Anasayfa / Gündem / Özgecan ve Kadının Yaşam Hakkı

Özgecan ve Kadının Yaşam Hakkı

Türkiye sadece etnik ve dini azınlıklar için değil sadece kadın için de yaşanılası ülke değil. En ideal ülkeler sıralamasında Türkiye; Katar, Nikaragua, Zimbabve ve hatta Birleşik Arap Emirlikleri’nden bile sonra geliyor. Ne ilginç değil mi? Birleşik Arap Emirlikleri kadına Türkiye’den daha fazla yaşam hakkı sağlıyor. 

Hani “yaşam hakkı”nı başlık olarak kullanırız ya? İnanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü, ifade özgürlüğü, giyim kuşam özgürlüğü filan’la açıklanır? Hayır, kadın için Türkiyede “yaşam hakkı” literal’dir. Bilmiyorum Türkçe’ye “edebi anlamda” olarak çevrilebilir mi… Türkiye’de kadının adı da yaşam hakkı da YOKTUR! Yaşatmazlar.

Özgecan’ın başına gelenleri AKP’ye hükümete filan maletmeye kalkışmayınız. O isimlerinizin önünde gururla taşıdığınız TC’ler var ya? Özgecanları insanın tahayyül sınırlarını zorlayan şekillerde katledegelen TC’nin ta kendisidir. Tepkilere bakınca zannedersiniz AKP’den önce kadın kadın olma hakkına sahipti Türkiye’de… Hiç mi üçüncü sayfa haberi okumadınız?

Bizim ülkemizde bir erkeklik sorunu var. Erkeklik değil de… errrrrrrkeklik sorunu var. Bu sorun da errrrrkeğin kendisinin değil anasının sorunu aslında. Anniş hamiş göbüş gruplarında “1 kızım var… 2 kızım… var 3 kızım var… bir de oğlum olsun istiyorum ne yapayım” salaklığıyla başlar. Oğlan diyemediğimiz, errrrrkek demek zorunda olduğumuz 1 günlük bebeğin pipisinin şeklinin yorumuyla, pipi büyüdükçe maşallah diyecek amcalara teyzelere sergilenmesiyle ve bir errrrrkeğin en (hatta tek) becerisi olan s.kebilme üstün yeteneğiyle devam eder. Türk kadının yaşam hakkı da errrrkeğin yapabildiğini her an her yerde her fırsatta tehdit olarak kullanmaya başladığı noktada biter.

Ben sözlü ya da fiziksel taciz yaşamamış olan bir Türk kadını tanımıyorum. 38 yaşındayım. Ömrümün son 13 yılını Amerika’da geçirdim; bizim “değerleri” olan halkımızca makul sayılmayacak saatlerde tek başıma sokaktaydım, hiçbir zaman rahatsız edilmedim. Onun öncesinde Türkiye’deydim; rahatsız edilmenin HER şeklini sayısını bilmediğim kadar çok yaşadım. Dolmuşta okula giderken, kalabalık sokakta yürürken, arkadaşlarımla bakkaldan zeytin alırken, otobüste konserden dönerken… Hayır, bunların hiçbiri o makul bulmadığınız saatlerde gerçekleşmedi. Hayır, hiçbiri o güvenli bulmadığınız mahallelerde gerçekleşmedi. Hayır, ne mini etek vardı üzerimde ne de göğüs dekoltem… Hani bunlar suça teşvik edici sebepler ya? Kadının orospu olduğunun ve her türlü şiddete layık olduğunun gözle görülür delilleri ya? Yoktu vallahi… Ben bunu yazarken okuyan bütün kadınların en az birkaç adet taciz vakasını hatırladığına adım kadar eminim. 

Errrrrkeği suça azmettirici sebepler varsa ne ala… Ama yoksa da farketmez. Diyorum ya s.kebiliyorsa yapacak. Bunun için sizin rızasına filan ihtiyacı yok. Üzerine bir de sizi öldürmesi şart, yoksa konuşursunuz. Anası çocukluğu boyunca beyninden çok pipisinin gelişimi için çalıştığından öldürmenin delil yok etmek olmadığını bilecek kadar kafası çalışmaz. Ama burada da bitmez; sizi herhangi bir şekilde değil vahşice öldürmek zorunda… Çünkü bir şeyi zorla almaya mecbur bıraktınız bu bir, sokaktaysanız orospusunuz bunu hakettiniz iki, güzelsiniz-iyisiniz bu üç. O güzelliği Allah vermiş de errrrrkek olan alır; yakar ve yok eder. O kadar güzel olup errrrrrkeği bunları yapmaya mecbur bırakmayacaktın kadın! 

Evet TC’de bunlar ezelden beri var idi ama orada bırakmayalım; gelelim mecvut hükümetin errrrrkekleri nasıl beslediğine… Birincisi halihazırda evinin karısı çocuğunun anası olmaya en başından koşullanmış ve programlanmış kadının ekmeğine yağ sürerek bu kararın ne kutsal ne ulvi ne takdir edilesi olduğu yönünde telkinlerde bulunuyor. Kadının makbulu evinde çalışandır “onun bunun kapısında” para karşılığı (bak sen: para karşılığı!!) çalışan değil. Analık kutsaldır da kutsaldır… öyle böyle kutsal değildir ama çok acayip kutsaldır. Öyle ki hamile kalmak ve bebek doğurmak gibi yüzyıllardır DOĞAL olarak gelişen hadiseler yüceltildikçe yüceltilecek kadar kutsaldır. 3 kuruşluk aklı olmayan, olmasını da istemeyen kadınlar sırf doğanın DOĞAL olarak insana verdiklerini yapabildiler diye geldi tepemize oturdular! Kutsaldır da kutsaldır… Bu gazla şişe şişe evde oturup kocasına itaat eden kadın modeli takdire şayan, diğeri de orospu bellendi haliyle… Bakanından, “aile” bakanından, başbakanından, sözde din alimine ve bunların etrafında palazlanan neo-lümpenlere kadar hepsi bir olup satın aldıkları medyadan çizdikleri ideal kadın portresine uymayan bütün kadınları hedef gösterdiler, her türlü şiddete yol verdiler.

Bugün Özgecan’ın başına gelenlerin sorumlusu katilleri değil. O katilleri yetiştiren anaları, babaları, okulları ve devletleri. O katiller kendine, cinsine, oğluna saygısı olmayan kadınların ve o kadınların ülkelerinin ortak yapımı. Biz bu filmi ilk defa izlemiyoruz, son da olmayacak. O yetiştirdiğiniz errrrkekler var ya? Bir bööö sesiyle kuyruklarını kıstırıp titreye titreye kaçan zavallı mahlukatlar farkında mısınız? O gurur duyduğunuz errrrrkekleriniz kadının çivi topuklarının sesleriyle uyuyamayan, kabus görüp gece yanınıza yanaşan acınası hilkat garibeleri…. Siz kadınlar errrrrkek yerine insan yetiştirmeye başlamadıkça, kendinize saygınızı kazanmadıkça, doğuştan getirdiğiniz özelliklerinize gurur duymayı, kutsamayı bırakmadıkça biz nice Özgecan’ları kurban vereceğiz sizin erkeklik komplekslerinize. 

Sarsılın! 

Eren Kaya

Diğer Paylaşım

Bu Sıkıntının Adı Yas – Scott Berinato’dan Çeviren: Süheyla Pınar Alper

Scott Berinato’nun 23 Mart 2020de Harvard Business için yazdığı yazının çevirisi (That Discomfort You’re Feeling …

6 Yorum

  1. Çok güzel, evet bu ülkede bu suç hep vardı ve maalesef var olacak . Biz göster amcana pipiyi dedikçe, paşam koçum sırtını sivazladikca, erkek evlatdan sanki bi .ok becermisi z gibi gururlandikca, oglumuzu doğru bir birey olmadan önce errrrkeeekkk olduğunu ogrettikce bu haberleri daha da duyacağı z. Ama hükümete bağları ben gene bu mevzuyu arkadaş! Hergün tv de bu gosteren sapık yobaz din tüccarları anasinin dizinden halleneni olağan gösterir de anasina kapa derse, zamanın Başbakanı açık kadını perdesiz eve benzetip ya kiralık ya satılık derse ve bunun saksakcilari buna benzer durumlarda acaba hakketcek ne yaptı ne giymisti diye sorgularsa maalesef biz bunu daha yaşarız.

  2. Harfi harfine katılıyorum…tüm annelere ama en çok da erkek çocuk annelerine öyle büyük bir sorumluluk düşüyor ki burada…en erken halkayı "sarsmak" gerekiyor bu errrkekçi sistemin sarsılması için….

  3. Yine işin ucu kadına dokundu. Hem cinsini korumak istiyorsan erkeği düzgün yetistireceksin. Çünkü bu erkeklere birakilamayacak kadar ciddi bir iştir. Lütfen her erkek te üstüne almasın ama içim parçalaniyor sabahtan bu yana. Kızı düşünüyorum anasını babasını hatta kızın kendisini. 3 gün önce ozgecan neler yaşamış ben evimde gülüp eğlenirken. Şuan hangi kadın neler yaşıyor bu coğrafyanın herhangi bir yerinde ne acılar çekiyor. Eren söylediklerinin her harfini katılıyorum. O baba ve oğlu hele ki hiç mi hiç anlayamiyorum sen nasıl bir babasin sen nasıl bir evlatsin.

  4. Ben 29 yaşındayım ve geçen gün dolmusa bindim dolmuşta hiç bayan yoktu ve bembeyaz ürktüm , bir an yanlış dolmuşa mi bindim acaba insemmi diye düşündüm. Bu korku yıllardır var ve biz güya özgür bir ülkede yaşıyoruz.

  5. O kadar doğru şeyler yazmışsınız ki her kelimesine katılıyorum. Keşke her erkek annesi okuyabilse ve en çok da anlayabilse bunları. Ogullarimizi dünyanın merkeziymiş gibi yetiştirmek yerine annesine kızkardeşine yardım eden, vicdanlı ve saygılı bir evlat olarak yetiştirirsek belki de 3. sayfa haberlerini daha az görürdük bu ülkede. Kadına değer verilsin istiyorsak önce biz kadınlara düşüyor görev. Sadece doğurup doyurmakla olmuyor, karakterini de beslemek zorundayız. Sevgiler Eren Kaya.

  6. O kadar doğru şeyler yazmışsınız ki her kelimesine katılıyorum. Keşke her erkek annesi okuyabilse ve en çok da anlayabilse bunları. Ogullarimizi dünyanın merkeziymiş gibi yetiştirmek yerine annesine kızkardeşine yardım eden, vicdanlı ve saygılı bir evlat olarak yetiştirirsek belki de 3. sayfa haberlerini daha az görürdük bu ülkede. Kadına değer verilsin istiyorsak önce biz kadınlara düşüyor görev. Sadece doğurup doyurmakla olmuyor, karakterini de beslemek zorundayız. Sevgiler Eren Kaya.

Leave a Reply