araştıracak herşey dahil oteller varken ? Benimde kızım biraz büyüsün karadeniz yayla turu yaparak işe başlamak istiyorum .

  3. İyi yapmışsın Eren.Gayet yerinde bir paylaşım olmuş canım ülkemin yeşillikleri bir bir elden gidiyor ama biz kıymetini bilmiyoruz dahası çok daha fazlası ülkemizde varken kıymet bilmek lazım.

    Bu arada Leyla çok şanslı :))
    Sevgiler

  4. tüm doğa gezilerinizi heyecanla bekliyorum..

  5. Kesinlikle haklısın. Biz de İngiltere'de yaşıyoruz ve her yer yeşil doğal olarak. http://www.gezginanne.com bloğumda gezdiğimiz parkları, bahçeleri yazmaya çekindim gezi parkı olayları başlayınca. İstanbul'da bir avuç yeşil alan kalmazken bizim yürüme mesafemizde 5-6 birbirinden güzel park var. İnsanın içi yanıyor böyle olunca malesef, özellikle de her Türkiye'ye gidişimizde daha az yeşil ve daha çok beton görünce.

  6. yazın da belki hala konunun vehametine uyanmamış olan varsa, bir yerde aklını başına getirir ülkenin gidişatı. İstanbul'da haftasonu birkaç saatliğine gidilebilecek park bulmakta zorlanır durumdayız. Gerçekten hele de araba yoksa mucize birşey bir parkta birkaç saat geçirmek.

    ahallelerdeki çocuk parklarının altındaki kum ve çimenleri bile temiz tutamadığımız için plastik bir madde ile kaplıyor, hatta abartıp bazılarına beton döküyorlar. Çocuk parkı kavramı giderek bir kaydırak, iki salıncak olarak düzenleniyor. Gerçekten kaygılanıyorum artık ciddi ciddi.

    Paylaşın, belki daha çok anne-baba elini taşın altına koyar; belki daha çok sesimiz çıkar; belki birşeyler düzelir ve belki böyle tatil (-ki haftasonları da dahil) yapıp yapmamak anne-babanın kararına kalır sadece.

Leave a Reply